Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, Tanbihül Muğterrin Tercümesi, İmam Abdulvehhab Şarani, 566 Sayfa

Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, Tanbihül Muğterrin Tercümesi, İmam Abdulvehhab Şarani, 566 Sayfa

Kategori
Yayınevi
Barkod
tenbihül muğterrin kitabı, bedir yayınları
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Tenbihül Muğterrin, Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, İmam Abdulvehhab Şarani
17x24 cm Ebat Sert Kapak Ciltli Kitap Kağıdı 566 Sayfa
İmamı Şarani Hazretlerinin Tenbihül Muğterrin adlı kitabını aklı başında her Müslümanın dikkat ve ibretle tedkik etmesi gerekir. İmamı Şa'rânî, Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimizin hem Şeriat hem de tarikat sa­hasında vekili olan muhterem bir âlim ve mürşiddir. Onun bu eseri, Ümmet-i Muhammed için büyük bir uyarıdır.
islâm dinini getiren ve hayata uygulayan Peygamber aleyhissalâtüvesselamın her devirde sâdık takipçileri ol­muştur. Gerçek din âlimleri ve kâmil mürşidler, o yüce Pey­gamberin getirdiği Kur'ân-ı Kerim'e ve Sünnetine uyarak Müslümanlara hocalık ve rehberlik etmişlerdir.
Hakikî, muhlis, samimî ulemâ ve meşâyihin dışında, ma­alesef bu ümmet içinde birtakım ulemâ-i su' (kötü âlimler) ve sahte şeyhler de zuhur etmiştir. İşte Tenbihül Muğterrin kitabı , âlimler ve şeyhler konusunda sahîh ile sahteyi, doğru ile yamuğu, muhlis ile mağşuşu ayırt etmek için yazılmış bir kılavuzdur.
 Bugün Müslümanlar arasında görülen sapmalar iki açı­dan mütalâa edilebilir:
1-Sahih islam inançları ve hükümleri konusundaki yan­lışlıklar. Medreselerin kapatılması ve din eğitiminin yasak­lanması dolayısı ile bir ara islâm gerçekleri öğretilememişti. Sonradan Müslümanların arasına, müşteşrik=oryantalist zihniyetti birtakım profesörler, yazarlar, düşünürler girmiş ve bozuk inanç, görüş ve fikirler yaymışlardır. Bir de, Arap dünyasında, Pakistan'da, şurada burada zuhur eden bazı reformcular ehlisünnet itikadına cephe almışlar, mezhepleri inkâr etmişler, bazıları da Sünnet ve icmâ-ı ümmeti kal­dırarak islâm'ın kaynağını sadece Kur'ân'a dayandırmak su­retiyle Şerîatsız ve fıkıhsız bir hümanizma türetmek is­temişlerdir.
2- İkinci bozukluk ise, teorik olarak ehlisünnet dairesi içinde kalmakla birlikte, ahlâk ve karakter bozuklukları ser­gilenmesi suretiyle görülmüştür. Bu kesime mensup olan bil­gili şahısların ilimleri nazariye olarak doğrudur, fakat uy­gulamada bozuklukları vardır.
Eski devirlerde Müslümanları gerçek din âlimleri ile hakikî tarikat şeyhleri doğru yolda yürütüyordu. Yakın ta­rihteki büyük yıkımlar ve arızalar dolayısıyla icazetli âlim ve şeyhlerin sayısı çok azalmıştır. İslâmî kesimde âlimleri kont­rol edecek bir hiyerarşi ve murakebe sistemi de kalmamıştır. işte bu başıboşluk içinde din hizmeti ve faaliyeti ile din istismar ve istihdamı birbirine karışmıştır.
Zamanımızda din ve iman hizmetleri âlet edilerek dünya zenginliği, makam, mevki ve nüfuz temin edilmektedir. Hafızlık, âlimlik, şeyhlik, mücâhidlik ve hatta -Allah'a sı­ğınırız- Müslümanlık bile sanki bir meslek haline geti­rilmiştir.
