Büyük Amentü Şerhi Ve Dürri Yekta, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraidül Fevaid Fi Beyanil Akaid, Kadızade Ahmed Efendi,  Faruk Meyan Süleyman Kuku, Ciltli 448 Sayfa

Büyük Amentü Şerhi Ve Dürri Yekta, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraidül Fevaid Fi Beyanil Akaid, Kadızade Ahmed Efendi, Faruk Meyan Süleyman Kuku, Ciltli 448 Sayfa

Yayınevi
Barkod
büyük amentü şerhi ehli sünnet itikadı kitabı, berekat yayınları
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Büyük Amentü Şerhi Ve Dürr-i Yekta Şerhi, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraid-ül Fevaid Fi Beyan-il Akaid, Kadızade Ahmed Bin Muhammed Emin Efendi, A. Faruk Meyan Süleyman Kuku
17x24 cm Ebat Sert Kapak Ciltli, 448 Sayfa
Büyük Amentü Şerhi ve Dürr-i Yekta Şerhi kitabı aslında 2 ayrı kitabın birleştirilmesinden oluşturularak hazırlanmıştır. Osmanlı klasiklerinden büyük amentü ve dürr-i yekta şerhi kitapları bir araya getirilerek hazırlanmış olan bu ürün iman ve islam esaslarını detaylı bir şekilde inceleyerek uslübuyla okuyucu kitlesinin büyük bir beğenisini kazanmış kült bir eserdir.
 Eser daha önceleri roman boy olarak piyasaya çıkmakta iken son yapılan değişiklikle ciltli ve büyük boy olarak hazırlanmıştır. Kitap toplam 448 sayfadan oluşmakta ve eserin çevirisi A.Faruk Meyan a aittir. 
              ÖNSÖZ
 Her hayır kapısının anahtarı Besmele
Başlıyalım kitaba Yüce Allah ismiyle
Rahmet kapılarını sen bize aç yâ Rabbî,
Üstümüze merhamet, mağfiret saç yâ Rabbî!
Devamlı var olan, O'ndan başkası, O'nunla varlıkta duran, varlığı­nın başlangıcı ve sonu olmıyan, zâtında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı ve benzeri bulunmıyan, yaratılmışlardan hiçbirine benzemiyen; diri, bili­ci, işitici, görücü, dileyici, gücü yetici, söyleyici ve yaratıcı olmak sıfatla­rına sâhib olan Allahü teâlâya, OL emri ile yarattıklarının sayısınca, sev­diği ve beğendiği gibi hamd ve senalar olsun!
Bütün düâlar, iyilikler, O'nun Peygamberi ve en sevgili kulu, insan­ların her bakımdan en güzeli, en üstünü olan Muhammed Mustafâ'ya (Sallâllahü aleyhi ve sellem) ve onun yüksek, temiz ve Nûh aleyhisselâmın gemisi gibi olan Ehl-i Beytine ve haklarında: "Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız, kurtulursunuz" buyurulan, Esbabının hep­sine (Rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn) ve bunları sevenlere ve izlerin­de gidenlere olsun!
