İsmailağa Dergisi Kasım 2019 | İSRAF
Kategori
Yayınevi
Barkod
ismailağa ilmi ictimai tasavvufi dergi sayı 42
Yazar
Vitrin Katagorisi
120,96 ₺
İSMAİLAĞA DERGİSİ KASIM 2019 Sayı 42 Sayısı, İSRAF
BU SAYIDA
-Hikmet Damlaları SOHBETLER, Mahmut Ustaosmanoğlu ks
-Adresi Rüyada Verdiler
-İsraf Edilen Nimet: Din
-İsmailağa Kürsüsünden
-Dikkat Edilmeyen Zâyiât: Zaman İsrâfı
-Sünnet-i Seniyye de Mahfuzdur
-Sualler ve Cevaplar – Kasım 2019
-Hikmet Damlaları – Kasım 2019
-Allâh (Celle Celâluhû) İsrâf Edenleri Sevmez
-Tayy-i Zaman ve Tayy-i Mekan Var mıdır?
-Mektûbât 24. Mektûb: Kişi Sevdiğiyle Beraberdir
-İslâm ile Bilim(ler) Çelişir mi?
-İsraf ve Cimrilik Arasında Denge
-Efendi Hazretleri ile İlk Temâs
-İslâm’ın Özü Güzel Ahlak
-Duygu İsrafı
-SOHBETTEN BÖLÜMLER:
Ders Ayeti: Âl-i İmran Sûresi, 118
Efendibabam (Ali Haydar Efendi) (kuddise sirruhu) buyururdu ki: "Kâbil-i hitap bir evladım, benden doğan fakat laftan anlamayan yüz bin evlattan daha hayırlıdır.” Yani sözümü anlayan bir evlat, yüz bin evlattan daha hayırlıdır.
Bir ibare şöyle gelir: "İman, bilmeye; bilmek ise doğru yerden öğrenmeye bağlıdır.” Şu da var ki: Şimdiye kadar hüneri ilimde arıyorduk, ona biraz olsun sahip olduk. Şimdi o ilimlerle amel etmeye, niyetimizin halis olmasına çok dikkat edelim.
«يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ» Ey o kimseler ki, «اٰمَنُوا» inandılar, yani Ey Mü’minler! «لَا تَتَّخِذُوا» ittihaz etmeyin (edinmeyin) ne edinmeyin? «بِطَانَةً» dost (ve sırdaş) öyle dost ki, «مِنْ دُونِكُمْ» sizin dışınızdakilerden olucu, yani kafirlerden dost ve sırdaşlar edinmeyin, yine öyle dostlar ki, «لَا يَأْلُونَ» kusur etmezler, kime? «كُمْ» size, ne cihetinden? «خَبَالًاۜ» fesat cihetinden, yani fesat eriştirmek ve sizi zararlara sokmak hususunda asla kusur etmezler, daima çalışır dururlar, çünkü, «وَدُّوا» sevdiler, neyi? «مَا عَنِتُّمْۚ» sizin meşakkatinizi, yani onlar size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar, «قَدْ بَدَتِ» muhakkak zahir (belli) olmuştur. Ne? «الْبَغْضَٓاءُ» buğz (kin, düşmanlık)ları, nereden? «مِنْ اَفْوَاهِهِمْۚ» ağızlarından (çıkan sözlerden anlaşılmıştır. Zira onlar, size karşı son derece kızgınlıklarından dolayı kendilerine sahip olamamakta ve sizin aleyhinize konuşmaktan dillerini tutamamaktadırlar.) «وَمَا» o şey ki, «تُخْف۪ي» gizliyor, ne? «صُدُورُهُمْ» göğüsleri, yani içlerinde gizledikleri düşmanlıkları ise, nedir? «اَكْبَرُۜ» (ağızlarından çıkardıklarından) daha büyüktür, «قَدْ بَيَّنَّا» muhakkak biz apaçık beyan ettik, kim için? «لَكُمُ» sizi için, neyi? «الْاٰيَاتِ» ayetleri, yani Allah-u Teala ve Rasulünün düşmanlarıyla dostluk etmenin yasak olduğuna delalet eden ayetleri, «اِنْ كُنْتُمْ» eğer olduysanız, nedir olduysanız? «تَعْقِلُونَ» akleder, yani eğer Allah-u Teala hazretlerinin vaazlarını ve onlardaki faydaları anlayan kimselerseniz artık kafirlere dostluk etmeyi bırakın.
"Ey iman edenler! Kendi (din kardeş) lerinizden başkasını (dost ve) sırdaş edinmeyin. (Çünkü) onlar size fesat (kötülük yapmak)da hiç kusur etmezler. Sizin meşakkatinizi (size sıkıntı verecek şeyleri) arzu ederler.
Şüphesiz onların buğuz (kin ve düşmanlık)ları ağızlarından (çıkan sözlerinden) belli olmuştur. İçlerinde gizlemekte oldukları (kinleri) ise daha büyüktür. Muhakkak biz, size ayetlerimizi apaçık beyan ettik, eğer anlıyorsanız (düşmanlarınızla dostluk etmekten vazgeçin.)”[1]
Ayet-i kerimede geçen, «يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا» daki «يَٓا» harf-i nidadır, aynı zamanda dostun dosta olan çağrısıdır. «اَيُّهَا» harf-i tembihtir, dostun dosta tembihidir. «الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا» ism-i mevsul ve sılasıdır. Dostun, dostunun imanına şahitlik etmesidir.
Mevla Teâlâ, ayet-i celilede dostun dosta olan nidasıyla nida buyurdu. Dostun, dostuna olan tembihiyle tembih buyurdu. Dostun, dostunun imanına şahitliği ile şahitlikte bulundu. Bu ne büyük bir nimettir.
Rabbimiz bize dostluk nidasıyla nida buyuruyor, bizler ise gidiyor, onun düşmanları olan kâfirleri dost ediniyoruz. Hâlbuki dostluk muamelesi neyi gerektirir? Dost edindiğin kimsenin düşmanı ile dostluk etmemeyi gerektirir.
Mevla Teâlâ, iman edenleri kendine dost edindi. Fakat Müslümanlar, bu dostluğu muhafaza edemeyip kâfir ile dostluk yaptıklarında, Allah-u Teâlâ ceza olarak onları Müslümanlara musallat eder; Bosna-Hersek’te olduğu gibi. Boşnaklar, Sırplara kızlarını vermeye, onlar gibi yaşamaya başlamışlardı. Siz misiniz Mevla’yı bırakıp onları dost edinen! Bakın, şimdi ne kadar perişan durumdalar. Şu da var ki, Mevla Teâlâ ateşe, "Yakma!” buyursa yakmayacağı gibi, onların saldırmamalarını, vurmamalarını hükmetse, düşmanlık edemezler. Her şey Mevla Teâlâ’nın kudret elindedir.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Tavsiye Ürünler