Müslümanlar iki ateş arasında, başka bir tâbirle örs ile çekiç arasında kalmış gibidir. Bir yanda dinimize açıkça sal­dıran ateistler, inkarcılar, ehl-i dünya; öbür tarafta dindar geçinen, fakat Şeriat ve Sünnet ölçülerine riâyet etmeyen bazı bozuk Müslümanlar ve din istismarcıları...
Bugün Türkiye'de îslâmî hizmet ve faaliyetler resmî Di­yanet ile özel diyanetler tarafından yürütülmektedir. Biz ya­pılan hizmetleri asla inkâr etmiyoruz ve olduğundan daha az göstermeye çalışmıyoruz. Ancak, insaf ve iz'an sahibi kişiler kabul etmelidirler ki, bugünkü durumda büyük bir karışıklık ve kaynak israfı mevcuttur. İslâm'ın geleneksel hizmet ve faaliyet müesseseleri yıkılmış, onların yerine cemaatler dedi­ğimiz topluluklar kurulmuştur. Bunların arasında da birlik, koordinasyon, hiyerarşi yoktur. Her cemaat kendi bildiği ve aklının erdiği şekilde hizmet etmektedir. Cemaat asabiyeti ümmet şuurunun üzerine çıkmıştır.
Resûl-i Kibriya Efendimiz (salât ve selâm olsun ona!) bu Din-i Mübin-i İslâm'ı insanlara dünyevî ücret, para, maaş, menfaat karşılığında tebliğ etmemiş, mahlûkattan bir şey is­tememiş ve kabul etmemiştir. Onun Ashab-ı güzini, Tabiîn, Tebe-i Tabiîn, Selef-i Sâlihîn, Sâdât-ı Kiram ve her asırda gelip geçen ulemâ ve mürşidler de Peygamber yolundan git­mişler, din hizmet ve faaliyetlerini dünya çıkarlarına âlet ve vasıta kılmamışlardır.
Ticaretin en kötüsü din ticaretidir. Allah, Müslümanları din ticareti, mukaddesat istismarı yapmaktan korusun.
Yayınladığımız bu değerli kitabın yüce dinimiz, mu­kaddes Şeriatımız ve Sevgili Peygamberimizin Sünneti seniyyesi uğrunda hizmet etmesini ve Müslümanların basiret gözlerini açmasını temenni etmekteyiz.
Bu din on dört asırdan beri hakikî ulemâ ve meşâyihin hizmet ve himmetleriyle öğrenilip yaşanmaktadır. Onların Kitab'a ve Sünnet'e nasıl bağlı oldukları, ihlâsları, sıdkları bu kitaptan öğrenilecektir. 
 Mehmed Şevket EYGİ
Bedir Yayınevi 
Sultanahmed, 20 Mart 1997
 ESERİN MÜELLİFİ İMAMI ŞA'RÂNÎ HAZRETLERİNİN HAYATINA VE ESERLERİNE DAİR KISA BİLGİ
Abdü'l-Vehhab bin Ahmed eş-Şa'rânî -kaddesallahu sır-rahü'l-aziz- Hazretleri İslâm mutasavvıflarının önde gelen­lerinden olup Hicrî 897'de doğmuş, 973'te Kahire'de vefat et­miştir (1491-1565).
 Mezheben Şafiî idi. Şer'î ilimleri tahsil etmiş, maneviyat sahasında da olgunlaşabilmek için Şazilî tarikine girmiştir. Hayatını dokumacılıkla kazanıyordu.
 İmamı Şarani Hazretleri birçok büyük şeyhlerden ilim ve irfan dersleri almış ve bilahare kendisi «Şa'râviyye» adlı bir tarikat kurmuştur.
 Şarani Hazretleri zamanının büyük velilerinden idi. Rabbani ilhamlara, keşif ve kerametlere nail olmuş, sağ­lığında ve ölümünden sonra (eserleriyle ve ruhanî him­metiyle) çok sayıda insanın hidayetine, tashih-i itikadına ve­sile olmuştur.