Asırlar boyunca islâm dîninin hâmisi durumunda olan Osmanlı Türklerinin yetişdirdiği büyük âlimlerden biri de, işbu Amentü Şerhi kitabının müellifi Kâdızâde (Ahmed bin Muhammed Emîn) efendidir. Hicrî 1133 [1720], 1197 [1782] yılları arasında yaşamıştır. Birgivî Vasıyyetnâmesi'ni şerh etmiş, çok kıymetli bir eser vermiştir. Birgivî şerhi bugünkü dil ile basılmıştır. Amentü Şerhi olan okuyacağınız bu esere de, Ferâid-ül fevâid fî beyân-il akâid adını vermiştir, iki kitâb da çok kıymetli birer hazînedir. Kitâbları okununca, yazarının bilgi derecesi anlaşılabilir, is­lâm dîni ilim dînidir. İlim olmıyan yerde İslâm da yoktur. Osmanlı Türk  lerinin yetişdirdiği büyük âlimler, islâm âleminde ayrı bir yer, islâm âlim­leri târihinde özel bir mevki' işgal eder. Sağlığında eserleri Mâveraünnehir ilim meclislerinde okunan Molla Hayalîler, Hasan Çelebiler, Molla Fenâriler, Molla Hüsrevler, Ibni Kemâller, Ebû Suûd efendiler, Birgivîler, Taşköprülüler, Abdülganî Nablüsîler, Ibni Abidinler, Halebîler, Tahtavîler, Kadızâdeler ve daha binlerce âlimin (rahmetullahi aleyhim ecmaîn) sayı­larına ve derin ilimlerine bakmıyan, kuru inad ve düşmanlıktan başka bir şey ifâde etmiyen, yeni türedi idhal malı reformcu yazanların: "islâm dî­ni, Osmanlı âlimleri elinde dondurulmuştur" sözleri, samîmi ve ilmî ol­madığı gibi, bizi büyük Türk âlimlerinden soğutmak gayretindedirler. Eserleri incelenirse, akıllarının bulduğu, hayallerinin doğru dediği şeyle­ri islâmın hükmü ve usûlü olarak bildirmekte oldukları anlaşılıyor. Kor­kunç bir bid'at ve reform bataklığı kurmakta, itikad ve amel ağaçlarını kurutmaktadırlar.
islâm dînini küfr ve bid'at saldırılarından, cehlin istilâsından koru­mak için canlarını fedâ etmiş, kanlarını akıtmış, ailelerini dul, çocukları­nı yetim bırakmış ve bunları Allah rızâsı için yapmış olan azîz atalarımı­zın, mübarek ceddimizin torunları! Kahraman ve güzel ahlâklı, îmânı dağlardan yüce, cömertliği nisan bulutundan çok, tevazuu deryalardan engin, ilmi okyanuslardan derin âlimlerin ve şehîdlerin evlâdları! Ceddi­nizin, atalarınızın kanı damarınızdadır. Çok kıymetli emânet taşıyorsu­nuz. Onlar şehîd oldu, siz yaşıyorsunuz. Onlara uymakla, ilim, ahlâk, hür­met ve Allah için muhabbet ile onlara benzemekle ruhlarını şâd, sizi dü­şünen gönüllerini rahat ettiriniz. Sizin için ölenleri hor görmeyiniz. Ken­dinize geliniz. Idhal malı ahlâk, edeb edinmeyiniz, islâm ahlâkı ve millî töreleriniz sizin için yeterlidir.
Dînimizin bilgilerini, islâm âlimlerinin, Allahü teâlânın evliya ve seçkin kullarının kitâblarından okumamız, öğrenmemiz lâzımdır. Her ga­zete ve din perdesi altında yazılan kitâbdan din öğrenilmez. Din kitabı alıp okumak için önce, yazarının kim olduğunu, ya'nî dînimiz ve dînimizdeki âlimler arasındaki yerini bilmek gerekiyor. Hele bu zamanda piyasa­da binlerce kitâb bulunurken, bu husus bir zaruret oluyor. Eskiden dîni korumak ve yaymak için vatanlarından uzaklaşan, canlarını veren şehîd­lerin, âlimlerin torunları, bugün para için din kitabı yazar veya tercüme eder, ya'nî islâm dînine hizmeti para ile yaparsa, bu konu daha çok önem kazanır. Yazıklar olsun! Dînî hiçbir sorumluluk duymadan, Allahdan ve Resulünden utanmadan doğru -yanlış sayısız din kitabı çıkarılıyor!
Halbuki din kitabı yazmak için korkmak, titremek ve Peygamber va­zifesine iştirak etmiş olmanın düşüncesiyle büyük bir görev ve sorumluluk altına girdiğini kabul etmek lâzımdır. Bir taraftan şükretmek, bir taraftan iyi niyyet yapabilmek için yalvarmak, ağlamak lâzımdır. Bunun için de, ilmi ve edebi çok, ahlâkı güzel, muttekî, sorumluluk duygusu ve Allah kor­kusu fazla olan Allah adamlarının, gerçek âlimlerin kitâblarını okumak­tan başka çâre yoktur. Doğru sözler arasına, birkaç yanlış ma'nâ ilâve edip. böylece maksatlarına kavuşan din ve îmân hırsızları, âlim taslakla­rı, pervasız reformcular ve istismarcıların kitâblarını değil, bu dîn-i mübîni bize ulaştıran ve bunu korumak için, kanlarını, canlarını, rahatları­nı seve seve fedâ eden yüksek atalarımızın, azîz ceddimizin yazdıkları il­mihâl kitâblarını okumalıyız.
