Hakkı Arayanlara Nasihatler, Haris El Muhasibi

Hakkı Arayanlara Nasihatler, Haris El Muhasibi

Kategori
Barkod
Nasihatlar Kitabı - İlk Harf
Aynı gün kargo
Hakk'ı Arayanlara Nasihatler - Haris El Muhâsibi

Yazar: Haris El Muhâsibi
Tercüme: Muhammed Coşkun
Sayfa Sayısı: 208
Boyut: 16x 22 cm 
Basım Yeri: İstanbul 
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
www.kitaptakipcileri.com
İslâmî ilimlerin tekvin ve tedvin dönemlerinde yetişen Muhasibî’nin iki yüze yakın eser verdiği söylense de bunlardan günümüze ulaşanların sayısı ne yazık ki sadece yirmi sekiz kadardır. Hayatı hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğumuz müellifin elinizdeki eseri birçok kimse tarafından bir tür otobiyografi olarak değerlendirilmiş, hatta İmam Gazalî’nin el-Münkız isimli otobiyografik eserine, Muhâsibî'nin bu eserinin numune teşkil ettiği söylenmiştir. Ancak eserin tam olarak bu çerçevede değerlendirilmesi abartılı gibi görünmektedir. www.kitaptakipcileri.com
Zira müellif bu eserinde, otobiyografi niteliğinde değerlendirilebilecek çok kısa ve çok müphem birkaç ifade kullanmış, eserin geri kalan büyük kısmını ahlakî öğütler vermeye ayırmıştır.

Çok yönlü ilmî ve irfanî kişiliği ile çağını aşmış büyük âlimlerden olan Muhâsibî, bu eserinde özellikle dünyaya fazlaca meyledip ahireti ve dini ihmal etme durumunu çeşitli veçheleri ile ele almakta, tasavvufa özgü lirik bir üslupla, oldukça etkileyici öğütler vermektedir.

Yüzyıllar önce yaşamış, ancak fikir ve düşünceleri günümüzde de, İslâm’ın, özellikle derunî boyutunun, en güzel yorumlarından biri olara k kabul edilen Muhâsibî’nin hayatından söz ettikten sonra, meşhur bir eserinden kısa bir alıntı yapmak istiyoruz Onu ve fikirlerini daha iyi tanımak için elbette eserlerine ve hakkında yapılmış olan çalışmalara müracaat etmek gerekir

Muhâsibî’nin tam adı, Ebu Abdullah Hâris b Esed el-Basrî’dir Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte kaynaklar tahminen, 165/871 tarihinde Basra’da dünyaya geldiğini kaydetmişlerdir