 O iyi ve bilgili bir Müslüman, yani kâmil bir insandı. Ahlâk ve fazilet timsaliydi. Ehlisünnet yoluna, son derece bağlıydı. Eserleriyle büyük hizmet etmiştir.
O islâm'ın hadimi, yani hizmetkârıydı. Son derece ihlâslı ve mütevazi idi. İslam dinini kendi menfaatlerine âlet eden istismarcılarla, kısırda (satıhta) kalmış ulemâ-i su' ile mücâdele etmiştir.
 Tasavvuf zevki ve meşreb itibariyle Şeyhü'l-Ekber Muhyiddin el-Arabî Hazretlerinin yolunu devam ettirmiştir.
 Onun tasavvuf ve tarikat anlayışı tamamen Şerîat'a uy­gundur ve Sünnilik çerçevesi içindedir.
 Başlıca eserleri:
 1-       ed-Dürerü'l-mensûre   fibeyânizübd   il-ulum   il-meşhûre.
2-       el-Yevakîtve'l-cevâhir fi beyaniakâidi'l-ekabir.
3-       Feraidü'l-kâlâid fi ilmVl-akâid.
4-       Keşfü'l-hicabve'r-rân 'an vechies'ileti'l-cin.
5-       el-Fethü'l-mubın fi zikri cümletinminesrâri'd-dîn.
6-       İrşâdü't-tâlibîn ilâ merâtibiulemâi'l-kâmilîn.
7-       el-Mizânü's-suğrâ.
8-       el-Mizânü'ş-Şa'râniyyeti'l-kübrâ.
9-       Levâhikü'l-envâri'l-kudsiyye   fibeyânikavaidi's-sûfiyye.
10-      Savâtiü'l-envâri'l-kudsiyyefimâ sadaret bihil-Futû-hâtu'l-Mekkiyye.
11-      el-Kavlü'l-müblnfi'r-reddi 'an Muhyiddin.
12-      el-Kibritü'l-ahmer fi beyâniulûmi'ş-ŞeyhVl-Ekber.
13-      Tenbihü'l-Muğterrînevâhira'l-karni'l-âşiriala  mâhâlefûfihîselefehumu't-tahir.
14-      el-Envârü'l-Kudsiyye fibeyâni marifeti âdabi'l-ubudiyye.
15-      Meşâriku'l-Envâri'l-Kudsiyye fibeyâniUhudi'l-Muhammediyye.
16-      Medâricü's-Sâlikîn ilâ rüsûmîtariki'l-ârifin.
17-      el-Bahrü'l-mevrûdfî'l-mevasıkve'l-Uhud.
18-      Mevâzinü'l-kasırînmine'r-rical.
19-      MuhtasaruTezkireti'l-Kurtubî.
20-      Irşadü'l-muğaffelmine'l-fukahave'l-fukara ilâ şurûtisuhbeti'l-umerâ.
21-      Keşfü'l-Gumme 'an cemîi'l-ümme.
22-       Dürerü'l-Gavvas 'ala fetâvâ (menâkıb) seyyidi Ali el-Havvâs. el-Cevâhirve'd-Dürer.
23-       el-Mevâzinü'd-Düriyyetü'l-mübeyyineliakâidi'l-firak il-aliyye.
24-        en-Nefehâtü'l-kudsiyye fi beyânikavaidi's-sûfiyye.
25-        el-Müridü's-sâdıkma a ferîd il-Hâlık.
26-        el-Bedru'l-munîr fi garibi ahâdisi'l-Beşîr ve'n-Nezîr.
27-        el-Ecvibetul-mardiyye   'an   eimmeti'l-fukahâve's-sûfiyye.
28-        Be hcetü'n-nüfûsve'l-ahlâk  fîmâtemeyyezebihil-kavmüminelâdâbive'l-ahlâk.
29-        Hukuku ihveti'l-Islâm.
