Ahkam Tefsiri Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım 1096 Sayfa

Ahkam Tefsiri Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım 1096 Sayfa

Yayınevi
Barkod
ahkam tefsiri kitabı, ŞAMİL
Vitrin Katagorisi
1.490,00 ₺
Aynı gün kargo
Kur'an-ı Kerim'in Ahkam Tefsiri - Muhammed Ali Sabuni - 2 Cilt Takım
Büyük Boy 17x24 cm Ebat - 1. Hamur Kağıt - 2 Cilt Toplam 1096 Sayfa
"Akıcı bir Türkçe ile tercüme edilmiştir.
 ·Bu eser, Mekke Üniversitesi Şeriat Fakültesinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
 ·Ahkâm ayetlerinin tümünü kapsar.
 ·Kitaptaki mevzular, nüzul sırasına göre düzenlenmiştir.
 ·Mevzuların kolay anlaşılması için dersler halinde tefsir edilmiştir.
 ·Her mevzuyu ilgilendiren ayetler sunulmuş, meali verilmiştir.
 ·Ayetler içinde arapça geçen kelimeler tahlil edilmiştir.
 ·Nuzul sebepleri belirtilmiştir.
 ·Ayetlerle alakalı hadisler belirtilmiştir.
 ·Ayetlerdeki incelikler belirtilip, hükümleri verilmiştir.
 ·Ayetlerdeki hükümler, sıraya göre açıklanmış, mezhep görüşleri, ihtilaf edilen hususlar, dayanılan deliller incelenip belirtilmiştir.
 ·Kuran Ahkâmını bizlere sunan en geniş eserdir. 
Yazar: Muhammed Ali Sabuni /Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi
Tercüme: Mazhar Taşkesenlioğlu
Kapak Tasarımı: Recep Yılmaz
Tashih: Eşref Güre - Osman Akyıldız
Katagori: Kuran-ı Kerim'in ahkam Tefsiri - Hükümleri
Sayfa Sayısı: 1096
Boyut: 17 x 24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2015
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: 1. Hamur Kağıt
Dili: Türkçe - Arapça
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
 www.kitaptakipcileri.com
          MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ
Muhakkak ki insanın âhiret için hazırlayacağı ve koşacağı en hayırlı emel Kur'ân'a hizmet etmektir. Çünkü Kur'ân bütün insanlığı cehaletin karanlığından kurtararak ilmin, medeniyetin ve adaletin ışığına çıkarmıştır. Kur'ân'dan önceki döneme bakıldığında görülen şey, yalnızca vahşettir. Kız çocuklarını diri diri gö­mecek kadar vahşet gösteren insanlar, Kur'ân'ın nuru ile aydınlandıktan sonra insanlık tarihinin en âdil, şefkatli, merhametli ve mütevâzi örnek insanları haline gelmiştir. İşte bu bakımdan Kur'ân'a hizmet etmek insanı âhirette saadete, dünya­da da huzurlu ve sağlıklı bir hayata kavuşturur. Allahu Teâlâ'ya sonsuz hamd ve sena ederiz ki bizi bu yola O sevk etmiştir. Eğer O bizi bu yola sevk etmeseydi, bizim kendiliğimizden bu yola gitmemiz mümkün değildi. O'nun göndermiş oldu­ğu son peygamber olan Hazret-i Muhammed Mustafa'ya (SAV), âline ve ashabına da ezelden ebede kadar alınıp verilen nefesler sayısınca salât ve selâm olsun.
 
