Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım Şamua Kağıt

Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım Şamua Kağıt

Yayınevi
Barkod
ahkam tefsiri - yasin yayınları
Vitrin Katagorisi
1.893,53 ₺
Aynı gün kargo
Kur'an-ı Kerim'in Ahkam Tefsiri - Muhammed Ali Sabuni - Şamua Kağıt
Büyük Boy 17x24 cm Ebat - Şamua Kağıt - 2 Cilt Toplam 1340 Sayfa - Yasin Yayınevi
"Akıcı bir Türkçe ile tercüme edilmiştir.
Bu tefsir 10 açıdan ele alındı: Lafzi Tahlil 2- Kısa Mana 3- Sebeb-i Nüzül 4- Siyak-Sibak 5- Mütevatir Kıraatler 6- Kısa İrab 7- Tefsir İncelikleri 8- Şer'i Hükümler 9- İrşad 10- Sonuç
 ·Bu eser, Mekke Üniversitesi Şeriat Fakültesinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
 ·Ahkâm ayetlerinin tümünü kapsar.
 ·Kitaptaki mevzular, nüzul sırasına göre düzenlenmiştir.
 ·Mevzuların kolay anlaşılması için dersler halinde tefsir edilmiştir.
 ·Her mevzuyu ilgilendiren ayetler sunulmuş, meali verilmiştir.
 ·Ayetler içinde arapça geçen kelimeler tahlil edilmiştir.
 ·Nuzul sebepleri belirtilmiştir.
 ·Ayetlerle alakalı hadisler belirtilmiştir.
 ·Ayetlerdeki incelikler belirtilip, hükümleri verilmiştir.
 ·Ayetlerdeki hükümler, sıraya göre açıklanmış, mezhep görüşleri, ihtilaf edilen hususlar, dayanılan deliller incelenip belirtilmiştir.
 ·Kuran Ahkâmını bizlere sunan en geniş eserdir. 

Yazar: Muhammed Ali Sabuni /Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi
Tercüme: İlmi Heyet
Yayına Hazırlayan: Abdullah Bilir
Katagori: Kuran-ı Kerim'in Ahkam Tefsiri - Hükümleri
Sayfa Sayısı: 1340
Boyut: 17 x 24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2015
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Kağıt
Dili: Türkçe - Arapça
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
 www.kitaptakipcileri.com
Dilimizde Kur'ân-ı Kerîm'in birçok zevat tarafından hazırlanmış tefsirleri mevcûttur. Ancak özellikle ahkâm âyetlerine ait bir tefsîr bulunmamaktadır. Bu sebeple büyük bir boşluğu dolduracağına inandığımız böyle bir tefsîri dilimize kazandırmaya çalıştık. Bu mevzuda en meşhurları Cessâs ve İbn-ül-Arabî'ye ait olmak üzere Arabça birçok tefsîrvardır. Fakat bunlar gerek dil ve üslupları, gerek tasnif ve mevzuları işleyiş tarzları bakımından günümüzün ihtiyaç ve şartlarına uygun değildir. Ayrıca son derece hacimli oldukları için istifade edebilmek de çok zordur. Bundan ötürü çağdaş bir müfessirin eserini seçtik. Revâi'-ül-Beyân isimli bu tefsîrde bulunan birçok hususiyet diğerlerinde bulunmamaktadır. Adı geçen tefsirlerde dâhil olmak üzere bütün klasik tefsirlerden faydalanılarak hazırlanan bu tefsîrilgilenen herkese tatmin edici bilgiyi sunmaktadır. 
Mekke Üniversitesi Şeriat Fakültesinde ders kitabı olarak okutulan bu eser, aşağıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere tabii olarak akademik bir hususiyet ve üslup taşımaktadır. Ancak biz eseri her seviyedeki insanın dikkatli okuduğu takdirde anlayabileceği, istifade edebileceği bir üslupla tercüme ettik. Müracaat edilen kaynak eserleri yeniden ele alarak müphem kalan yerleri gerek mevzu içinde, gerekse dipnotlar halinde yaptığımız ilâvelerle açık ve anlaşılır hale getirmeye çalıştık.
 Kitaptaki mevzular Kur'ân'daki nüzul sırasına göre tasnif edilmiştir. Fatiha Sûresi'nden başlanarak ahkâm âyetleri sırasıyla işlenmiş, aynı mevzûdaki âyetler birleştirilmemiştir. Kur'ân'ın aslî tertibine uygun bu tasnif içinde tabii olarak bazı mevzular tekrar edilmektedir. Meselâ, Talâk bahsi Bakara Sûresi'nin 331. âyetinin tefsirinde geçtiği halde, Talâk Sûresi'nde yeniden ele alınmaktadır. Bu, yersiz bir tekrar sanılmamalıdır. Çünkü bunlar ilgili âyete bağlı olarak mevzunun açıklayıcısı ve tamamlayıcısı mahiyetindedir. Zâten Kur'ân'da da bir âyet çoğu defa başka âyetlerle açıklanmakta, hükümleri bakımından tamamlanmaktadır. 
Tefsirdeki mevzular dersler halinde tertip edilmiştir. Her derste önce mevzu ile ilgili âyet ve meali verilmektedir. Hükümlere geçilmeden de âyetlerin daha iyi kavranılması için bazı kelimeler tahlîl edilerek yazarın genellikle klasik tefsîrlere müracaatla hazırladığı icmâlî mânâlara geçilmektedir. Daha sonra âyetlerin nüzul sebepleri varsa bununla ilgili hadîs ve nakiller aktarılıp mevzu âyetlerle ile ilgili sûrenin diğer âyetleri arasındaki münâsebet gösterilmektedir. Bunu takiben âyetler cümleler halinde açıklanıp bir takım inceliklere dikkat çekilerek âyetlerin ihtiva ettiği hükümler verilmektedir. Hükümlerin incelenmesinden sonra da mevzu ile ilgili âyetlerden alacağımız öğütler ve şer'î hükümlerin hikmet ve sebepleri açık­lanmaktadır. Âyetlerin ihtiva ettiği hükümler âyetlerdeki sıraya göre izah edilmiştir. Hükümler hakkındaki mezhep görüşleri, ihtilâf edilen hususlar, dayanılan deliller ve istidlal şekilleri incelenmiş ve sergilenmiştir. İctihâdların nasıl yapıldığı, âyet ve hadîslerden hükümlerin nasıl çıkarıldığı gösterilmiş ve mezhep görüşleri kaynak eserlerden aktarılmıştır. Bu kaynakların hemen hepsi de dipnotlar halinde verilmiş­tir.
 
Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Müellif bazı hükümlerde mez­hep görüşleri arasında kendince tercihler yapmaktadır. Bu tercihler yazarın kendi görüşü olduğu için kendisinden başka kimseyi bağlamaz ve bunlara dayanılarak amel edilemez. Zira bu kitab bir fıkıh kitabı değil, bir tefsir kitabıdır. Bu sebeble her okuyucu taklid ve amel ettiği mezhebinin görüşünü kabul etmeli, diğer görüş­leri bilgi kabilinden okuyarak taklid veya tenkide kalkışmamalıdır.
  
                  YAZARIN ÖNSÖZÜ
 
Bize bilmediklerimizi kalemle öğreten Allah'a cc; hamd ve sena; müjdeci, korkutucu ve aydınlatıcı olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa (sav), (ki Cenâb-ı Hakk, O'nunla küfrün ve cehaletin karanlıklarını imha edip insanlığı aydınlığa kavuşturmuş, putperestlik ve sapıklığın izlerini yok ederek imân ve tevhid davasını yüceltmiştir) ile birer ilim ve irfan gü­neşi olan âl ve ashabına, kıyamete kadar onlara tâbi olacaklara salât ve selâm olsun.
 
İnsanın âhiret için hazırlayacağı ve bu uğurda çaba harcayacağı en iyi iş aziz Kur'ân'a hizmettir. Çünkü Cenâb-ı Hakk onu insanlık için aydınlatıcı kılmış, yüce Risâletini onunla sona erdirerek "Ey insanlar! Size Rabbinizden gerçek bir burhan gelmiştir. Size apaçık bir nur göndermişizdir"
âyetiyle de onun insanlara en büyük nimet olduğunu bildirmiştir.
 
Cenâb-ı Allah (cc), Kur'ân-ı Kerîm hafızlarının ümmet içerisindeki yer­lerini medhetmiş, onları dinin meşalesi olarak vasıflandırmıştır.
"Benim ümmetimin en şereflisi Kur'ân'ı hıfzedenlerdir" buyuran Resûlullah (sav) Efendimiz de Kur'ân hafızlarından ümmetin efendileri olarak söz etmiş, hayatta onlara uyulması gerektiğini belirterek halk içerisindeki yerle­rine şu sözleriyle işaret etmiştir: "Cenâb-ı Allah (cc), Kur'ân-ı Kerîm'e tâbi olan kavmi yücelttiği gibi ona uymayan kavmi de alçaltır."
 