Çocukluğunu Basra’da geçiren Muhâsibî, ortamın fikrî ve kültürel birikiminden bir süre yararlandıktan sonra, devrin en önemli ilim merkezi olan Bağdat’a göçmüştür Zengin bir ailenin çocuğuydu, ancak babasının bıraktığı külliyetli miktardaki mirası, babasının kaderî fikirlerinden ötürü almayınca2 geri kalan ömrünü fakir bir şekilde geçirdi Muhâsibî’nin bu tavrı, onun zühd ve verâ’ının en güzel işaretlerinden sayılmıştır Zira o, babasından miras bile olsa, şüpheli olanı kabul etmemiştir Bu olaydan, ilim ehli bir ailede büyüdüğünü anlamak da mümkündür Çünkü babasının sıradan bir insan olmayıp, kaderî fikirleri kabullenip savunacak derecede bilgili olduğu anlaşılmaktadır
www.kitaptakipcileri.com
Muhâsibî’nin, gençliğinde zâhirî ilimleri tahsil ettiğini ve bu ilimlerde ileri seviyelere çıktığını, tabakât kitaplarının, onun hakkındaki şu ifadelerinden anlıyoruz: Zâhirî ilimlerle bâtınî ilimleri cem’ eden3, tasavvuf, hadîs ve kelâmda imam4, bilhassa hadîste fevkalade mahir5, bir kimseydi Bu seviyede âlim ve otuza yakını günümüze kadar ulaşan, iki yüzü aşkın eserine rağmen Muhâsibî’den çok söz edilmemiştir Nitekim hayatı hakkında bilinenler, yani tarih ve tabakât kitaplarına geçen malumat, birkaç paragrafı geçmemektedir Bunun sebebini müellifimizin yaşadığı ortamda arayanlar olmuştur Çünkü Muhâsibî, biri Ahmed b Hanbel’in başını çektiği ve Ehlü’l-Hadîs olarak bilinen düşünce, diğeri de, Vasıl b Ata’nın temellerini attığı Mü’tezile olmak üzere, zıt iki fikir cereyanının hükümferma olduğu bir ortamda yaşadı Bu dönemde Mu’tezile, devlet desteği görmekte ve fikirlerini zora başvurarak yaymaktaydıMuhâsibî, hadîsçilere yakın ve onlarla aynı düşünceleri paylaşıyordu Ancak, Ahmed b Hanbel onun kelâmî meselelere dalıp, bu konuda bir takım düşünceler ileri sürmesinden hoşlanmamıştı Gerekçe de, Muhâsibî’nin Mu’tezile’ye reddiye yazarken, onların fikirlerine uzun uzadıya yer vermesi, böylece bid’atçı fikirlerin ümmet arasında yayılmasına sebep olması şeklinde açıklanıyordu Nitekim Ahmed İbn Hanbel’le aralarına soğukluğun girmesinin ve inziva hayatı yaşamasının sebeplerinden birinin bu olduğu kaydedilmektedir
www.kitaptakipcileri.com
Ancak Muhâsibî’nin, tabir yerinde ise, kenarda kalmasının sebebi sadece bu olmamalıdır Onun yaşadığı asır, hadîslerin rivayet, hıfz, yazma, toplama ve tasnifiyle uğraşılan ve bu iş için meşakkatli yolculuklar yapılan; aynı zamanda bid’at ve uydurma hadîs tehlikesine karşı, şahısların ve sözlerinin çok ince tenkitlerden geçtiği bir dönemdir Bu muhaddis ve râvîler, kendi metotlarından ayrılan ve fıkıh olsun, vaaz olsun veya kelâm olsun, hadîs dışındaki bütün ilimleri ve metotları şiddetle tenkit ederek bid’at damgasını vurmaktaydılar Sünnetin korunması gayesiyle, nassların zâhirine önem veriliyor, hangi sebeple olursa olsun, değerlendirmeler hoş karşılanmıyordu Kısacası ilim, araştırma ve iyice anlama (fıkıh) değil; hadîs, onun senedi ve metninden ibaretti Hadîs üzerinde fikir yürütmek, onun sınırlarını aşardıEhl-i hadîs, bir âlimin herhangi bir konuda araştırma ve içtihada dayalı bir şey söylediğini veya bir kelâmcının, Allah’ın sıfatlarından birinde bir görüş serdettiğini ya da bir nasihatçinin nefsin hallerinden birini şerh ve izah ettiğini gördüklerinde, hamiyet ve öfkeleri kabarıyor, yaptığına kızıyor ve tenkit ediyorlardı Cerh ve ta’dil kitaplarında bu tür olaylar az değildir
www.kitaptakipcileri.com
Selefî bakış açısı olarak bilinen bu yaklaşımı Muhâsibî az buçuk aşmak isteyince, şimşekleri üzerine çekti Çünkü o, nefsin halleri, tezkiyesi ve ayıplarının açıklanması konusunda, çok erken devirlerde söz söyleme ve kitap te’lif etmeye başlamıştı Bu konuların, sadece nasların zahirini değil, tefekkürü bile aşarak, çok ince bir iç gözleme ve daha sonraki dönemlerde çokça sözü edildiği gibi, ilhama ihtiyacı bulunmaktadır Bu türden bir yaklaşımın selefî bakış açısıyla hoş karşılanmasını beklememek gerekir 

Diğer taraftan Muhâsibî, ‘her zahidin zühdü, marifeti; ma’rifeti aklı, aklı da imanının kuvveti ölçüsündedir’10 der ve kalb, akıl ve amel bütünlüğünü vurgulardı Tasavvufî tavrına rağmen, aklî yaklaşımı terk etmemiş, hatta aklın kullanılmasını savunmuş ve özellikle Mu’tezile ile olan tartışmalarında, onların akılcı metodunu kullanmıştır Bu da hadîsçilerin tepkisine sebep olan hususlardan biri olarak sayılmıştır 
www.kitaptakipcileri.com
İmam Ahmed b Hanbel ve hadîsçilerin bu tavrından olsa gerek, Muhâsibî 243/867 yılında Bağdat’ta vefat ettiğinde cenazesine, beklenenden çok az kimse katılmıştı10