Dilimizde Kur'ân-ı Kerîm'in birçok zevat tarafından hazırlanmış tefsirlerimevcûttur. Ancak özellikle ahkâm âyetlerine ait bir tefsîrbulunmamaktadır. Bu sebeple büyük bir boşluğu dolduracağına inandığımız böyle bir tefsîri dilimize kazandırmaya çalıştık. Bu mevzuda en meşhurları Cessâs ve İbn-ül-Arabî'ye ait olmak üzere Arabça birçok tefsîrvardır. Fakat bunlar gerek dil ve üslupları, gerek tasnif ve mevzuları işleyiş tarzları bakımından günümüzün ihtiyaç ve şartlarına uygun değildir. Ayrıca son derece hacimli oldukları için istifade edebilmek de çok zordur. Bundan ötürü çağdaş bir müfessirin eserini seçtik. Revâi'-ül-Beyân isimli bu tefsîrdebulunan birçok hususiyet diğerlerinde bulunmamaktadır. Adı geçen tefsirlerde dâhil olmak üzere bütün klasik tefsirlerden faydalanılarak hazırlanan bu tefsîrilgilenen herkese tatmin edici bilgiyi sunmaktadır. Ahkam tefsiri
  
 www.kitaptakipcileri.com
Mekke Üniversitesi Şeriat Fakültesinde ders kitabı olarak okutulan bu eser, aşağıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere tabii olarak akademik bir hususiyet ve üslup taşımaktadır. Ancak biz eseri her seviyedeki insanın dikkatli okuduğu takdirde anlayabileceği, istifade edebileceği bir üslupla tercüme ettik. Müracaat edilen kaynak eserleri yeniden ele alarak müphem kalan yerleri gerek mevzu içinde, gerekse dipnotlar halinde yaptığımız ilâvelerle açık ve anlaşılır hale getirmeye çalıştık.
 
Kitaptaki mevzular Kur'ân'daki nüzul sırasına göre tasnif edilmiştir. Fatiha Sûresi'nden başlanarak ahkâm âyetleri sırasıyla işlenmiş, aynı mevzûdaki âyetler birleştirilmemiştir. Kur'ân'ın aslî tertibine uygun bu tasnif içinde tabii olarak bazı mevzular tekrar edilmektedir. Meselâ, Talâk bahsi Bakara Sûresi'nin 331. âyetinin tefsirinde geçtiği halde, Talâk Sûresi'nde yeniden ele alınmaktadır. Bu, yersiz bir tekrar sanılmamalıdır. Çünkü bunlar ilgili âyete bağlı olarak mevzunun açıklayıcısı ve tamamlayıcısı mahiyetindedir. Zâten Kur'ân'da da bir âyet çoğu defa başka âyetlerle açıklanmakta, hükümleri bakımından tamamlanmaktadır. Hüküm tefsiri
 
Tefsirdeki mevzular dersler halinde tertip edilmiştir. Her derste önce mevzu ile ilgili âyet ve meali verilmektedir. Hükümlere geçilmeden de âyetlerin daha iyi kavranılması için bazı kelimeler tahlîl edilerek yazarın genellikle klasik tefsîrlere müracaatla hazırladığı icmâlî mânâlara geçilmektedir. Daha sonra âyetlerin nüzul sebepleri varsa bununla ilgili hadîs ve nakiller aktarılıp mevzu âyetlerle ile ilgili sûrenin diğer âyetleri arasındaki münâsebet gösterilmektedir. Bunu takiben âyetler cümleler halinde açıklanıp bir takım inceliklere dikkat çekilerek âyetlerin ihtiva ettiği hükümler verilmektedir. Hükümlerin incelenmesinden sonra da mevzu ile ilgili âyetlerden alacağımız öğütler ve şer'î hükümlerin hikmet ve sebepleri açık­lanmaktadır. Âyetlerin ihtiva ettiği hükümler âyetlerdeki sıraya göre izah edilmiştir. Hükümler hakkındaki mezhep görüşleri, ihtilâf edilen hususlar, dayanılan deliller ve istidlal şekilleri incelenmiş ve sergilenmiştir. İctihâdların nasıl yapıldığı, âyet ve hadîslerden hükümlerin nasıl çıkarıldığı gösterilmiş ve mezhep görüşleri kaynak eserlerden aktarılmıştır. Bu kaynakların hemen hepsi de dipnotlar halinde verilmiş­tir.
 
Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Müellif bazı hükümlerde mez­hep görüşleri arasında kendince tercihler yapmaktadır. Bu tercihler yazarın kendi görüşü olduğu için kendisinden başka kimseyi bağlamaz ve bunlara dayanılarak amel edilemez. Zira bu kitab bir fıkıh kitabı değil, bir tefsir kitabıdır. Bu sebeble her okuyucu taklid ve amel ettiği mezhebinin görüşünü kabul etmeli, diğer görüş­leri bilgi kabilinden okuyarak taklid veya tenkide kalkışmamalıdır.
 
Yardım ve destekleriyle bu çalışmamıza imkân hazırlayan Şamil Yayınevisa­hipleri Duran Kömürcü ve Ahmet Altıntepe'ye, takrirlerimin imlâsı ve daktilosunda yardımcı olan Mehmed Irmak ve Ahmed Özalp'e teşekkür ederek Cenâb-ı Al­lah'tan uzun çalışmalarımızın semeresi olan bu tercümeninbütün Müslümanlara hayırlı olmasını dileriz.
 
 Mazhar TAŞKESENLİOĞLU
 Fatih - İstanbul
 
 
                  YAZARIN ÖNSÖZÜ
 
Bize bilmediklerimizi kalemle öğreten Allah'a cc; hamd ve sena; müjdeci, korkutucu ve aydınlatıcı olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa (sav), (ki Cenâb-ı Hakk, O'nunla küfrün ve cehaletin karanlıklarını imha edip insanlığı aydınlığa kavuşturmuş, putperestlik ve sapıklığın izlerini yok ederek imân ve tevhid davasını yüceltmiştir) ile birer ilim ve irfan gü­neşi olan âl ve ashabına, kıyamete kadar onlara tâbi olacaklara salât ve selâm olsun.
 
İnsanın âhiret için hazırlayacağı ve bu uğurda çaba harcayacağı en iyi iş aziz Kur'ân'a hizmettir. Çünkü Cenâb-ı Hakk onu insanlık için aydınlatıcı kılmış, yüce Risâletini onunla sona erdirerek "Ey insanlar! Size Rabbinizden gerçek bir burhan gelmiştir. Size apaçık bir nur göndermişizdir"
âyetiyle de onun insanlara en büyük nimet olduğunu bildirmiştir.
 
Cenâb-ı Allah (cc), Kur'ân-ı Kerîm hafızlarının ümmet içerisindeki yer­lerini medhetmiş, onları dinin meşalesi olarak vasıflandırmıştır.
"Benim ümmetimin en şereflisi Kur'ân'ı hıfzedenlerdir" buyuran Resûlullah (sav) Efendimiz de Kur'ân hafızlarından ümmetin efendileri olarak söz etmiş, hayatta onlara uyulması gerektiğini belirterek halk içerisindeki yerle­rine şu sözleriyle işaret etmiştir: "Cenâb-ı Allah (cc), Kur'ân-ı Kerîm'e tâbi olan kavmi yücelttiği gibi ona uymayan kavmi de alçaltır."
 
Hafızlar gibi şerefli kişilerin sırasında olmak ve onlara benzeyebilmek arzusunda olmama rağmen onların benzeri değilim. Ancak kendimi onlar­dan kabul etmekle sevablarından bir bölümüne kavuşacağımı umuyorum. Şâirin deyişiyle "Her ne kadar onlar gibi değilseniz de kendinizi onlara ben­zetiniz. Çünkü insanın kendisini şereflilere benzetmesi kurtuluştur."
 
Allah'ın, yüce dinine ve İslâm ilimlerine hizmet etmemi kolaylaştıra­cağına, halkın faydalanacağı bazı kitâblar te'lifetmeme imkân vereceğine inancım tamdı. Öyle inanıyorum ki İslâm'a hizmet etmek ölümden sonra da insana hayır kazandıracak sâlih ve kalıcı amellerdendir. Zira Resûlullah Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir: Sadaka-i câriye, insanlara fayda veren bir ilim, ebeveyninin arkasından duâ edecek sâlih bir evlâd."
 
