Allah Dostları Hilyetül Evliya Sıfatus Safve, Sahabeden Günümüze Evliyaların Hayatı, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnul Cevzi, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa

Allah Dostları Hilyetül Evliya Sıfatus Safve, Sahabeden Günümüze Evliyaların Hayatı, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnul Cevzi, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa

Yayınevi
Barkod
hilyetül evliya allah dostlarının dünyası kitabı yeşil kapak, sebat yayınları
13.216,00 ₺
Aynı gün kargo
Sahabeden Günümüze Allah Dostları, Hilyetül Evliya ve Sıfatüs Safve, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnül Cevzi,
17x24 cm Ebat Sarı Şamua Kağıt, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa
-Sunuş-
Bir tarafta dünya hayatının çekiciliği ve insanı aldanışa iten binbir etken... Diğer tarafta doğan batan güneşler... Geceler ve gündüzler... Gelip geçen mevsimler... İnsanı düşünmeye çağıran daha milyonlarca, milyarlarca hikmetli görüntüyle evrende hükmeden, seyreden büyük gerçek...
 İlk insanın bir Peygamber olarak yaratılışı düşündürücüdür. Yüce Allah, insanı "kâinat" ve "varoluş" hikmeti karşısında tavır almaya ça­ğırmakta, onun "büyük emaneti" yüklenişini görmek istemekte, bu ne­denle de Peygamberi açıklayıcı, yol gösterici, uyarıcı olarak daha baş­langıçta onun yanıbaşında bulundurmaktadır. İnsanın kuşkusuz bir bi­çimde "kendi öz gerçeği" ile karşılaşabilmesi ve sorumlu tutulabilmesi için yaşayan bir örnek, Peygamber gereklidir...
                  * *
 Aldanış ve uyanıklık... İki ayrı tablo... İki ayrı tavır... İki ayrı yol­du... Asırlar geldi geçti... Bir tarafta insanlar, anlaşılmaz biçimde yolunu kaybederken, diğer tarafta bu yol birçok insanın önünde aydınlandı. Onların içinde, tefekkürün sığmağına çekilip, en ince noktalarıyla ger­çeği yakalayan seçkin kimseler vardı. Onlar velilerdi... Tek kelime ile Allah dostlarıydı...
                  ** *
Burada bir hususu önemle, özenle belirtmek gerekiyor:
En büyük Allah dostu Hz. Muhammed (s.a), iki cihan güneşi sev­gili Peygamberdi... Işık ve kaynak oydu. Çünkü o ışığı mülkün gerçek sahibi, her şeye gücü yeten Allah'tan alıyordu.
 Hz. Peygamber... Işık hep oradan yansıyordu. Sevgili ashabının du­rumu çok özeldi. Onlar ışığı canlı bir biçimde Peygamberden alarak ger­çeği görmüşlerdi. Sonradan gelenler ise değerde hemen peşinden onları izliyordu. Peygamber güneşse, sahabiler onun ışığını yansıtan ay, velilerse karanlıkta yine aynı ışıkla parlayan yıldızlardı..
               * * *
 İslâm, insanları temel inanç ilkeleri dışında tek bir kalıba sokmaz. Bu nedenle İslâm'ın ruhuna uygun olmak kaydıyla, bazı farklılıklarla İslâm yaşanabilir. İmam Malik zengin bir insandı. İyi yemekler yer, gü­zel giyinirdi. Öte yandan İbrahim b. Edhem, tacını tahtını terkederek hayatını mahrumiyet içinde geçirmiş, rençperlik yapmış, sırtında ekin taşımıştı. Onun yaşama tarzı da buydu.
Bu eserde, sürekli ağlayan, cehennem korkusundan yüzü gülmeyen zâhidler, İbni Sirin gibi şakacı ve güleryüzlü zatlar birlikte görülecek; Allah için öfkelenen sert mizaçlı insanlarla, son derece yumuşak, hilim sahibi olanlar yine yanyana anılacaktır.