Hafızlar gibi şerefli kişilerin sırasında olmak ve onlara benzeyebilmek arzusunda olmama rağmen onların benzeri değilim. Ancak kendimi onlar­dan kabul etmekle sevablarından bir bölümüne kavuşacağımı umuyorum. Şâirin deyişiyle "Her ne kadar onlar gibi değilseniz de kendinizi onlara ben­zetiniz. Çünkü insanın kendisini şereflilere benzetmesi kurtuluştur."
 
Allah'ın, yüce dinine ve İslâm ilimlerine hizmet etmemi kolaylaştıra­cağına, halkın faydalanacağı bazı kitâblar te'lifetmeme imkân vereceğine inancım tamdı. Öyle inanıyorum ki İslâm'a hizmet etmek ölümden sonra da insana hayır kazandıracak sâlih ve kalıcı amellerdendir. Zira Resûlullah Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir: Sadaka-i câriye, insanlara fayda veren bir ilim, ebeveyninin arkasından duâ edecek sâlih bir evlâd."
 
Cenâb-ı Allah (c.c.), emin belde olan Mekke-i Mükerreme -Allah bütün kötülük ve fenalıklardan korusun- Şeriat Fakültesi İslâm Dersleri Bölümünde müderris olarak ders vermemi nasib etti. İmân ve emniyet beldesindeki hür Beyt'ine komşu olmamı nasib eden Allah (cc), bana öyle bir atmosfer verdi ki burada ders verme, kitab mütalaası ve te'lifi gibi işleri yapabildim. Allah (c.c), kuruluşundan itibaren bu beldede halkın istikrar, emniyet ve itmi'nan ile ya­şamasını temin etmiştir. "Onlar, şu Beyt'in (Ka'be'nin) Rabbine ibâdet et­sinler. (O Rab ki) onları açlıktan (kurtarıp) doyuran, kendilerini korkudan emin kılandır" (Kureyş. 3-4) ve "Çevrelerinde insanların zorla (yakalanıp) kapılmakta olmasına rağmen (Mekke'yi)korkusuz (ve emin bir yer) yap­tığımızı onlar görmediler mi? Hâlâ bâtıla inanıyorlar da Allah'ın nime­tine nankörlük mü ediyorlar?" (Ankebut. 67)  âyetleri de bunu ifade etmektedir.
  
 www.kitaptakipcileri.com
On sene gibi uzun sayılabilecek bir zaman yaşadığım bu atmosfer içinde te'lif ettiğim kitâbların sonuncusu "Revâi'-ül-Beyân fi Tefsîr-i Âyât-il-Ahkâm min-el-Kur'ân" diye isimlendirdiğim iki ciltlik kitabtır.
 Özellikle ahkâm âyetlerini konu edindiğim geniş kapsamlı ilmî dersle­rimden oluşan kitabımda, geçmişteki sağlam ilmî üslup ile çağımızın kolay üslûbunu uzlaştıracak kolay ve yeni bir yol takip ettim. Kitâbtakikonuları derin bir araştırma sonucu ve dakîk bir üslupla tanzim ettim. Konu edindi­ğim âyetleri aşağıda gösterildiği üzere sekiz yönden inceleyip değerlendir­dim:
 Birincisi: Lügat âlimleri ile müfessirlerin söz ve görüşlerinden deliller getirerek lafzî tahliller yaptım.
İkincisi: Âyet-i kerîmelere kesin ve icmâlî bir mânâ verdim.
Üçüncüsü: Ayetlerin nüzul sebebi varsa onları belirttim.
Dördüncüsü: Âyetler arasındaki bağlantıları açıkladım.
 Beşincisi: Tefsîrin inceliklerini, yani sırlarını, belagat nüktelerini ve ilmî derinliklerini de ihtiva edecek biçimde zikrettim.
Altıncısı: Fakîhlerin âyetlerden kendi delilleriyle çıkardıkları hüküm­ler ve bu deliller arasında hangisinin daha tercihli olduğunu gösterdim.
Yedincisi: Ayetlerin insanlar üzerinde yapacağı irşâdâtı kısaca açıkla­dım.
Sekizincisi: Ahkâm âyetlerindeki teşrî'î  hikmetlere işaret ettim.
 Kitabımda yazılanların tümünün benim olduğunu söylemiyorum. Belki eski ve yeni, ehil ve meşhur müfessirlerin görüşlerinin bir özeti, güçlü âlimlerin fikirlerinin bir sonucudur. Allah'ın (cc) rızasını talep için, aziz Kur'ân'a hizmet yolunda nice fakîhler, müctehidler, muhaddisler ve diğer âlimler uykularını terk etmişlerdir. Benim burada yaptığım iş ise dağınık haldeki elmas, inci ve pırlanta gibi mücevherleri görüp toplayarak bunları sağlam bir ipliğe dizen kişinin veya gözleri kamaştıran bir bahçeye girip nefis meyveleri, gülleri, çiçekleri gönüllere ferahlık, gözlere sevinç verecek biçimde derleyip toplayan kimsenin yaptığına benzer. Te'lif ettiğim kitâbtayaptığım sadece, mütekaddimîn ve müteahhirîn (eski ve yeni) âlimlerin sözlerini özetleyerek eski ve yeni görüşleri birleştirmek oldu.
 Herhangi bir konuyu incelerken hadîs ve lügatin dışında on beşten fazla ana kaynak hükmündeki tefsîre müracaat ederek bu dersleri hazırla­dım. Konuları yazarken de hangi kaynaktan istifade ettiğimi belirtmeye tam bir dikkat gösterdim.
 Allah'tan (cc) dileğim, bu kitâptan Müslümanların faydalanması ve kar­şılığının da "O günde ki ne mal fayda eder ne de oğullar. Meğer ki Al­lah'a (cc)  (küfr ve nifaktan) tamamen salim bir kalb ile gelenler ola" biçi­minde ifade edilen kıyamet gününde verilmesidir.
 Kitabımın başında olduğu gibi sonunda da âlemlerin Rabbi olan Al­lah'a (cc) hamd ve sena, O'nun seçkin kulu ve peygamberi, Efendimiz Muhammed aleyhisselâm ile âl ve ashabına salât ve selâm olsun. 