Cenâb-ı Allah (c.c.), emin belde olan Mekke-i Mükerreme -Allah bütün kötülük ve fenalıklardan korusun- Şeriat Fakültesi İslâm Dersleri Bölümünde müderris olarak ders vermemi nasib etti. İmân ve emniyet beldesindeki hür Beyt'ine komşu olmamı nasib eden Allah (cc), bana öyle bir atmosfer verdi ki burada ders verme, kitab mütalaası ve te'lifi gibi işleri yapabildim. Allah (c.c), kuruluşundan itibaren bu beldede halkın istikrar, emniyet ve itmi'nan ile ya­şamasını temin etmiştir. "Onlar, şu Beyt'in (Ka'be'nin) Rabbine ibâdet et­sinler. (O Rab ki) onları açlıktan (kurtarıp) doyuran, kendilerini korkudan emin kılandır" (Kureyş. 3-4) ve "Çevrelerinde insanların zorla (yakalanıp) kapılmakta olmasına rağmen (Mekke'yi)korkusuz (ve emin bir yer) yap­tığımızı onlar görmediler mi? Hâlâ bâtıla inanıyorlar da Allah'ın nime­tine nankörlük mü ediyorlar?" (Ankebut. 67)  âyetleri de bunu ifade etmektedir.
  
 www.kitaptakipcileri.com
On sene gibi uzun sayılabilecek bir zaman yaşadığım bu atmosfer içinde te'lif ettiğim kitâbların sonuncusu "Revâi'-ül-Beyân fi Tefsîr-i Âyât-il-Ahkâm min-el-Kur'ân" diye isimlendirdiğim iki ciltlik kitabtır.
 Özellikle ahkâm âyetlerini konu edindiğim geniş kapsamlı ilmî dersle­rimden oluşan kitabımda, geçmişteki sağlam ilmî üslup ile çağımızın kolay üslûbunu uzlaştıracak kolay ve yeni bir yol takip ettim. Kitâbtakikonuları derin bir araştırma sonucu ve dakîk bir üslupla tanzim ettim. Konu edindi­ğim âyetleri aşağıda gösterildiği üzere sekiz yönden inceleyip değerlendir­dim:
 Birincisi: Lügat âlimleri ile müfessirlerin söz ve görüşlerinden deliller getirerek lafzî tahliller yaptım.
İkincisi: Âyet-i kerîmelere kesin ve icmâlî bir mânâ verdim.
Üçüncüsü: Ayetlerin nüzul sebebi varsa onları belirttim.
Dördüncüsü: Âyetler arasındaki bağlantıları açıkladım.
 Beşincisi: Tefsîrin inceliklerini, yani sırlarını, belagat nüktelerini ve ilmî derinliklerini de ihtiva edecek biçimde zikrettim.
Altıncısı: Fakîhlerin âyetlerden kendi delilleriyle çıkardıkları hüküm­ler ve bu deliller arasında hangisinin daha tercihli olduğunu gösterdim.
Yedincisi: Ayetlerin insanlar üzerinde yapacağı irşâdâtı kısaca açıkla­dım.
Sekizincisi: Ahkâm âyetlerindeki teşrî'î  hikmetlere işaret ettim.
 Kitabımda yazılanların tümünün benim olduğunu söylemiyorum. Belki eski ve yeni, ehil ve meşhur müfessirlerin görüşlerinin bir özeti, güçlü âlimlerin fikirlerinin bir sonucudur. Allah'ın (cc) rızasını talep için, aziz Kur'ân'a hizmet yolunda nice fakîhler, müctehidler, muhaddisler ve diğer âlimler uykularını terk etmişlerdir. Benim burada yaptığım iş ise dağınık haldeki elmas, inci ve pırlanta gibi mücevherleri görüp toplayarak bunları sağlam bir ipliğe dizen kişinin veya gözleri kamaştıran bir bahçeye girip nefis meyveleri, gülleri, çiçekleri gönüllere ferahlık, gözlere sevinç verecek biçimde derleyip toplayan kimsenin yaptığına benzer. Te'lif ettiğim kitâbtayaptığım sadece, mütekaddimîn ve müteahhirîn (eski ve yeni) âlimlerin sözlerini özetleyerek eski ve yeni görüşleri birleştirmek oldu.
 Herhangi bir konuyu incelerken hadîs ve lügatin dışında on beşten fazla ana kaynak hükmündeki tefsîre müracaat ederek bu dersleri hazırla­dım. Konuları yazarken de hangi kaynaktan istifade ettiğimi belirtmeye tam bir dikkat gösterdim.
 Allah'tan (cc) dileğim, bu kitâptan Müslümanların faydalanması ve kar­şılığının da "O günde ki ne mal fayda eder ne de oğullar. Meğer ki Al­lah'a (cc)  (küfr ve nifaktan) tamamen salim bir kalb ile gelenler ola" biçi­minde ifade edilen kıyamet gününde verilmesidir.
 Kitabımın başında olduğu gibi sonunda da âlemlerin Rabbi olan Al­lah'a (cc) hamd ve sena, O'nun seçkin kulu ve peygamberi, Efendimiz Muhammed aleyhisselâm ile âl ve ashabına salât ve selâm olsun. 

