Yeni
Nefahatül Üns, Evliya Menkıbeleri, Mevlana Abdullah Molla Cami, Mahmud Lamii Çelebi, 2.Hamur 880 Sayfa

Nefahatül Üns, Evliya Menkıbeleri, Mevlana Abdullah Molla Cami, Mahmud Lamii Çelebi, 2.Hamur 880 Sayfa

Yayınevi
Barkod
nefahatül üns min hadaratil kuds kitabı allah dostlarının hikayeleri, tercüme seyfettin oğuz, medine
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Evliya Menkıbeleri Nefahatül Üns Min Hadaratil Kuds, Allah Dostlarının Hikayeleri, Mevlana Abdurrahman Molla Cami, Tercüme Ve Şerh Mahmud Lamii Çelebi 
Günümüz Türkçesi İle Yayına Hazırlayanlar: Seyfettin Oğuz, Ayşe Hümeyra, Muine Müberra, Sümeyye Saliha
17x24 cm Ebat Sert Kapak Ciltli 2. Hamur kağıt 880 Sayfa
Aslen bir Nakşibendî şeyhi olan Abdurrahman Câmînin (v: 883 /1478) eserin tam adı Nefehâtüİ-Üns Min Hazarâti'l Kuds'tür. Eserin aslı, Muhammed b. Hüseyin es-Süleminin ilk süfî tabakat kitaplarından olan Tabakâtü's-Süfiyye'sine dayanır. Abdurrahman Cami, kendi dönemine kadar yetişen süfîlerin biyografisini de ekleyerek yeniden telif etmiştir.
Câmî, Nefehâtü'l-üns'ün giriş bölümünde süfîlerin söz ve davranışlarının daha kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla velayet, velî, marifet, arif, tasavvuf, mutasavvıf, melâmetî, âbid, zâhid, hadim, fakir, meczup terimlerini, bunların arasındaki farkları, mucize, keramet ve istidrâc kavramlarını açıklamıştır. Sûfîleri anlatırken kronolojik sırayı veya yaşadıkları bölgeleri esas almamış, tasavvufî hareketlere ve tarikatlara mensup olanları bir arada anlatmaya çalışmıştır. Böylece eser bir tür tasavvuf tarihi niteliği kazanmış ve tasavvuf tarihi bakımından değerli bir eser olmuştur.
Nefehâtü'l Üns daha sonra yazılan bu tür birçok esere kaynaklık etmiştir. Günümüzde de menkıbe kitapları arasında en çok rağbet gören eserlerin başında yer almaktadır.
     Önsöz
 Hamd; Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim, din gününün sahibi olan Allah-u Teâlâ'ya...
 Salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen son evrensel peygamberimiz efendimize, onun temiz ehli beytine, ashabına, tabiîne ve onlara tabii olanlara olsun.
 Allah-u Teala; Adem (as)'dan peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)'e kadar insanları ebedî mutluluğa ulaştırmak için peygamberler göndermiştir. Peygamberler yani Allahın elçileri insanları kurtuluşa davet etmiş, doğru olan yolu bütün sıkıntı ve eziyetlere rağmen bıkmadan usanmadan anlatmışlardır. Peygamberimize kadar gelen peygamberlerin ve kavimlerin kıssalarını Kuran'dan öğreniyoruz.
 Son peygamber olarak Efendimiz, Önderimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)'i göndermiştir. Görevi ise Allahın dinini tebliğ edip yeryüzüne hâkim kılmak dünyayı mamur edip adaleti tesis etmekti. Nitekim Rasulullah ve ashabı bunu gerçekleştirdi. Daha sonraki nesiller devam ettirdi. Kıyamete kadar yeryüzünde şirki, kötülüğü, küfrü, zulmü ortadan kaldırıp iyiliği, güzelliği hâkim kılmak için Allah'ın Resul'üne varis olan âlimler, veliler (Allah dostları) bu mücadeleyi üstlenmişlerdir ve de yürütmüşlerdir.
 İnsan ve cinin evrensel peygamberine tabii olan ve O'nun varisi durumunda, Allah sevgisi, aşkı ile dolu olan veli zâtlarda her devirde bulunmuştur. Bunlar; insanların dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşmaları için çalışmışlardır. Bundan sonra da çalışmaları devam edecektir.