Muhâsibî’nin, Gazalî’nin Münkiz’ine bir prototip oluşturmuş olan Vesâyâ adlı eseri, kısmen de olsa, hayatının seyrini değiştiren fikrî olayları konu edinir Onu etkileyen en önemli şey, ümmetin, her biri kurtuluşun kendi tekellerinde olduğunu iddia eden çok sayıdaki fırka ve alt fırkalara bölünmüş olmasıydı Hayatının büyük bölümünü bu fırkalar arasında sırat-ı müstakimi aramakla geçirdi Hakikati bilme ve yaşama iddiasındaki her türlü insanla görüştü, fakat hiç birinden tatmin olamadı Birçokları, dünyevî makamlar ve menfaatlerle bu işi yapıyorlardı 

Muhâsibî bu durumu şöyle anlatıyor: "Ben derinliğine tefekkür edip, uzun uzun düşünerek, hidayete ulaştıracak bilgi aradım Daha sonra Allah’ın Kitabı, Resûlü’nün sünneti ve mü’minlerin icmaından anladım ki, haris olmak insanı körleştirir ve böylece onu hak yolu aramaktan engeller, neticede de bâtıla düşürür”11 Bu düşünce onu, kendisine muhâsibî adını vermeye sebep olan muhâsebe yapmaya ve riyâzetle birlikte ahlâkî dönüşüme sevk etti Gördü ki, hak ve kurtuluşa götüren yol Allah korkusundan (havf), O’nun emirlerine tabi olmaktan, O’na tam ihlâsla ibadet etmekten ve Resulünün sünnetine tabi olmaktan geçer

Muhâsibî, İslâmî konularda yoğun bir te’lif döneminin başladığı asırda yaşamıştır Hayatını anlatırken kısaca değindiğimiz gibi, bazı saiklerden ötürü, biraz kenarda durması onu çok eser vermeye sevk eden sebeplerden biri olmalıdır Yetmiş beş seneyi aşkın ömrünü verimli bir şekilde değerlendiren müellifimiz, hepsinin adı ve muhtevası bilinmese bile, iki yüz civarında esere imza atmıştır Hadîs, tefsir, kelâm ve tasavvufta imam, fıkıhta ise önemli bir yere sahip olan Muhâsibî, en çok tasavvuf konusunda yazmış ve bu arada kelâm ve hadîsle ilgili bir çok konuya da temas eden eserler vermiştir Er-Ri’aye Li Hukûkillah bilinen en meşhur ve en hacimli eseridir13
www.kitaptakipcileri.com
Muhâsibî’nin Tesirleri 

Muhâsibî’nin birçok eserinin günümüze ulaşmış olması, onun yaşadığı asırdan itibaren büyük tesirler bırakan, kabul gören ve sevilen bir kimse olduğunu gösterir 

Tasavvuf klasikleri olarak meşhur olan eserlerin hemen tamamında Muhâsibî’nin tesiri açık bir şekilde görülmektedir Kuşeyrî ve Hucvirî gibi eserlerinde tasavvuf ricalini de inceleyen müellifler, bu bölümlerde Muhâsibî’ye yer ayırdıkları gibi, tasavvufla ilgili konuları incelerken de ondan sık sık söz eder ve alıntılar yaparlar

Meselâ, Serrac (378/988), vera’, sûfîlerin ilme uyma konusundaki âdâbı, sema’, sıdk, ihlas, kerem ve itibar; Kelâbâzî (380/990), Allah’ın kelâm sıfatı, şükür, vera’ ve mücahede; Kuşeyrî (465/1072), vera’, tevekkül, sıdk, fütüvvet, huluk, muhabbet ve sema’; Hucvirî (470/1077), fakr, rızâ, hal, keramet, gaybet-huzur, iman, muhabbet ve sohbet adâbı; Sühreverdi (632/1234), kendini tanıma, vera’ ve rızâ konularını işlerken Muhâsibî’den alıntılar yapmışlardır

Üzerinde Muhâsibî’nin etkisinin en bariz bir şekilde görüldüğü kişi ise Gazalî (505/1111)’dirMeselâ, Zahid el-Kevserî, Muhâsibî’nin Gazalî üzerinde etkisinin büyük olduğunu ve er-Ri’aye’sini tamamıyla İhya içine yerleştirdiğini söyler
www.kitaptakipcileri.com
Münavî de şunları söyler: "et-Temimî anlatıyor: Muhâsibî, fıkıhta, tasavvufta, hadîste, kelâmda ve daha başka hususlarda Müslümanların imamıydı Sayıları iki yüze varan derli toplu ve faydalı eseri vardır er-Riâye adlı esri, bu konuda sayıları çok olan yazarlar için temel teşkil etmiştirİhya’da şöyle denilmektedir: Muhâsibî, muamelat ilminde ümmetin en hayırlısı idi Nefsin ayıplarını, emellerini, afetlerini ve ibadetlerin hakikatlerini araştırmada o, herkese öncülük etmiştir”