 Muhammed Ali Sabuni
Mekke-i Mükerreme Üniversitesi
Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi
   
Tefsirin Yazarı Muhammed Alî es-Sâbûnî Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi:
 Şeyh Alî Sâbûnî Suriye’nin ilim ve âlimler şehri olan Haleb’de ilim ehli olarak bilinen bir âilenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Haleb şehrinin büyük âlimlerindendir. Şeyh Muhammed Alî es-Sâbûnî, Arabca ilimlerini, ferâiz (mîrâs) ilmini ve diğer dînî ilimleri babası  Şeyh Cemil’den okudu. Diğer yandan Suriye’nin ileri gelen âlimlerinden dersler aldı.
 www.kitaptakipcileri.com
Müellif, Osmanlılar döneminde de aynı adla anılan Hüsreviyye İlâhiyat Lisesi’nde dînî ve modern ilimleri okudu. Karma bir kültüre sâhib olup dînî ve pozitif ilimleri bu kültür içerisinde birleştirdi.
 
İlâhiyat Lisesini başarı ile bitirince, Suriye Vakıflar Bakanlığı adına, bir ilim heyeti içinde Ezher Üniversitesi’ne gönderildi. Ezher Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde tahsîlini yapıp yüksek derece ile diploma alarak 1952 yılında buradan mezûn oldu. Daha sonra Şer’î kadâ (yargı) bölümündeki tahassus eğitimini de tamamlayarak 1954 yılında Ezher’den mezûn oldu ve el-Âlimiyye diplomasını almaya hak kazandı. el-Âlimiyye, o dönemin en yüksek ilmî kariyeri olup günümüzdeki doktoranın muâdilidir. Daha sonra ülkesi Suriye’ye dönerek sekiz yıl sürecek olan tedrîs faâliyetlerinde bulundu.
 www.kitaptakipcileri.com
Daha sonra Suudi Arabistan’a göç etmek durumunda kaldı ve burada Mekke-i Mükkerreme Üniversitesi Eğitim Fakültesinde ve eş-Şerîa fakültesinde dersler vermeye başladı. Buradaki tedrîs hizmeti yaklaşık yirmi sekiz yıl devam etti. Bu uzun süre boyunca üniversite hocaları yetiştirdi ve Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi’nde birçok klasik eserin tahkîkini yaptı.
 

Tefsiri Tercüme Eden Mazhar Taşkesenlioğlu Hoca Efendi Kimdir? Yazar Duran Kömürcünün Ağzından Hayatı:
1931 yılında Erzurum’da doğdu. Kur'ân-ı Kerîm’i hatmettikten sonra, ilk fıkıh bilgilerini babası Taşkesenlioğlu Şeyh Mehmet Sırrı Efendi’den aldı. Daha sonra babasından ve amcazâdeleri (Taşkesenli Medresesi Dersi‘amlarından) Alâaddîn Efendi, Şâhabeddin Efendi ve Mehmet Efendi’lerden sarf, nahiv, mantık, belâğat dersleri okudu. Bitlis Norşin’de Muhammed Maşuk Efendi’den meânî, beyân ve bedî‘ okudu. Hocasının tavsiyesiyle Siirt Baykan’da Muhyiddîn Evrensel Efendi ve Mollâ Sadreddin Yüksel Hoca Efendi’den; fıkıh, hadîs, akâid, tefsîr ve usûl okuyarak bu şahıslardan icâzet aldı. Erzurum’da uzun süre fahrî vâizlik yaptı ve talebe okuttu. 1982 yılında İstanbul’a yerleşti. 29.04.1989 günü İstanbul’da vefat etti.
 