Bu kıymetli kitabın bugünkü türkçeye çevrilmesini, bu günâhı çok, il­mi ve aklı az kuluna nasîb ettiği için Allahü teâlâya sayısız hamdü sena­lar olsun! Çeviri esnasında kitabın ifâdesine hiç dokunulmamış, ancak sadeleştirme yapılmıştır. Bu bakımdan halkımızın anlıyacağı ve çok isti­fade edecekleri bir kitâbdır. Hele sonsuz seadeti elde etmeğe vesîle olan Ehl-i Sünnet vel-cemaat itikadını, îmânın altı şartını en sağlam delillere dayanarak, bir mes'elede çeşitli rivayet ve haberleri alarak, Cennet ve Cehennemi uzun uzun, âyet ve hadîslerle göz önüne sererek, birinden kaç­mağı, diğerine kavuşmağı teşvîk ederek bildirdiği için, kıymeti siz okuyu­cuların takdirine bırakılıp, bu kıymetli bilgilerle başbaşa kalınız diyo­rum, imân denizine dalınız. En kıymetli eşsiz inciler alınız. Sonsuz seâdet ve devlete kavuşup, Cennette nimet ve ihsan içinde, sonsuz yaşayınız.    
A. Fârûk Meyan (Süleyman Kuku)
     MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ
 Sayısız hamdü senalar ve hesabsız şükürler hallak-ı muteal ve kadîr-i bî misâl, dâima hayy ve kayyûm olan, mülk ve melekûtün sahibi, izzet ve ceberutun rabbi, zaman ve mekânın yaratıcısı, insanların ve cinlerin gizli hallerini bilici, her dille zikrolunan, âzâ ve kalblerle kendisine şükrolunan, her ân ibâdete lâyık, halleri bilici, gönüllerdeki gizli şeyleri gö­rücü olan Allahü teâlâya olsun ki, bütün kâinatı Mülk sûresinin üçüncü ve dördüncü âyet-i kerîmelerinde: "Sen onun yarattıklarında eksiklik gör­mezsin. Gözünü gökyüzüne çevir ve bak, onda kusur ve noksanlık göre­bilir misin? Sonra tekrar tekrar gözünü gökyüzüne çevir ve bak, hiç ayb bulabilir misin?" bildirildiği şekilde bedii bir nizâm üzere yaratmıştır. İn­sanı ahsen-i takvim üzere halk edip, akıl ve idrak cevherleri ile süslemiş, yeryüzünde bulundurmuş, geçim yollarını öğretmiş, âhıret yolu için lü­zumlu şeyleri bildirmiş, bütün kulları Yûnus sûresi yirmibeşinci âyet-i ke­rîmede: "Allahü teâlâ kullarını Dâr-üsselâm Cennetine da'vet ediyor" bildirildiği gibi ve ezelî seâdete kavuşanları, islâm dîni olan Sırât-ı müs­takime hidâyet ile mümtaz eylemiştir.
En kıymetli salât ve selâm, mevcudatın en şereflisi ve en yükseği, se-âdet semâsının güneşi, peygamberlerin en üstünü, öncekilerin ve sonraki­lerin rehberi habîb-i rabbil âlemin, hazret-i Ebûl Kasım: "Elbette sen hu-luk-ı azîm üzeresin" âyet-i kerîmesi ile mevsuf: "Seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdim" âyet-i kerîmesi ile ma'ruf, hazret-i Muham­med Mustafâ'ya (aleyhi ekmelüssalavât) olsun ki, parlak yolu ile, ulvî dî­ni ile ve şeriat güneşi ile zaman ve zemîni nûrlandırdı. Ümmetini Cehen­nem ateşine düşmekten kurtarıp, Al-i İmran sûresi yüzelli üçüncü âyetin­de: "Ben Allahü teâlânın Resulüyüm" bildirildiği gibi güzel ahlâk ve doğru yola irşad edip, ravda-ı rıdvân ve civâr-ı rahman olan ve Rahman sûresinde bildirildiği gibi: "Altından ırmaklar akan Adn Cennetleri'ne kavuşturdu.
