Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani, Tercüme Mustafa Özcan, Şamua Kağıt 592 Sayfa

Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani, Tercüme Mustafa Özcan, Şamua Kağıt 592 Sayfa

Barkod
hanefi şafi maliki hanbeli mezhebine göre islam fıkıh kitabıi pamuk kod 002
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahmân Ed Dımeşkî El Osmânî Eş Şafiî, Tercüme Mustafa Özcan
İslam hukukunun gelişme ve zenginleşme dönemlerinde kaleme alınan bu eser en meşhur dört İslam hukuku ekolünün; Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinin mükemmel nir özetidir. İbadet konularından başlayarak yaşanan hayatın bütün yönlerinde bu mezheplerdeki hükümleri topluca bir arada görmek bu eserle mümkün olacaktır..
Yüce dinimizin dört ana kaynağı vardır:
1. Kur'an-ı Kerim,
2. Peygamberimiz (S.A.V)'in sünneti, hadis-i şerifleri,
3. İcma-i Ümmet,4. Fıkıh alimlerinin kıyasları.
Bunlardan biri veya birkacı inkar edilerek devre dışı bırakılırsa milyonlarca din meydana çıkar. Buna da ancak din tahripçileri razı olurlar. 
Hiçbir tahsili olmayan kimsenin eline Kur'an mealini vererek: "Dinini bundan öğren" demekten daha büyük cehalet olamaz.Hazreti Peygamber Aleyhisselam bir hadis-i şeriflerinde:"Kendi reyi ile Kur'an'ı yorumlayan küfre girer." buyurmuşlardır. (Prof. Dr. Fahreddin Atar)
Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de:"O kimseler ki, Allah'ı ve peygamberlerini inkar ederek Allah ile Peygamber'nin arasını ayırmak isterler ve 'Biz bir kısmına inanır, bir kısmını inkar ederiz.'derler Böylece imanla küfür arasında bir yol tutmak isterler; işte gerçek kafirler bunlardır. Biz bu kafirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır." buyurmaktadır. 
(nisa suresi, ayet:150-151)
Günümüzdeki bazı sözde ilim adamları bu ayetin örneğidirler. 
Onlar Allah ile Peygamberi'ni birbirinden ayırır; işlerine gelene inanır, işlerine gelmeyene inanmazlar..
Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
Efendimiz Aleyhisselam buyuruyorlar: "Şunu iyi bilin ki bana kitap Kur’an ve Kur’an’la birlikte Kur’an gibisi de verilmiştir. İyi biliniz ki fazla zaman geçmeden karnı tok bir adam kol­tuğuna oturarak:Siz Kur’an’a bağlanmaya bakın. (Ondan başkasına inanmayın) Onda helal diye gördüğünüz şey helal, haram diye gördüğünüz şey de haramdır.’ diyecektir.Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
Efendimiz’e zahiren tilavet edilen vahiy Kur’an verildiği gibi, tilavet edilmeyen vahiy hadisler de verilmiştir. Allah (c.c.) O’nun hakkında: "O kendinden konuş­maz. O’nun konuşması ancak bildirilen bir vahiy iledir.” "Allah ve Peygam­beri bir iş, bir mesele hakkında hüküm verdiğinde, artık hiçbir mümin er­keğin ve kadının, o işi kendi isteklerine, arzularına göre seçme hakkı yok­tur. Kim Allah’a ve O’nun Resulü’ne karşı gelirse apaçık bir sapıklık içinde­dir.”
"Resulullah size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladı ise ondan sakının.”
"... Allah’ın ve Resulü’nün haram kıldığını haram saymayan...”
Allah Teâlâ’nın haram kıldığı gibi Resulü de bir şey hakkında helaldir veya haram­dır deme yetkisine sahiptir. Çünkü bu yetkiyi Allah (c.c.) O’na vermiştir; allâmelerimiz(!) vermese de.
"... Allah’ı seviyorsanız bana uyun...”
"Allah’a ve Resulü’ne ita­at edin. Eğer Allah’a ve Resulü’ne itaattan yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Al­lah kâfirleri sevmez.”
"Onlara Allah’ın indirdiği Kur’an’a ve Peygamber’e gelin denilince ikiyüzlü münafıkların büsbütün senden uzaklaştıklarını görürsün.”
"Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.”
"Peygamber’e itaat eden Allah’a itaat etmiştir.”