 Nasıl tanıştım?
 
Sene 1979 – 1980 yılarında İbn Âbidîn’i yayınlıyoruz. Rahmetli Ahmet Davudoğlu vefât edince kitâb yarıda kaldı. Bildiğimiz arkadaşlardan, İbn Âbidîn’i kime tamamlatalım, bu işin altından kalkacak bir hoca var mı? Soruşturmasına başladık. Birkaç arkadaşla görüştük terceme örnekleri aldık. Tatmîn olmadık, çâreyi çocukluk arkadaşım Konyalı Mehmet Savaş’ta buldum. Onun itirâzına meâl bırakmadan, bir teyp ve malzemelerini aldım. O teypten okuyor biz çözüyorduk. Ama Mehmet Hoca meşgûl, iş ilerlemiyor. Bir sıkıntı bastı. Çâre bulmalıydım. Sıkışık günlerde  kınalı koç gibi sarı bir yiğit adam çıka geldi. Bana: 
 
"-İbn Âbidîn’i ben hallederim dedi yanıma bir kâtib katacaksan ben söyleyeceğim o yazacak!”
 
Allah’ın Erzurum’undan gelmiş burada âlimlik taslıyor diye içinden geçirdim. İfâde ediş şekline dik duruşuna kendisine güveni görünce içim ısındı. Hanefî fıkhının yutulmaz leblebisi İbn Âbidîn’i tercemeye başladılar. Küçükayasofya’da bulunan binaya sabah gelip akşam giderlerdi. Bu İbn Âbidîn’i bitinceye kadar devam etti. 
 
Kendisini tanıdıkça huyları huylarımıza benzediğini. Âile yapımız bile aynı olduğunu gördüm. O neden muzdarib ise bende aynısı ile yaşıyordum dostluğumuz ilerledi, kopmaz bir bağla bağlandık.
 www.kitaptakipcileri.com
Mazhar hoca, hem âlim, hem mücâhid idi. Bildiği ilmi yaşayanlardandı. Gözünü budaktan sakınmaz, doğruyu söylemekten çekinmezdi. O hep başı dik, onurlu idi. Dünyada tanıdığım en merhâmetli, en şefkâtli bir baba idi. Her hâline şükreder, her şeyin Allah’dan olduğunu devamlı söylerdi. 
 
Kur'ân’dan ayrılmayan, Peygamber yolunun yolcusu idi. "Allah’ın Kur’ân’ından başka sistem yok, nizâm yok hepsini tağût” derdi. Hep öylece de yaşadı.
 
 
 
Ehl-i sünnet yolunun takibcisi idi. Bunu bir hatıra ile anmak istiyorum.
 
1980’li yıllarında Humeynî, İslâm devrimi yapmıştı dünya üzerindeki Müslümanları Tahran’a davet ediyor birlik ve beraberlik mesajı sunuyordu. Hedeflerinin Caferî fıkhı değil, dünya İslâm devleti olmaktır, tezini işliyordu. Hepimizi heyecanlandırmıştı. Ummadığımız, beklemediğimiz bir zamanda zuhûr eden bu hâli sevinçle karşılamıştık, bir davet münâsebeti ile üç arkadaşı Tahran’a gönderdik. Orada bildiri sunacaklardı. 
 
Türkiyeden’de Mazhar Hoca ehli sünnet’e dâir bir bildiriyi götürdü. Bundan sonrasını kendisi şöyle anlatır.
 