Bu velilerden kimi, insanlardan uzak, ibadetle geçen yalnız bir ha­yatı tercih etmiş ve yalnızlığı övmüştür. Öte yandan birçok Allah dostu da insanlara karışmış, onlara yardımcı olmuş, cefalarına katlanmıştır.
Yine bu eserde karşımıza öyle şahsiyetler de çıkacak ki, bir bardak soğuk suyu bile kendilerine çok görecek ve içmek istemeyeceklerdir.
Bu örneklerden bazıları ilk anda insanı şaşırtabilir. Fakat nedenle­rine, köklerine inilip o insanın kendine özgü ruh yapısı dikkate alındı­ğında, orada derin bir hikmetin gizlendiği görülecektir. Doğrusu, dünya hayatının genelde aldatıcı ve sonuçta gelip geçici oluşunun hatırlanışı, bu insanların yaşayışlarını anlamayı sanırız kolaylaştıracaktır.
İster yalnız yaşasın, isterse insanların arasına karışsın, Allah Dost­ları; saf, berrak, giz dolu bir hayat sürmüş, Allahla birlikte olmanın son­suz hazzını duymuşlardır. Onlardan bazılarının toplumdan kopmuş gibi görünen hayatları, sadece kendileri için değil, tüm insanlık için hıçkı­ran dualardır...
Zühd, insanın derin bir sezgiyle evrendeki yalnızlığını hissetmesi, dünyaya tutsak olmaması, ona ihtirasla bağlanmamasıdır. Allah Dostla-rı'nın kaçındığı "dünya" Mevlâna'nın deyişiyle insana Allah'ı unuttu­ran dünyadır. İnsan evlendiği, mal sahibi olduğu, ticaret yaptığı zaman­larda da zâhidâne bir hayat sürebilir. Ebu Yezid el - Bestami, "zâhid, bir şeye sahip olmayan değildir. Asıl zâhid, mal mülkün kendisine sahip olmadığı kimsedir" demiştir. Her zerrede varlığını görerek Allah'ı unut-mayış, titizlikle O'nun yasalarına uyuş; dünyanın fâni olduğu bilinciyle, iyilikle, yardımla, sevgiyle kanatlanış, kul hakkından sakınış, zühdün ve takvanın ta kendisidir.
                         * * *
 İnsan bugün boğucu arzuların, kör eden ihtirasın elinde esirdir. Fâniliğin acıtan darbesini hissedip, "kalıcı" olanı aramaya yönelmek; hırsın sonuçlarını görüp ürpererek, en azından bir bakış açısıyla dünya­dan uzaklaşmak aklın da gereğidir.
 Uyduların, dünyadan uzaklaştıkça yerçekiminden kurtulması gibi; insan da manen yüceldikçe maddenin tutsak eden çekiminden kurtulur.
 Bu kitap, gerçek özgürlüğe eren insanların hayat kesitleriyle dolu bir mânâ bahçesidir. Bu mânâ bahçesine düşünsel bir biçimde girmek bile büyük bir mutluluktur. Hayal bu bahçede sevinçle kanat çırpar, dü­şünce çiçeklenir.
Bu kitapta yer alan sözler, cennetten bir esintidir sanki... Karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, bu sözler Allah'ın izniyle bir hidâyet saati eşliğinde, insanı elinden tutup gerçeğe götürecek; bilinmez bir kapıyı si­hirle aralayıp, kimbilir kaç canı yeniden diriltecek; insan kalbinin ka­ranlıkta kalmış bir köşesini aydınlatıp, hayatın sıkıntılarla dolu sisini dağıtacak. Onların davranışlarında, susmalarında, tebessümlerinde, hat­ta öfkelerinde bile, gerçeğin çeşitli yönlerine ışık tutacak işaretleri bula­cağız. Sarp kayalıklarla düz ovalar; dipsiz denizlerle sonsuz semalar bu eserde içice...