"Kim Allah’a ve Peygamberi’ne baş kaldırırsa, onun için içinde ebedi olarak kalacağı cehennem vardır.”
"Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları ümmî Resul’e/Muhammed (a.s.)’a tabi olurlar. O Muhammed ki (a.s.) onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. Onlara güzel şeyleri helâl kılar, kötü şeyleri haram kılar...” 
"Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit, sana gelip Al­lah’tan günahlarının bağışlanmasını dileseler ve Allah Resulü de onların bağışlanmalarını dileseydi, elbette Allah’ı affedici ve merhametli bulurlar­dı.”
"Hayır, Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil! Onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğ­medikçe iman etmiş olmazlar.”
Değerli okuyucu!
Âyet meallerini dikkat ederek okursan Efendimiz (a.s.)’in de helâl ve haram kıl­ma yetkisine sahip olduğunu göreceksin. Allah Teâlâ:
Sapıklıktan kurtulmanız için peygamberlere tâbi olup, uyun.” buyuruyor.
Bir hadislerinde Efendimiz:
"Burada bulunanlarınız benden işittiklerini burada bulanmayanlara tebliğ etsinler. Çünkü burada bulunanınız, sözümü kendisinden daha iyi an­layan bir kimseye tebliğ etmiş olur. Benim sözümü duyup belledikten son­ra duyduğunu başkasına götürenin Allah yüzünü ağartsın.”buyurmuşlardır.
Peygamber’i ve O’nun hadislerini devre dışı bırakmak dalaletin, sapıklığın, dinsiz­liğin ta kendisidir. Allah Teâlâ, Peygamberi’ni devre dışı bırakmamıştır. Kur’an’ı okuyan­lar bunun böyle olduğunu mutlaka göreceklerdir. Kur’an’dan başka kaynakları devre dışı bırakanlar, yüce dinimiz hakkında ipe sapa gelmez cevherleri daha kolayca yumurtlayacaklardır.
Haricî fırkaları ile Rafizî fırkaları Kur’an-ı Kerim’in zahirine yapıştılar ve Kur’an’ın beyanını ihtiva eden Peygamber’in hadislerini terk ettiler. Bu bakımdan yol­larını şaşırdılar ve sapıttılar.
"Onun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gel­mesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.” buyuruyor, yüce Rabbimiz.
Yüce dinimizin dört ana kaynağı vardır:
1.Kur’an-ı Kerim,
2.Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünneti / hadis-i şerifleri,
3.İcmâ-i Ümmet,
4.Fıkıh âlimlerinin kıyasları.
Bunlardan biri veya birkaçı inkâr edilerek devre dışı bırakılırsa milyonlarca din meydana çıkar. Buna da ancak din tahripçileri razı olurlar. Hiçbir tahsili olmayan kim­senin eline Kur’an mealini vererek: "Dinini bundan öğren." demekten daha büyük ce­halet olamaz.
Hazreti Peygamber Aleyhisselam bir hadis-i şeriflerinde:
"Kendi reyi ile Kur’an’ı yorumlayan küfre girer.” buyurmuşlardır.
Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de:
"O kimseler ki, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr ederek Allah ile Peygamberi’nin arasını ayırmak isterler ve 'biz bir kısmına inanır, bir kısmını inkâr ederiz.’ derler. Böylece imanla küfür arasında bir yol tutmak ister­ler. İşte gerçek kâfirler bunlardır. Biz bu kafirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.” buyurmaktadır. [Nisâ suresi, âyet: 150-151]
Günümüzdeki bazı sözde ilim adamları bu âyetin örneğidirler. Onlar Allah ile Peygamberi’ni birbirinden ayırır; işlerine gelene inanır, işlerine gelmeyene inanmazlar.
Hukuk fikri ve hukuk alanında yapılan düzenlemeler insanlık ta­rihi kadar eskidir. Bu alanda en eski olduğu bilinen Roma hukuku oldukça dağınık bir durumdadır.
Genelde fıkıh adı altında İslâmiyette geniş bir alanı kapsayan hukuk çalışmaları yani İslâmî hukuk hem malzeme zenginliği, hem düzenlemedeki intizamı hem de düzenli olduğu kadar eskilere da­yanması bakımından ilgi çekici boyutta ve mükemmelliktedir.