"-Bizi beş yıldızlı bir otele yerleştirdiler. Orada dinlendik toplantıya katılmak üzere yola çıktık. Rehber vâsıtası ile merâmımız anlatıldı, bildiri sunacağımız söylenildi. O gün sıra gelmedi, ertesi günü, daha ertesi günü aramadılar. Biz de geri dönmek durumunda kaldık. Refüze olmuştuk.
 
Türkiye’ye dönüşlerinde günlerimiz, İslâmî gündemi oluşturmakla geçiyordu. Anadolu’da ki Müslümanlarla temâs kurmaya legal bir yapı ile mücâdeleye başlamaya karar verdik. 
 
O günlerde büyük oğlu kaza geçirdi ve vefât etti. Oğlunun ölmesine değil de ölüm şekline çok üzüldü. Ama metânetini hiç kaybetmedi. "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci‘ûn” der, hayatına devam ederdi. Evlâd sevgisini de, oğlu Ali ve küçük kızı Berna’da giderirdi. Hepsini severdi de "küçükler tatlı olur” derdi. 
 
İsyânkâr bir rûhu vardı. Kur'ân’a uymayan bütün hareketleri karşısına alırdı. İnsanlara uzak oluşunun sebebi buydu. O, kükremediği toplulukta uysaldı, sessizdi. Yeri gelince de sarı sakalları kabarır, aslanlaşırdı. Bana daima şunu söylerdi. 
 
"-Müslümanlar uyutulmuş, uyanık olanlarda üzerine tül perde örtülmüş”, derdi. Bunlar uyanmalı uyarmalıyız, şoke edecek hareketler bulmalıyız. Onlara şerîatı öğretmeliyiz. 
 
M. Alî Sâbûnî ile Yalova’da görüşüp anlaşması Ahkam Tefsîri’ne tercemeye başlaması ümmete dînini öğretme gayretidir. O sistemlerin, İslâm’ın hukûk sistemlerini unutturduğunu, gündemden düşürdüğünü söylerdir.
 
Hedef adamı idi. Hedefi, Kur’ân’dı, Sünnet’ti. Sünneti en iyi yaşayan ümmetti. Bize rehberlik yapan ehli sünnetti. "Ehli sünnete sarılalım ki, hedefe çabuk varalım” derdi. 
 
Onu senelerdir özlüyorum. Sarı sakalına yapışmak, kardeşim… demek istiyorum. Çünkü,  o benim dostumdu. Güvenli ve mertti, sözünden dönmezdi. İlmi yaşamak ve yaşatmak içindi. Sahîfeler arasından çıkarıp Müslümanların hizmetine sunmak için okurdu. 
 
O, davâ adamı, hizmet âşığı idi. İbn Âbidîn’in son yedi cildini tamamlar iken, ehl-i sünnete hizmet ettiğine, onlara rehber olduğuna inandırdı. 
 www.kitaptakipcileri.com
Böyle bir dosttan ayrıldığım için üzgünüm. Çocukları, böyle bir babaya sâhib oldukları için müftehir; ümmet, böyle bir âlimden ayrıldığı için hüzünlüdür. 
Sessiz sedâsız gittiği sanılan Mazhar Taşkesenlioğlu, bir ideal bir gâye, bir âlim ve bir mücâhid portresi çizerek Rabbi’ne kavuşmuştur. 
Biz böyle biliriz, böyle şâhidlik ederiz. Rûhu şâd. Makâmı cennet olsun.

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Ahkam Tefsiri Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım 1096 Sayfa Ahkam Tefsiri Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım 1096 Sayfa, Kur'an-ı Kerim'in Ahkam Tefsiri Kitabı,Muhammed Ali Sabuni 2 Cilt Takım,Büyük Boy 1096 Sayfa, Şamil Yayınevi,Tercümesi Mazhar Taşkesenlioğlu,Kitapları Satın Al sİpariş ver,Elif :Kitabevi Konya,Hüküm ve ahkam ayetleri,Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi,indirimli fiyata alabilirsiniz, Şamil Yayınevi, Tefsir ahkam tefsiri kitabı, ŞAMİL
Ahkam Tefsiri Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım 1096 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.