Temennimiz odur ki,
İyinin, güzelin, doğrunun farklı, fakat birbirini tamamlayan ölçüle­rini veren bu emsalsiz örnekler, kalpleri sonsuz bir yüceliğe doğru coş­kuyla yönlendirsin.
Hiç kuşku duymuyoruz, gerçeği arayanlar, eserin bir yerine gelmiş oldukları zaman "İşte aradığım! ", "İşte görmek duymak istediğim şey buydu!" diye sevinçle haykıracak !
                                *  * *
 Allah Dostları'nın bu eserde adı geçenlerden ibaret olduğu düşü­nülmemelidir. İsmi veli olarak anılmamış, kendilerini "dava adamı", "âlim", "şehid" ya da "mücahid" olarak nitelediğimiz kimselerin de bu kapsama girebileceği, hatta hiç önemsemediğimiz, tahmin etmediğimiz bir insanın da Allah Dostu olabileceği unutulmamalıdır.
Böyle bir çalışmayı gün ışığına çıkarmayı nasip eden yüce Rabbimize hamdediyoruz.
Bu esere başta çevirmenlerimiz, ilim adamlarımız, yazarlarımız ol­mak üzere pek çok kişinin emeği geçti. Burada hepsinin adlarını tek tek zikredemiyoruz. İlgili bölümlerde isimleri yer alacaktır. Kendilerine minnettarız. Fakat burada mütercim kardeşlerimizden Said Aykut'u bü­yük katkısı nedeniyle anmadan geçemiyoruz.
           *   * *
 Sevgili okuyucu,
 İşte Sahabe'den Günümüze Allah Dostları !
 Her sayfasında bir başka zevki, heyecanı tatmaya hazır mısın ?
 Kemal Ural
SAHABEDEN GÜNÜMÜZE ALLAH DOSTLARI" NASIL HAZIRLANDI ?
 Neden Ebu Nuaym ve İbnü'l - Cevzî ?
 Ebu Nuaym hayatı ve ortaya koyduğu dev eseri "Hilyetü'l-Evliyâ" ile İslâm kültür atlasımızın en önemli simalarından biridir. Kendisinden sonra kaleme alman pek çok kitabın ana kaynağı olan bu eseri Türkçe'ye kazandırmak için yola çıktığımızda bu çalışma­nın giderek büyüyeceğini ve ansiklopedik bir hüviyet kazanacağını tahmin etmemiştik. Zira "Hilyetü'l-Evliyâ"ın tercümeleri sürer­ken, İbnül Cevzinin "Sıfatü's-Safve" isimli eserinden haberdar olduk. İbnü'l – Cevzi 'nin eserini Hilyetü'l-Evliyâ'nın eksiklerini gi­dermek için yazdığını öğrenince heyecanla "Sıfatü's-Safve"yi ince­lemeye başladık. İbnü'l-Cevzi kitabının önsözünde Hilyenin mânevi hastalıklara şifa verici önemli bir eser olduğundan övgüyle bahsetmiş, ardından Hilye de görmüş olduğu eksik ve hatalı yönleri vurgulamıştır. Bunların başlıcaları şunlardır.
 Müellif birçok olayı farklı başlıklar altında tekrarlamıştır.
 a)Kitapta yer alan bazı şahsiyetlerin hayatları anlatılmaksızın rivayet etmiş oldukları hadislerin zikredilmesiyle yetinilmiştir.
 b)İsimler ne kronolojik sıra ile ne de beldelere göre sıralanmış­tır.
c)Çoğunluğu sahih olmakla birlikte kitapta bazı problemli ha­disler de yer almıştır.
 d)Zâhidlerin ve âbidlerin efendisi olan Hz. Peygamber (s.a)'in hayatı kitabın başında zikredilmemiştir.
 e)Kimi zatların hayatı anlatılırken, İslâm'ın özüne aykırı bazı davranışları eleştirilmeksizin zikredilmiştir (Esbaba tevessül etme­den tevekkül etmek gibi. İbnü'l-Cevzî örnek olarak Ebu Hamza isimli sûfiyi veriyor. Kuyuya düşen Ebu Hamza, kuyunun üstünü kapatan kimselere seslenip yardım istemiyor. Halbuki böyle bir du­rumda susmak helal değildir.)