Daha önce de belirtildiği gibi Gazalî, Muhâsibî ile Ahmed b Hanbel arasında cereyan eden tartışmayı el-Münkiz adlı eserine almış ve Muhâsibî’nin haklılığını gösteren cümleler serdetmiştir16 Muhâsibî hakkında doktora çalışması yapan Abdulhalim Mahmud daha da ileri giderek, kendisinden çok sonra gelmesine rağmen Gazalî’nin, onun bir talebesi gibi kendisinden etkilendiğini ifade eder17

Seyyidu’t-taife olarak bilinen Cüneyd-i Bağdadî (297/909)’nin adeta Muhâsibî’nin elinde şekillendiği ve meşhur Bağdat Tasavvuf Ekolü’nün en önemli şahıslarından, hatta kurucularından sayıldığı hesaba katılınca, onun genel tasavvuf anlayışına ne denli etkili olduğu daha iyi anlaşılır kanaatindeyiz 
www.kitaptakipcileri.com
Muhâsibî’den Tavsiyeler 

Yazımızın bu kısmında, Muhasibi’nin meşhur eseri Risaletu’l-Müsterşidîn’den, kısaltarak bir alıntıda bulunmak istiyoruz O şöyle diyor: 

"Bil ki, Allah’ın kitabı şunları âmirdir:

a Emir, nehiy, havf ve recâ şeklindeki muhkemleri ile amel etmek,

b Müteşabihine iman etmek,

c Emsal ve kıssalarından da ibret almak…

Bunları yaparsan cehalet karanlığından ilim aydınlığına; şüphe işkencesinden yakîn ferahlığına çıkarsın Rabbimiz konuyla ilgili şöyle buyuruyor: "Allah iman edenlerin yardımcısıdır (velisidir), onları karanlıktan aydınlığa çıkarır” (Bakara, 2/257) 

Bu konuyu, Allah’ın kendilerine üstün bir anlayış (el-Aklu minellah) verdiği kişiler fark eder ve ona rağbet ederler… O kişilerden olmak için, 
www.kitaptakipcileri.com
1 Niyetini sağlam tut ve iradenin (yönünü) iyi bil Zira ücret (ceza ve mükâfat) niyete göre verilir Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: "Ameller niyete göredir ve herkese ancak niyet ettiği vardır…”18

2 Takvâya sarıl Zira "Müslüman, bütün insanların, elinden ve dilinden selamette olduğu kişi; Mü’min de, bütün insanların, her türlü kötülüğünden emin olduğu kişidir”19

3 Her hatırda nefsini hesaba çek ve her nefes alışta Allah’ı (Allah’ın koyduğu sınırları) gözetHz Ömer (ra) şöyle diyor: "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, tartıya çıkmadan önce kendinizi tartın, büyük buluşmaya hazırlanın ki o gün hiçbir gizliniz-saklınız kalmaz” 

4 Dinin konusunda Allah’tan kork (havf), her konuda O’ndan ümit (recâ) içinde ol ve başına gelenler konusunda sabırlı ol Hz Ali (ra) şöyle der: "Sadece günahlarından kork, sadece Rabbinden ümitli ol…” 
www.kitaptakipcileri.com
5 Bil ki, dinde (imanda) sabır, cesette kafa gibidir Baş kesildiğinde beden, yok hükmüne geçer Şahsına yönelik söylenen nahoş ve kızdırıcı bir söz duyduğun zaman affet, görmezlikten gelBu tavır, herkesin yapamayacağı önemli işlerdendir Hz Ömer (ra) şöyle diyor: "Allah’tan havf içinde olan sinirlerine hâkim olur Takvâ ehli olan ise her istediğini yapmayandır Eğer kıyamet (hesap günü) olmasaydı durum şu andaki gibi olmazdı” 

6 Yöneliş ve ilgilerine dikkat et Başkasının kusurlarından çok kendi eksikliklerinle uğraş Şöyle denilmiştir: "Benzerleri kendisinde olmasına rağmen başkasındaki kusurları gören veya aynısını yaptığı halde bir hatadan ötürü başkasını tenkit eden ve arkadaşını kıran ya da kendisini ilgilendirmeyen şeyi söyleyen kişiye bu yaptığı (günah olarak) yeter” 