30-        Miftahüsırri'l-kudsî fi tefsiri âyeti'l-Kürsî.
31-        el-Cevherü'l-masûn (el-meknûz) ve's-sırrü'l-merkum fîmâtünticühu'l-halvetümine'l-esrar ve'l-ulûm.
32-        RisâletunfVl-kavâid il-keşfiyyeti'l-mudihalimaâni's-sıfâti'l-ilâhiyye.
33-        el-Keşfüvettebyin.
34-        el-Cevherü'l-masûn fi ilmi Kitabullahi'l-meknun.
35-        Sırrü'l-masîrve't-tezevvudliyevmi'l-masîr.
36-        Minâhü'l-minnefî't-telebbüsbis-sünne.
37-        Risâletun fi ehli'l-akâid iz-zâice ve umurun tenhâ men yuridü'l-Havza fi ilmi'l-kelâm.
38-        Reddü'l-fukara 'an da've'l-velâyeti'l-kübrâ.
39-        el-Minahü's-seniyye 'alel-vasıyyeti'l-Meibuliyye.
40-        el-ahlâkü'l-Metbuliyyeve'l-mufâdamine'l-hazreti'l-Muhammediyye 'ala Seyyidinâ A. el-Metbulî.
41-        Divan.
42-        Levâhiku'l-envâr fi tabakatisâdâti'l-ahyar.
43-        Letâifü'l-minen ve'l-ahlâk fi beyânivücubi't-tehaddüsbinimetillahealel-ıtlak.
44-        el-Mukaddimetü'n-Nahviyye fi 'ilmi'l-Arabiyye.
45-        MuhtasaruTezkireti's-Süveydîfî't-tıb.
46-        Sebilü'l-müridi's-sâdıkmaca men yuridü'l-Hâlık.
47-        Es'ile.
48-        Virduaktab il-aktab.
49-        Mîzanu'l-kasırîn.
50-       Mufahhimu'l-ekbad fi beyânımevâddi'l-ictihad.
51-       Levâihü'l-hızlan 'ala külli men lemya'mel bil-Kur'ân.
52-       Tenbihü'l-agbiyacalakatretinminbahri'l-ulûmi'l-euliyâ.
 
Şarani Hazretlerinin yukarıda sayılanlardan başka eser­leri de vardır. Bu kısa tanıtma yazısının hacmi müsaid ol­madığı için hepsini sayamadık.
 Bir yandan materyalist, marksist, ateist kâfirlerin; diğer yandan mezhepsiz, reformcu, râfizî, anarşist, telfikçi, tasav­vuf düşmanı, Vehhâbî, Efganîci, Teymiyeci, parti hastası bid'atçilerin saldırılarına maruz kalan Ehli sünnet islâmlığını korumak için imam Şarani gibi Sünnî büyüklerin bu gibi eserlerinin neşri, yayılması ve okunması son derece zarurîdir.
 
Cenab-ı Hak cümlemize Ehlisünnet büyüklerinin yolun­dan gitmeyi nasib etsin.
 Mehmed Şevket EYGİ 
 
 
          MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ
 Alemlerin Rabbi Allah Teâlâ'ya hamdler sunuyor, pey­gamberlerin efendisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ile onun yakınları ve dostlarına salât u selâm gön­deriyorum.
 Tarihî sürecinde olduğu gibi, bugün de gündemde bu­lunan, yarın da güncelliğini sürdüreceği kestirilen konuların başında Tasavvuf ve bu mefhum-i külli içinde değerlen­dirilen Tarikat, Ma'rifet ve Hakikat ıstılahları gelir.