Hanefî mezhebi alimlerinden İmam Muhammed’in "Siyer-i Kebir” isimli eserinin üçüncü hicrî asırda kaleme alındığı bilinmek­tedir. Devletler arası barış ve savaş hukukunu düzenleyen bu şaha­ne eser günümüzden on bir asır önce meydana getirilmişken o tarihlerde günümüzdeki pek çok hukuk ekollerinin sözü edilmesi şöyle dursun, dünyanın dört bir yanındaki derebeylik kurallarının hüküm sürdüğü bilinmektedir.
İslam hukukunun gelişme ve zenginleşme dönemlerinde kale­me alınan bu eser en meşhur dört İslam hukuku ekolünün; Hanefî, Malikî, Şafiî ve Hanbelî mezheplerinin mükemmel bir özetidir.
İbadet konularından başlayarak yaşanan hayatın bütün yönlerinde bu mezheplerdeki hükümleri topluca bir ara­da görmek bu eserle mümkün olacaktır.
Bununla beraber şu husus göz önünde bulundurulmalıdır."Bir mezhep, başka mezhepten öğrenilmez.” sözü gereğince bu kitapta çeşitli mezheplere ait hükümler o mezhepte tartışılmış ve bu kitapta ifade edildiğinden farklı olarak kendi mezhebinde yer almış olabilir.
Bu yüzden okuyucularımız bu kitapta bildikleri bir mezhep hükmüne aykırı bir mesele görürlerse, o meseleyi ilgili mezhebin ana kaynaklarından araştırsınlar veya mezhepte uzman derecede olan bir zata sorarak gerekli açıklamaları öğrensinler.
Gerçi yer yer Hanefî mezhebi ile ilgili açıklamalar dipnotlarda ifade edilmiştir. Fakat bu yeterli değildir.
Bir kere daha ifade edelim ki, şöhret bulan İslam hukuku ekol­lerinin engin ve zengin kaynaklarına nispetle bu kitapçık, mezheple­rin hepsini bir arada ifade etmesi bakımından da devede kulak de­necek kadar küçük hacimde kalmaktadır.
Nitekim Hanefî’de Serahsî’nin otuz ciltlik Mebsut’u, Malikî’de altı ciltlik İmam Malik’in Müdevvene’si, Şafiî’de sekiz cilt­lik İmam Şafiî’nin El-Ümm’ü, Hanbelî’de on iki ciltlik İbn-i Kudame’nin El-Muğni’si bu malzeme zenginliğinin birer baş göster­gesidir.
Tercümede hem müellifin ifadelerine sadık kalmaya, hem de okuyucunun anlayacağı tarzda bir üslup kullanmaya gayret ettik.
Şurası bir gerçektir ki, tercüme yoluyla ortaya çıkan her eser­deki akıcılık ve zevk orijinaldekinin yerini asla tutmaz.
Yer yer parantez içinde kullanılan kelime ve cümlecikler anla­tılan fikirlerin daha iyi kavranmasını sağlamak için kitabın orijinalde karşılığı olmadığı için parantez içinde yer almıştır.
Yaklaşık altı asır önce kaleme alınan bu eserin günümüz kültürü içinde kendine ait yeri alarak İslam hukuku çalışmalarına katılmada mütevazı bir pay sahibi olmasında bir rolümüz olmuş ise bundan dolayı ancak Cenab-ı Hakk’a hamd ederim.
İnsan yapısı olan her şeyde eksiklik kaçınılmazdır. Noksanımızın samimi bir şekilde gösterilmesi halinde, şimdiden teşekkürü bir borç bilirim.
Dipnotlarda özellikle tariflerle ilgili açıklamalarda istifade edi­len kaynaklar gösterilmiştir.