 İnsanlara doğru yolu göstermeleri hâl ve davranışlarıyla örnek olmaları, velîlerin (Allah dostlarının) belli başlı özellikleridir. Ayrıca Allah rızası için insanların dertleri ile dertlenmeleri ve fedakârlıkları onların şanındandır. Onlar peygamberlerden sonra seçilenler sınıfındandır. Bir rehber elinde yetişerek silsile yolu ile halifelere kadar uzanmaları ve onlar vasıtasıyla da peygamberimize kadar dayanmaktadırlar. Onlar nerede ve hangi memlekette yetişirse yetişsinler tek bir kaynağa bağlanmışlardır.
 O tek kaynakta; Önderimiz, Peygamber Efendimiz ve O'nun getirmiş olduğu değişmemiş ve değişmeyecek olan Kur'an-ı Kerim'dir. 
Efendimizin: "Ben size iki emanet bıraktım; biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri Onun tefsiri mahiyetinde bulunan sünnetimdir''' buyurmuştur.
 Yine bir başka açıdan şöyle izah edebiliriz. Peygamberimiz ve O'nun sahabeleri Allah'ın hoşnut olduğu sistemi, yani din Allah'ın oluncaya kadar mücadele düsturunu uygulamışlardır. Sahabeye tabii olan nesilde devam ettirmiş ve O'nu takib eden tebe-i tabiîn ve âlimler, velîler bu mücadeleyi üstlenmiş, devam ettirmiş bütün dünyaya yaymışlardır.
 Mü'minler; Peygamberimizin: "Âlimler, (veliler, ilim adamları) peygamberlerin varisleridir" ilkesini düstur edinmiş ve görevlerin yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler.
 Günümüze kadar mü'minler istikamet üzere olmuşlar, sürekli Müslüman toplumu yönetecek, idare edecek toplum önderleri yani imamlar yetiştirmişlerdir. Bu sebeple mü'minler nefis teskiyesi ve ruh terbiyesine önem vermişlerdir.
 Nefsî ve ruhî temizlenmenin, arınmanın eğitimini şu ilahi prensiplerle ortaya koymaktadırlar.
 Cenab-ı Hakk; Şems Suresi ayet 9 ve 10'da: "Nefsini temizleyen, arındıran iflah olmuş, kurtuluşa ermiş onu kirletip örten ziyana uğramıştır."
Yine: "Onların ne etleri, nede kanları Allah'a ulaşmaz, fakat sizin takvanız O'na ulaşır." (Hac Suresi, ayet; 37)
"Yaratan Rabbinin adıyla oku" (Alak; ayet: 1) Allah'ın emirlerini hikmet ve anlayışla yerine getirmek, Allah'a doğru seyri gerektirir.
"Rabbi'nin adını an ve her şeyden kalbini temizleyerek bütün gönlünle O'na yönel (Müzemmil; 8)
"O'nun zatından başka her şey helak (yok) olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz, ancak O'na döndürüleceksiniz.''(Kasas; 88)
Rasulullah (s.a.v) "Allah 'ı görüyormuş gibi ibadet et, her ne kadar sen O 'nu görmüyorsan da, O seni görüyor.'''' (Buhari tecrid tercümesi 1/57)
"Sana bu kitabı her şeyi açıklayan; bir hidayet (yol gösterici) ve rahmet kaynağı, Müslümanlar için müjdeci olarak indirdik."(Nahl; 89)
 Her şeyin bir beyanı, açıklaması vardır. Kur'an-ı Kerim'in her meselede hidayeti (doğru yolu) bulma konusunda yeterli ve en güzel cevabı vermekle insan hayatının bütününü içine aldığını açık bir şekilde ortaya koyduğu ortadır. 
Kur'an; ya konuyla ilgili verdiği cevapta yahut Kur'an'ı açıklayıcı mahiyette olan peygamberin yaşayış, fiil ve sözleri ile ya da şahıs, yer ve zamana göre normal, olağanüstü hallerde İslamî hükümlerin çıkarıldığı Kur'an'la sünnetin bize havale ettiği yollarla insan hayatını hatta bütün canlıların hayatını ihtiva eder.