f) Zühdü ve üstün ahlâkına dâir haklarında pek çok menkıbe bulunan birçok önemli şahsiyet eserde yer almamıştır
 h) Kadın âbid ve zâhidlerden çok azını anlatmıştır. Oysa kadın­ların birçoğu zühd ve takvada erkekleri geçmiştir. (Süfyan-ı Sevri bile Rabia'yı dinlemiş onun öğütlerinden faydalanmıştır.)(1)
 ibnü'l-Cevzî'nin bu uyarıları üzerinde dikkatle durmak gereki­yordu. Bu yüzden Sıfatüs Safve isimli eseri de tercüme etmeye başladık.Tercümeler tamamlandığında şunu tespit ettik.İbnü'l-Cevzi, Hilyetü'l-Evliyâ'ya birçok eklemelerde bulunmuş, tasnif yö­nünden Hilyeden daha başarılı bir yol takip etmiş, mutasavvıfları şehirlere göre ayırmıştı.Zira tasavvufta Bağdat Ekolü'yle Horasan Ekolü'nün yöntem ve Hikmet-i İlâhi tecrübeleri aynı değildi. Dola­yısıyla İBNÜL CEVZİ ‘nin şehirlere göre tasnifi isabetli bir yakla­şımdı.Ayrıca tek tek ölüm tarihlerinin yazılması, yer yer zayıf rivayetlerin belirtilmesi,çok uzun rivayetlerin kısaltılması en başta ana hatlarıyla Hz. Peygamber (s.a)'in anlatılması Sıfatüs Safve 'nin müspet taraflarıydı.
 Bununla birlikte Sıfatü's-Safve yi okurken, Hilyetü'l-Evliyâ'da-ki zevki alamadığımızı farkettik. Zira Hilyetü'l-Evliyâ, Sıfatü's-Safve'den daha renkli, daha yönlü ve daha doyurucuydu. Üstelik Ebu Nuaym tasavvufî düşünceyi ifade etmede İbnü'l-Cevzî'den daha başarılıydı.
Doğrusu her ikisinin de birbirlerine ihtiyacı vardı. Bu iki eserin bir araya gelmesinden daha güzel bir eser ortaya çıkacağını düşü­nerek ayrı zamanlarda yaşayan bu iki büyük insanı bir başka çağda bir araya getirdik.
 Kitabın Telif  Bölümü
 Ancak bu iki müellifin de eserlerinde yer almayan daha birçok Hak Dostu vardı. Onlardan sonra yaşayanlar ya da onların kitapla­rına almadıkları... Mesela, getirdiği sistem, takvası, zekası, hayatı ve şehadetiyle mertebe sırasında birçoklarından önce gelen İmam-ı A'zam Ebu Hanîfe (r.h), bu iki eserde de yer almıyordu.
 İşte Ebu Hanife maddesini biz hazırlayarak, şehir tasnifine uy­gun olarak Kûfeliler kısmına koyduk. O ve (bu iki kitapta yer alma­yan) benzerlerinin hayatını, tarihi kaynaklara uygun olarak ve menkulde makulu arayarak anlattık. Temelde Hilyetül Evliya ve Sıfatüs Safve den doğan  bu eser daha başka yüzlerce kaynağın taranmasıyla büyük bir zenginlik kazanmış, neredeyse telif eser hüviyetine bürünmüştür. Öte yandan bu kapsamlı çalışma menkulde makulü arayarak anlattık. 
 İbnü'l-Cevzî, Sıfatü's-Safve, c.l, s. 6-10. Eserin hazırlanışında bütün bu eksiklikler göz önüne alınarak gereken tamamlama ve düzeltmeler yapılmıştır. Editör
 Temelde Hilyetul-Evliyâ ve Sıfatü's-Safve'den doğan bu eser daha başka yüzlerce kaynağın ta­ranmasıyla büyük bir zenginlik kazanmış, neredeyse telif eser hüvi­yetine bürünmüştür.