 Bir tarafta tasavvufu savunanlar, öbür tarafta karşı çı­kanlar. Her iki tarafta da aşırılığa kaçanlar hep olagel­miştir. Bizim için ölçü, aşırı uç mümessillerinin sözleri değil, i'tidâli temsil edenlerin görüş ve yorumlarıdır. İtidâlin mü­messilleri ise ümmet-i vasat mefhûmunda ma'kes bulurlar. Bunlar arasında yer alanların en büyüklerinden biri de kuş­kusuz Abdulvahhâbeş Şarâni'dir. Zahirî ve batini ilim­lerde engin birikimi olduğu sezilen eş-Şa'rânî, eserlerinde Şeriat âlimleriyle tasavvuf müntesiplerini uzlaştırmaya özen gösterir, aralarında bir fark olmayacağı hususunu bilhassa belirtir, olumsuzlukların hareket noktalarının yanlışlığından kaynaklandığına dikkat çeker.
İnancımız odur ki bu gibi samimî alim-mürşidlerin eser­lerinin dikkatle okunması durumunda, günümüzde tasavvuf adına ortaya atılan birtakım görüşlerin yozlaşmış tasav­vuftan kaynaklandığı, gerçek tasavvufla alâkalarının bu­lunmadığı kolaylıkla anlaşılır. Bizim açmazımız gerçekleri ehlinden öğrenmememizdir.
 Bugün, Müslümanların perişan durumuna bakarak is­lâmiyet hakkında olumsuz yargıya varanlar nasıl yanılıyorlarsa; yozlaşmış tasavvufu benimsemiş hakikî tasavufun kapısına varamamış, büyük mukasavvıfları tanıyamamış, tasavvufu sadece kaba bir şekilcilik olarak algılamış sof­taların tavır ve yaşantılarına bakarak gerçek tasavvuf hak­kında menfi yargılara varmak da o derece yanıltıcıdır.
 Tasavvufun ne olduğunun, kime şeyh ve sofu denilece­ğinin, giysi ve kıyafetlerle derviş olunamayacağının en yalın biçimde öğrenileceği kaynaklar gerçek mutasavvıfların eser­leridir. Bunlardan biri de sunulan tercümedir. Bir bakıma bu esere 'Dervişin el Kitabı' diyebilirsiniz.
  Okuyucunun eserden a'zami derecede yararlanmasını sağlamak için yoğun ara başlıklar kullandık. Yaklaşık 500 yıl önce kaleme alınmış bir eserin üslûbunu bugünkü anlayış ve ifâde kalıbına dökebilmek için büyük gayret gösterdik. Asla sâdık kaldık. Çok az da olsa katılmadığımız görüşlere yönelik itirazlarımızı dipnotlarda gösterdik.
 Bu arada eş-Şarani 'nin hayatı ile bazı eserlerine Özetle yer verdiğimiz gibi; eserin niteliğini göz önünde bulun­durarak "Velilik' ve 'Keramet' kavramlarını açıklayıp faydalı Özet bilgiler sunduk.
 Tercümede Hakk'ın rızası gayemiz, Efendimiz ve Allah dostlarının şefâatlarına mazhariyet yegâne arzumuzdu. Hüsn-i zannımız -inşâallah- hüsn-i akıbetimize vesile olur. 
 17.6.1997 Dr. Sıtkı GÜLLE
istanbulÜniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yazar: İmam Abdulvehhab Şarani
Tercüme: Sıtkı Gülle
Takdim: Mehmet Şevket Eygi
Katagori: Tasavvuf/Hikmetli Sözler
Sayfa Sayısı: 566
Boyut: 17x24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
 
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, Tanbihül Muğterrin Tercümesi, İmam Abdulvehhab Şarani, 566 Sayfa Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, Tanbihül Muğterrin Tercümesi, İmam Abdulvehhab Şarani, 566 Sayfa, imamı şarani tenbihül muğterrin kitabı selefi salihinin evliyaullahın yüce ahlakı hikmetli sözleri abdulvehhab sufilere armağan bedir sıtkı sipariş, Bedir Yayınevi, Tasavvuf tenbihül muğterrin kitabı, bedir yayınları
Selefi Salihinin Evliyaullahın Yüce Ahlakı Hikmetli Sözleri, Tanbihül Muğterrin Tercümesi, İmam Abdulvehhab Şarani, 566 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.