FİHRİST
Abdest bahsi 29
Adak Bölümü 210
Alan-Satan İhtilafı ve Malın Helak Olması Bölümü 251
Alışveriş Bölümü 224
Altın ve gümüşün zekâtı 148
Arazi mahsülünün zekâtı 145
Ariyet bahsi 290
Asıl ve ona bağlı teferruatın satışı 241
Bağış (hibe) 319
Bayram namazı    113
Boşanma Bölümü 379
Buluntu çocuk bahsi 326
Cemaatle namaz 90
Cenaze Bölümü 122
Cenaze Namazı 126
Ciale bahsi 327
Cinayetler bahsi 440
Cizye bahsi 538
Cuma namazı 104
Davalar ve deliller 561
Devlet başkanına başkaldırmak 479
Diyet bahsi 449
Eşler arasında adalet ve güzel davranma bahsi 374
Faiz Bölümü 236
Feraiz kitabı 328
Fıtır sadakası 153
Ganimetin taksimi 523
Gasp bahsi 292
Giriş 9
Gusül bahsi 33
Hac Bölümü 179
Haccın yapılışı 195
Had cezaları 476
Hades sebepleri babı 23
Havale Bölümü 273
Hayvan Boğazlama ve Av Bölümü 218
Hayvanların zekâtı 139
Hıdane 438
Hırsızlık 494
Hul’ babı 376
İ’la bahsi 392
Iddet bahsi 423
İflas ve Hacr Bölümü 265
İftira etmek (kazif) 491
İhram ve yasakları 187
İhram yasaklarının cezası 192
İhsar bahsi 203
İkrar bahsi 282
İnsan öldürmenin keffareti 471
İslam dininden dönmek (ridde) 476
İstiska namazı 120
İtikaf 174
Kadınların âdeti babı 45
Kasame bahsi 467
Kayıp eşya bulma bahsi 323
Kaza (mahkeme) ile ilgili meseleler bahsi 547
Kendisi ile evlenmek haram olanlar 360
Kira bahsi 308
Korku namazı 102
Köle azat etmek 581
Kurban Bölümü 205
Küsuf namazı 119
Lian bahsi 398
Madenlerin zekâtı 151
Mehir bahsi 368
Mestlerin meshi babı 41
Mikat yerleri 186
Mudarebe ortaklığı bahsi 303
Murabaha bahsi 248
Musakat Bölümü 306
Musarrat satışı ve kusur dolayısıyla malın iadesi 243
Müdebber köle 584
Mükateb köle 585
Nafaka bahsi 432
Nafile Namaz Bölümü 86
Namaz Bölümü 51
Namazın şartları, rükünları ve kılınışı 58
Necasetlerin hükmü 14
Nikah Bölümü 349
Nikahta muhayyerlik ve kusur sebebi ile dönmek 366
Oruç Bölümü 163
Önsöz 5
Rehin Bölümü 258
Ric’î boşama 390
Sahipsiz toprağın işlenmesi 314
Saldırgana karşı yapılan şeyler, devlet görevlisinin ve hayvanın telef ettiğinin tazmini 515
Satılması caiz olan ve olmayan şeyler 227
Satışı bozan ve bozmayan şeyler 233
Sehv (unutma) secdesi 79
Selem ve ödünç bahsi 253
Sihir ve sihir yapanın hükmü 473
Siyer bahsi 518
Sulh Bölümü 270
Süt Emme Bölümü 430
Şahitlik bahsi 570
Şarap içmek 508
Şirket bahsi 276
Şüf’a bahsi 299
Ta’zir bahsi 511
Taharet Bölümü 11
Taksim (bölüşme) 559
Teminat bahsi 274
Teyemmüm bahsi 36
Ticaret mallarının zekâtı 150
Tilavet secdesi 83
Ümmü veled olan cariye 587
Vakıf 317
Vasiyet kitabı 339
Vedia bahsi 287
Vekalet bahsi 278
Yasak olan satışlar 249
Yemin Bölümü 404
Yenmesi helal ve haram olanlar 213
Yol kesmek 504
Yolcunun namazı 98
Zekât Bölümü 134
Zekât verilecek kimseler 157
Zıhar bahsi 394
Zina etmek 481

Yazar: Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani Eş Şafii 
Tercüme: Mustafa Özcan
Sayfa Sayısı: 596
Boyut: 17 x 24 cm
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Ivory Kağıt
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani, Tercüme Mustafa Özcan, Şamua Kağıt 592 Sayfa Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani, Tercüme Mustafa Özcan, Şamua Kağıt 592 Sayfa, dört mezhebe göre islam fıkhı kitabı abdurrahmân ed dımeşkî el osmânî eş şafiî, tercüme mustafa özcan hanefi şafi maliki hanbeli satış sipariş, Pamuk Ofset Yayıncılık, Fıkıh - İlmihal hanefi şafi maliki hanbeli mezhebine göre islam fıkıh kitabıi pamuk kod 002
Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Abdurrahman Ed Dımeşki El Osmani, Tercüme Mustafa Özcan, Şamua Kağıt 592 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.