Öte yandan bu kapsamlı çalışma belli bir çağda bitmemeli gü­nümüze kadar ulaşmalıydı. İslâm'ın her çağda en güzeliyle yaşana­bileceği ancak böyle anlaşılabilirdi. Yoksa geçmişte yaşanan güzel örneklere tarihi eser gözüyle bakılarak, büyük bir yanlışlığa düşü­lebilirdi.
İmam Gazali'den, İmam Rabbânî'ye, Yunus Emre'den, Mev-lana'ya, Aziz Mahmud Hüdâî'den, Hacı Bayram Veliye, Şeyh Şamilden Hasen el-Benna'ya kadar dokuzyüz âbide şahsiyet el­bette bu eserde yer alacaktı.
BU ÇALIŞMA YAPILIRKEN NASIL BİR YÖNTEM İZLENDİ ?
 1-"Sahabeden Günümüze Allah Dostları" ismini verdiğimiz 10 ciltlik bu külliyatın ana iskeletini Ebu Nuaym'ın Hilyetü'l-Evliyâ'sı ile ibnü'l-Cevzî'nin Sıfatü's-Safve'si oluşturmaktadır.
 2-Öncelikle bu iki eserin tam tercümesi yapılmış, tekrarlar çı­karıldıktan sonra, bir sistem dahilinde tercümeler meczedilmiş, dipnotlarda alıntının hangi eserden olduğu cilt ve sayfa no'su veri­lerek belirtilmiştir.
 3-Eser, çevirmenlerimizden Said Aykut tarafından belirlenen konu başlıklarıyla zenginleştirilmiş, böylece klasik eserlerin birço­ğunda görülen okuma zorluğu giderilerek, okuyucunun aradığı ko­nuları rahatça bulması sağlanmıştır.
 4-Ebu Nuaym'ın muhaddis olması, Hilyetü'l-Evliyâ'nın da bir zühd ve terâcim kitabı olmasından dolayı, zorunluluk olmadıkça hadislerin tahrîci yapılmamış, Ebu Nuaym'ın hadis hakkında ver­diği bilgilerle yetinilmiştir.
 5-Anlam bakımından Kur'ân'a ve Sahîh hadislere muvafakat etmeyen haberler araştırılıp ayıklanmış, bazı haberlerin el-Mu'ce-mu'l-Mufehres li Elfâzi'l-Hadîsi'n-Nebevî aracılığıyla kaynağı bulu­narak gereken şerhler yapılmıştır.
 6-Her iki müellifin de ele almadığı (ya da kendilerinden sonra­ki çağları düşünürsek ele alamadığı) büyük zatlar tespit edilmiş, araştırma ve telif yoluyla bunların hayatları, hikmetli sözleri ve menkıbeleri esere eklenmiştir.
 7-Eserin başında, Sıfatü's-Safve'nin başlangıcında bulunan Hz. Peygamber (s.a) ile ilgili bölüm yer almakta, O'nu Sahabe, Tabiîn ve Tebe-i Tâbiîn'in önde gelen simaları izlemektedir.
 8-Tâbiîn'den itibaren sıralamada Sıfatü's-Safve esas alınarak, isimler beldelerine göre tasnif edilmiş, bölüm başlarına o bölgelerin ve oradaki Allah Dostları'nın özellikleri ile ilgili bilgiler eklenmiş­tir.
 9-Her iki kitapta da, hayatlarına pek az yer verilen Peygam­berimizin hanımları, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi birçok müba­rek zâtın anlatıldığı bölümlere muteber kaynaklardan yararlanıla­rak eklemeler yapılmıştır.
10- Hilyetü'l-Evliyâ ve Sıfatü's-Safve'nin tercümesinden sonra esere eklenen telif kısımda kronolojik sıra esas alınmıştır.