 Muhammed Ali Sabuni
Mekke-i Mükerreme Üniversitesi
Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi
   
Tefsirin Yazarı Muhammed Alî es-Sâbûnî Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi:
 Şeyh Alî Sâbûnî Suriye’nin ilim ve âlimler şehri olan Haleb’de ilim ehli olarak bilinen bir âilenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Haleb şehrinin büyük âlimlerindendir. Şeyh Muhammed Alî es-Sâbûnî, Arabca ilimlerini, ferâiz (mîrâs) ilmini ve diğer dînî ilimleri babası  Şeyh Cemil’den okudu. Diğer yandan Suriye’nin ileri gelen âlimlerinden dersler aldı.
 www.kitaptakipcileri.com
Müellif, Osmanlılar döneminde de aynı adla anılan Hüsreviyye İlâhiyat Lisesi’nde dînî ve modern ilimleri okudu. Karma bir kültüre sâhib olup dînî ve pozitif ilimleri bu kültür içerisinde birleştirdi.

İlâhiyat Lisesini başarı ile bitirince, Suriye Vakıflar Bakanlığı adına, bir ilim heyeti içinde Ezher Üniversitesi’ne gönderildi. Ezher Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde tahsîlini yapıp yüksek derece ile diploma alarak 1952 yılında buradan mezûn oldu. Daha sonra Şer’î kadâ (yargı) bölümündeki tahassus eğitimini de tamamlayarak 1954 yılında Ezher’den mezûn oldu ve el-Âlimiyye diplomasını almaya hak kazandı. el-Âlimiyye, o dönemin en yüksek ilmî kariyeri olup günümüzdeki doktoranın muâdilidir. Daha sonra ülkesi Suriye’ye dönerek sekiz yıl sürecek olan tedrîs faâliyetlerinde bulundu.
 www.kitaptakipcileri.com
Daha sonra Suudi Arabistan’a göç etmek durumunda kaldı ve burada Mekke-i Mükkerreme Üniversitesi Eğitim Fakültesinde ve eş-Şerîa fakültesinde dersler vermeye başladı. Buradaki tedrîs hizmeti yaklaşık yirmi sekiz yıl devam etti. Bu uzun süre boyunca üniversite hocaları yetiştirdi ve Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi’nde birçok klasik eserin tahkîkini yaptı.
 

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım Şamua Kağıt Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım Şamua Kağıt, yasin yayınevi kur'an-ı kerim'in ahkam tefsiri, muhammed ali sabuni şamua kağıt, kuranı kerimin hükümleri,2 Cilt Toplam 1340 Sayfa, tefsir, meali, hüküm ayetleri kitabı, Yasin Yayınevi, Tefsir ahkam tefsiri - yasin yayınları
Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, 2 Cilt Takım Şamua Kağıt

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.