 "Allah'ın; göğsünü İslam'a açtığı kimse Rabbinden bir nur üzere değil mi?"{ Zümer; 22)
 "Mü'minler ancak; Allah anıldığı zaman yürekleri (kalpleri) ürperir,titrer kendilerine Allahın ayetleri okunduğu zaman o ayetler inananların imanlarını arttırır ve onlar, Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazlarını dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan (Allah rızası için yoksullara) verirler. İşte gerçek Mü'minler onlardır. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızk vardır. "(Enfal 2-4)
 "Onlar öyle Mü'minlerdir ki Allah'a ve Rasulune inandılar, iman ettiler, sonra asla şüphe etmediler. Allah yolunda, mallarıyla ve canlarıyla savaştılar. İşte doğru yolda olanlar onlardır.'' (Hucurat; 15)
"Şunu iyi bilmelisiniz ki imanın en faziletlisi, nerede olursan ol Cenab-ı Allah 'ın seni gördüğüne inanmandır."(Taberani ve Ebu Nuaym'ın rivayeti)
 "Hidayet (doğru yolu) bulanlara gelince, Allah (c.c) onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar."(Muhammed: 17) 
"Ve ölmeyen diriye tevekkül et ve O'nu överek teşbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter. O ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı gün de yarattı sonra arşa istiva eden (ona hükmeden), O Rahmandır, bunu bir bilene sor." (Furkan 58-59)
 " Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır." (Lokman; 15)
"Kim Allah-u Teâlâ'ya iman ederse, Allah 'ta onun kalbine hidayet eder, doğruya götürür. (Teğabun: 11)
 "Dikkat edin! Vücutta bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün vücutta iyi olur. O bozulduğu zaman bütün vücutta bozulur. Oda kalptir." (Sahih-i Buhari İman Bahsi 39, Müsnedi Ahmet 4-270,274) İşte ayet ve hadislerden çıkan hüküm şu, iman olmadan kurtuluş ve mutluluk olmaz.
 Tasavvuf: Kur'an ve sünneti yaşamak ve peygamberin yolunu takib etmek demektir. Allah'ın istemiş olduğu takva, zühd sahibi ihlâslı samimi ve dosdoğru, içi dışı bir olan salih, muttaki mü'minlerin yaşamış olduğu hayat düzenine denir. Yani mutasavvıf; kâmil Mü'min ve Müslüman'a denir.
 Kısaca Tasavvufun ana meselesi: Nebevi ahlakla ahlaklanmak, nefisle mücahade etmek (çünkü nefis sahibini kötülüğe götürür), akıl, kalp eğitimin ve ruh terbiyesini Muhammedi metodla yapmak gerekir. Onun içinde Kur'anî ifadeyle Hâşiûn dediğimiz gerçek manada Allah'tan korkan peygamber varisleriyle ve zikir ehlinin sohbetleriyle sohbetlenmek gerekir.
 Yüce Allah (c.c): "İnsanda hilm ve rahmet gibi bir takım sıfatlarla sıfatlanmak için kabiliyetler yaratmıştır. Görme, işitme ve idrak gibi bir takım sıfatlar vermiştir. İnsanın sahip olduğu bu yüksek değerler Allah'ın Sıfatlarına dâhil olması yönünden Allah'ın kula ait sıfatlarla münezzeh oluşu, ilahi teklifler; ferdin ve toplumun muhatap oluşu ile kurtuluşunu sağlar.
 Ferdin ve toplumun kurtuluşu ise nefsin temizlenmesi akıl ve kalbin eğitilmesi ve ruhun arındırılarak ilahi teklifi kolayca hür bir iradeyle kabul edip başta ve sonda en önemli nokta olan tevhidi algılamasıdır. Bu yüzden nefisler; şirk lekelerinden temizlenip şirkten sonra gelen gurur, kibir, haset gibi hastalıklardan kurtulur.
Tevhidin nefislerde ve ruhlarda derinleştiği ölçüde insanî hasletlerden arınıp Rahmanî vasıflarla vasıflanır. Bunların meyveleri olan sabır, şükür, rıza, tevekkül, kulluk, korku, ümit, ihlâs (samimiyet) ve doğruluk, dürüstlük kalbe, gönüllere yerleşir. Bunun içindir ki yayına hazırladığımız Mevlana Abdurrahman Molla Camii 'nin Nefahatü'l Üns'ünde tasavvuf ehlinin hayat hikâyelerini ve yaşam tarzlarında gördüğümüz tevhidin en son noktalarına kadar yaşamaya çalışmaları bize misal olarak yeter.
Bütün işledikleri konu samimiyet, ihlâs, infak (sürekli veren el olmak), takva, ibadet, zühd sahibi olmak, kısaca Allah'ın hoşnut olacağı yani razı olacağı, peygamberin memnun olacağı seçilmiş toplulukların, yani mü'min­lerin örnek alacağı safilerin yaşam tarzlarını öğrenerek örnek almaları mümkündür. Onların mücahade ve mücadelelerini uygulamalıyız. Bütün bunlarla beraber sonuçta tevhid vardır. Tevhid ise kişiyi nefsin kirlerinden ve karanlıklarından kurtarmaktır.