 11-Metinde kapalılık arzeden bazı hikmetli sözler ve deyişler anlaşılır bir üslupla şerhedilmiş, özellikle, şiirlerin Türkçe'ye en mükemmel bir şekilde çevrilebilmesi için büyük çaba sarfedilmiştir.
 12-Son ciltte ayrıntılı indeksler hazırlanarak eserden azami ölçüde istifade edilmesi sağlanmıştır.
 13-Kitabımızın gerek tercüme gerekse telif kısımlarında pek çok kaynak eserden yararlanılmıştır. Bu eserlerin isimlerini dipnot larda belirttiğimiz için, burada tamamını zikretmiyoruz. Ancak ki­tabın hazırlanışı hakkında bir fikir verebilmek için bu eserlerden bazılarını zikretmek istiyoruz. Sahîh-i Buharı ve Sahîh-i Müslim başta olmak üzere muteber hadis kitapları. İbni Hallikân, Vefeyâtü'l-A'yân, İbni Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fi Temyizi's-Sahâbe, el-Hâfız ez-Zehebî, el-îber fi Haberi Men Gaber, eş-Şev-kânî, el-Fevâid el-Mecmûa fi'l-Ehâdisi'l-Mevdûa, Ahmed b. Han-bel, Kitâbuz-Zühd, Aclûnî, Kefşü'l-Hafâ, es-Subkî, Tabakâtü'ş-Şâfiîyye, İbni Hişam, es-Sîretü'n-Nebeviyye, İmam Şa'rânî, et-Tabakâtü'l-Kübra, İbni Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, İbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, ez-Zehebî, Tezkiretü'l-Huffâz, İmam Nevevî, Riyâdü's-Sâlihîn, İmam Taberânî, Kenzu'l-Ummâl, Hafız el-Münzirî, et-Terğîb ve't-Terhîb, İbnü'1-İmâd, Şezerâtü'z-Zeheb, Ahmed b. Muhammed b. Abdirrabbih el-Endelusî, el-Ikdü'l-Ferîd, Sirâcüddîn el-Mısrî, Tabakâtü'l-Evliyâ, es-Sulemî, Tabakâtü's-Sûfiyye, en-Nebhânî, Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ, Muhammed Ebu Zehra, Ebu Hanîfe, Dr. Âişe bt. Şâti, Ezvâcü'n-Nebî, Ebu'l-Hasen en-Nedevî, Aliyyu'l-Murtada, el-Curcânî, et-Ta'rîfât, Râgıb el-Isfahânî, el-Mufredât, Fuad Sez­gin, Târîhu't-Türâsi'l-Arabî, el-Hucvîrî, Keşful-Mahcûb, Zeynüddîn Abdurraûf el-Munâvî, el-Kevâkibü'd-Dürriyye, Ebu'l-Kâsım el-Kuşeyrî, er-Risâletü'l-Kuşeyriyye, Serrâc, Kita-bu'l-Lum'a, Ebu Tâlib el-Mekkî, Kûtü'l-Kulûb, Abdü'l-Mün'im el-Hıfnî, el-Mevsûatü's-Sûfiyye, İbni Haldun, es-Sûfiye ve'l-Mu-tasavvıfa, el-Mukaddime, İbni Ferhun, ed-Dibâc, İbni Cerîr et-Taberî, Tarihu't-Taberi, Veliyyullah Dihlevi, Huccetullâhi'l-Bâliğa, Şâtıbî, el-I'tısâm, Gazalî, İhya, İmam Rabbânî, Mektu-bat, Mahmut Abdülhalim, et-Tasauvufu'l-İslâmî ve yazdığı mu­tasavvıf Terceme-i Halleri, Muhammed Ahmed b. Abdullah el-Mehdî, Mecmûu'l-Menâşîr, Celâleddin er-Rûmî, el-Mesnevî, Ah-med b. Ali el-Makrizî, el-Mevâiz ve'l-ltibar bizikri'l-Hutat ve'l-Asâr, Zeki b. Abdüsselam b. Mübarek, Kitâbu't-Tasavvuf, Ebu Hafs Şihâbuddin Sühreverdî, Avârifü 'l-Meârif, Ebu Abdullah es-Sünûsî, el-Menhelü'r-Ravî, es-Selsebîlü'l-Maîn, Ebu'l-Abbas Ahmed ez-Zebîdî el-Hanefî, Tabakâtü'l-Havas, Hocazâde Ah-med Hilmi, Hadîkatü'l-Evliyâ, Ebu'l-Ferec Zeynüddin b. Ah­med b. Receb, Câmiu'l-Ulûmi ve'l-Hikem, Molla Abdurrahman Câmî, Silsiletü'z-Zeheb, Nefehâtü'l-Üns, Mes'ud b. Ömer et-Taftâzânî usul ve akaide dâir şerh ve tasnifleri, Akşemseddin Muhammed, Risâletün fi Devrâni's-Sûfiyye.