7 Tedbiri terk ederek (yani sadece aklına dayanmayarak), aklını Allah için kullan, kudretini kullanmada O’na dayan… Hz Ali (ra) şöyle der: "Ey insanoğlu! Zenginlikle sevinme, fakirlikten ötürü ümitsizliğe düşme; başa gelen bela ve imtihanlara üzülme, rahatlığa da sevinme Zira altın ateşle tecrübe edildiği gibi salih kullar da sıkıntı ve imtihanlarla denenirler Arzularına gem vurmadan isteklerine ulaşamazsın Umduklarına ancak nefsin hoşlanmadığı şeylere sabretmekle ulaşabilirsin Gayretini sana farz kılınan şeyleri yerine getirmek için kullan” 
www.kitaptakipcileri.com
8 Allah’ın senin hakkında irade buyurduğu şeye razı ol (…) Bil ki, hayrı ile şerri ile kadere iman etmedikçe imanın tadına varamazsın

9 Her zaman hakkı, doğruyu işle O zaman Allah senin nurunu ve basiretini arttırır Sakın hakkı emredip yapmayanlardan olmayasın Böyle davranan karşı tarafın günahına ortak olur, Rabbinin azabına duçar kalır 

10 Dostların ve arkadaşların sadece akıllı ve takva sahibi kişiler olsun; sadece basiret sahibi âlimlerle otur 

11 Hakka karşı mütevazı ol ve boyun eğ Sürekli Allah’ı zikret ki, O’na yakınlık elde edesin 
www.kitaptakipcileri.com
12 Allah için mü’minlere nasihatte bulun ve işlerini haşyet içinde onlarla istişare et Nitekim Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Allah’tan haşyet içinde olan ancak âlimlerdir” Bil ki sana nasihat eden seni sevendir, müdahene eden ise seni aldatandır Nasihatini kabul etmeyen kardeşin değildir Hz Ömer (ra) şöyle diyor: "Nasihat etmeyen ve nasihat edenleri sevmeyen kavimde hayır yoktur”

13 Her yerde doğruyu tercih et, böylece büyük bir ganimet elde etmiş olursun; fuzûlî şeylerden de uzak dur ki başın selamette kalsın Zira doğruluk iyiliğe, iyilik de Rabbin rızasına götürdüğü gibi, yalan günaha, günah da Rabbin azabına götürür 
www.kitaptakipcileri.com
14 İhsanla davrandığında mükâfatlandırılacağını, kötülüklerinden ötürü de cezalandırılacağını bilen adamın yaptığı gibi davran, şükrünü devamlı kıl, emelini kısa tut, kabirleri düşünceli bir şekilde ziyaret et ve kalbinle haşir meydanını dolaş

15 Ey dost! Kur’ân ve din konusunda tartışmaktan sakın 
www.kitaptakipcileri.com
16 Edepten hiç ayrılma Heva-i nefse uymaktan ve öfkeden uzak dur Uyanıklığa sebep olacak işler yap Yumuşaklığı (rıfk) adet, teenniyi arkadaş, selameti sığınak ve boş zamanı da ganimet bil Dünya bineğin, ahiret varılacak menzilin olsun..

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Hakkı Arayanlara Nasihatler, Haris El Muhasibi Hakkı Arayanlara Nasihatler, Haris El Muhasibi, Hakk'ı Arayanlara Nasihatler Kitabı- Haris El Muhâsibi - Yazar: Haris El Muhâsibi --İslâmî ilimlerin tekvin ve tedvin dönemlerinde yetişen Muhasibî’nin iki yüze yakın eser verdiği söylense de bunlardan günümüze ulaşanların sayısı ne yazık ki sadece yirmi sekiz kadardır. Hayatı hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğumuz müellifin elinizdeki eseri birçok kimse tarafından bir tür otobiyografi olarak değerlendirilmiş, hatta İmam Gazalî’nin el-Münkız isimli- Elif Kitabevi Konya, İlk Harf Yayınları, İlk Harf Yayınevi, Muhâsibî’nin tam adı, Ebu Abdullah Hâris b Esed el-Basrî’dir Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte kaynaklar tahminen, 165/871 tarihinde Basra’da dünyaya geldiğini kaydetmişlerdir, İlk Harf Yayınları, Sohbet Vaaz Nasihatlar Kitabı - İlk Harf
Hakkı Arayanlara Nasihatler, Haris El Muhasibi

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.