Rızâ, rahmet ve mağfiret; evlâdı, âl ve eshâbına olsun ki, herbiri hak yolunda hidâyet yıldızı ve islâmın önderi ve yardımcıları olup, istirahat­larını fedâ edip silâhlarını kuşanıp, düşmanlarını kahredip Muhammed aleyhisselâmın dînini bütün dünyaya yaymışlar, yakîn ve marifetleri ke­mâl sahihlerine sunmuşlardır.
Allahü teâlâya hamd, Resulüne salâtü selâmdan sonra bu aşağı kul, İstanbollu Ahmed bin Muhammed Emîn [ya'nî Kadızâde] derim ki, Ehl-i sünnet vel cemâat akaidinde dînde zarurî olan bilgileri ve bunlara bağlı mes'eleleri mükellef [ya'nî âkil ve baliğ] olan bütün erkek ve kadın mü'minlerin bilmeleri ve itikad etmeleri farz-ı ayındır. Âmentü billahi ha-dîs-i şerifinde bildirilenler kısaca ve topluca akaidi bildirdiğinden, dîn kardeşlerime hizmet ve Allahü teâlâdan mağfiret ve rahmet dilemek için, bunu geniş olarak yazdım. İçindeki bilgiler çok kıymetli, pek fâideli oldu­ğundan, beğenerek ve insafla okuyanların kalbleri karanlıklardan, küfür ve bid'at, paslarından temizlenir.
Bu kitâbda bir mukaddime ve altı makam olup:
Birinci makam Allahü teâlâya îmânı,
İkincisi meleklere,
Üçüncüsü kitâblara,
Dördüncüsü peygamberlere,
Beşincisi âhiret gününe,
Altıncısı kazâ ve kadere îmânı bildirmektedir.
Buna (Ferâid-ül Fevâid fî beyânıl akâid) ismini verdim. Allahü te­âlâdan düâ ederim ki, bu kitâbla, din kardeşlerime âhiret için fayda ve Seâdet-i Ebediyye verip, onların faydaları miktarınca bu zaif kuluna sevâb ihsan eylesin! Amin.

Yazar: Kadızade Ahmed Bin Muhammed Emin Efendi
Hazırlayan: A. Faruk Meyan, Süleyman Kuku
Kategori: İman, İslam, Akaid, İlmihal
Sayfa Sayısı: 448
Boyut: 17 x 24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Sert Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Büyük Amentü Şerhi Ve Dürri Yekta, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraidül Fevaid Fi Beyanil Akaid, Kadızade Ahmed Efendi, Faruk Meyan Süleyman Kuku, Ciltli 448 Sayfa Büyük Amentü Şerhi Ve Dürri Yekta, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraidül Fevaid Fi Beyanil Akaid, Kadızade Ahmed Efendi, Faruk Meyan Süleyman Kuku, Ciltli 448 Sayfa, Kadızade Büyük Amentü Şerhi Ve Dürr-i Yekta Şerhi, A. Faruk Meyan Süleyman Kuku İman Ve İslam Osmanlı Klasiklerinde, Feraid-ül Fevaid sipariş, Berekat Yayınevi, Akaid İnanç büyük amentü şerhi ehli sünnet itikadı kitabı, berekat yayınları
Büyük Amentü Şerhi Ve Dürri Yekta, İman Ve İslam, Osmanlı Klasiklerinden, Feraidül Fevaid Fi Beyanil Akaid, Kadızade Ahmed Efendi,  Faruk Meyan Süleyman Kuku, Ciltli 448 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.