           Kitapta Geçen Bazı Terimler
 Sahîh : Kabul edilen hadislerin başında gelir. Adalet ve zapt (te­miz ahlâklılık, dine bağlılık ve iyi akılda tutuş) vasıflarına sahip râvilerin, peygambere dek kesintisiz ulaştırdığı söz ve muallel ol­mayan güvenilir hadis (Ayrıntı için bkz; Talat Koçyiğit, Hadis Te­rimleri Sözlüğü, Rehber Yay. Ankara 1992, s.413)
 Hasen : Hadisçiler arasında "zayıf (delil olamayan) ile Sahîh arasında bulunan, fakat sahîhe daha yakın olan hadistir (Bkz; a.g.e, 8.156)
Teferrüd, İnfirâd : Ravinin rivayet ettiği hadiste tek kalışıdır. Böyle raviye Münferid,Müteferrid denir. (Bkz; a.g.e, s.206.)
Garîb : Metin ya da aktarıcı râviler bakımından tek kalmış ya da bir benzeri başka raviler tarafından rivayet edilmemiş hadistir. Garîb hadisler genellikle sahîh olmamakla birlikte "garîblik" vasfı­nın sıhhati yokettiği söylenemez. (Bkz; a.g.e, s. 138)
Muttefakun aleyh : Buharî ve Müslim'in üzerinde ittifak etti­ği hadise denir.
İnkıta' : Aktarıcılar zincirinde bir veya birkaç râvinin düşmesiy­le isnadda oluşan kopukluktur. Hadisin zayıflığına yolaçan bir işa­rettir. Bu tür hadise Munkatı' denir (Bkz; a.g.e, s.206)

Yazar: Ebu Nuaym El İsfahani, İbnül Cevzi
Çevirenler: Said Aykut, Enver Günenç, Yahya Atak, Abdulhamid Birışık, 
Genel Yayın Yönetmeni: A.Ali Ural
Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Doç. Dr. Ahmed Nedim Serinsu
Kategori: Tasavvuf
Sayfa Sayısı: 4635
Boyut: 17 x 24 cm Ebat
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Kağıt
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Allah Dostları Hilyetül Evliya Sıfatus Safve, Sahabeden Günümüze Evliyaların Hayatı, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnul Cevzi, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa Allah Dostları Hilyetül Evliya Sıfatus Safve, Sahabeden Günümüze Evliyaların Hayatı, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnul Cevzi, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa, Sahabeden Günümüze Allah Dostları Kitabı Hilyetül Evliya ve Sıfatüs Safve Ebu Nuaym El İsfahani Tabakatul Esfiya İbnül Cevzi sebat ocak yayınları satış, Sebat Yayınları, Tasavvuf hilyetül evliya allah dostlarının dünyası kitabı yeşil kapak, sebat yayınları
Allah Dostları Hilyetül Evliya Sıfatus Safve, Sahabeden Günümüze Evliyaların Hayatı, Ebu Nuaym El İsfahani, İbnul Cevzi, 10 Cilt Toplam 4635 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.