 Sonuç olarak Tevhid sebeptir, amaçtır. Elde edilecek amelle Rızaı ilahiyi kazanmak ve Cemalullahı müşahade etme gayretine girmektir.
 Asrı saadetten günümüze kadar olan İslam önderlerinin hayat hikâyelerini birçok Tabakat-ı Sûfiye kitaplarından öğrenmemiz mümkündür.
 Kitabın yazılışı ile ilgili ve yazarı olan Abdurrahman Mevlana Molla Câmî hakkında geniş açıklamayı ilgili bölümde okuyup öğrenebilirsiniz.
 Anadolu Türkçesine Mahmud Lamiî Çelebi tarafından tercüme ve şerh edilmiş ve ilaveler yapılmıştır. Geniş bilgi için Lamii Çelebinin hayatı ve eserleri bölümüne bakınız.
 Daha önce sadeleştirilmiş olan Nefahatü'l Üns eksik ve özetlenerek yapılmış, yalnız Prof. Dr. Süleyman Uludağ ve ekibi tarafından yapılmış olan sadeleştirme tam, metne sadık kalınarak yapılmış fakat günümüz Türkçesinde olmasına rağmen anlaşılması zor ve matbaa hatalarının çok olmasından dolayı okuyucularımızın yoğun talebi üzerine herkesin anlayabileceği şekilde sadeleştirmeye çalıştık. Tasavvufî terminolojinin aslı ile birlikte geniş açıklamalarını parantez içinde izah etmeye çalıştık.
 Eserde geçen ayetlerin metinlerinin sure ve ayet numaraların göstermiş olduk. Sayfa kenarlarında Lami tercümesinin orijinal baskısının sayfa numarasını koyduk. Eseri hazırlarken adı geçen sufılerin isimlerini metinde geçtiği gibi anlattık numaralandırdık. Ayrıca metinde de bazı yanlışlıklar, başka kaynaklardan düzelterek yaptık.
 Mümkün olduğu ölçüde sade, arı bir Türkçe kullanarak akıcılığı sağladık. Abartılı olan yerleri parantez içinde belirttik.
 Bizim yetişmemizde uzun yıllar emeği geçen hocalarımı ve bu değerli eseri sade bir şekilde Türkçeye kazandırmamı isteyen Bayram hocayı rahmetle anıyorum. Eseri yayınlayan yayınevi sahiplerine, bu uzun soluklu çalışmamızda emeği geçenlere ve ayrıca kendilerine ayırmam gereken zamandan fedakârlık yapmak zorunda bıraktığım değerli eşim ve sevgili çocuklarıma teşekkür ederim
Gayret bizden tevfik ve inayet yüce Mevla 'dandır.

Yazar: Mevlana Abdullah Molla Cami
Tercüme Şerh Ve İlaveler: Mahmud Lamii Çelebi
Günümüz Türkçesi İle Yayına Hazırlayanlar: Seyfettin Oğuz, Ayşe Hümeyra, Muine Müberra, Sümeyye Saliha
Kategori: Tasavvuf, Evliya Veli Allah Dostlarının Hayatları
Sayfa Sayısı: 880
Boyut: 17 x 24 cm Ebat
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: 2. Hamur
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Nefahatül Üns, Evliya Menkıbeleri, Mevlana Abdullah Molla Cami, Mahmud Lamii Çelebi, 2.Hamur 880 Sayfa Nefahatül Üns, Evliya Menkıbeleri, Mevlana Abdullah Molla Cami, Mahmud Lamii Çelebi, 2.Hamur 880 Sayfa, Molla Cami Evliya Menkıbeleri Nefahatül Üns Min Hadaratil Kuds Allah Dostlarının Hikayeleri, Mevlana Abdurrahman Tercüme Şerh Mahmud Lamii Çelebi sipariş, Medine Yayınları, Tasavvuf nefahatül üns min hadaratil kuds kitabı allah dostlarının hikayeleri, tercüme seyfettin oğuz, medine
Nefahatül Üns, Evliya Menkıbeleri, Mevlana Abdullah Molla Cami, Mahmud Lamii Çelebi, 2.Hamur 880 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.