Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç 2 Cilt, Mekke Medine Dönemi, Karton Kapak 2 Cilt 1008 Sayfa

Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç 2 Cilt, Mekke Medine Dönemi, Karton Kapak 2 Cilt 1008 Sayfa

Yayınevi
Barkod
Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Siyer Kitabı Salih Suruç 2 Cilt, NESİL
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç, Mekke Medine Dönemi, 2 Cilt Karton Kapak, 14x21 cm Ebat 1008 Sayfa
Salih Suruç, Siyer Ödüllü Dünya Birincisi
T.C Milli Eğitim Bakanlığı Tavsiyeli, 2 Cilt Takım

Yazar: Salih Suruç
Cilt Sayısı: 2 Cilt
1. Cilt Sayfa Sayısı: 464
2. Cilt Sayfa Sayısı: 544
Boyut: 14 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul 
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: İthal Kağıt
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Yayın Yönetmeni  :   Ali Erdoğan
Yayın Danışmanı   :   Metin Karabaşoğlu
Editör                  :   Ömer Faruk Paksu
Sayfa Düzeni       :   Said Demirtaş
Kapak                   :   Gökhan Koç

2 Cilt Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak 1-2
         PEYGAMBERİMİZİN HAYATI efendimizin hayatı 
Günümüzde insanlığın asıl ızdırabı, kainatın efendisi Hz. Muhammed’i (a.s.m.) tam mânâsı ile tanımamak, hakîkî şahsiyetini bilmemek ve getirdiği hayat bahşeden esaslara aşk ve şevk içinde kucak açmamaktan ileri gelmektedir. Dünyanın manevî sarsıntısı da, sıkıntısı da, anarşi ve huzursuzluk içinde bocalayışı da bundan doğmaktadır.
Onu (a.s.m.) anlamadıkça, sevmedikçe ve hayat bahşeden prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
İnsanlık onu anlamak zorundadır!
Dünya Siyer Ödülü Birincisi bu eserimiz, onun (a.s.m.) bir nebze olsun anlaşılmasına vesile olacaksa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
              Önsöz
 Yeryüzünde gelip geçmiş insanların en mümtaz ve müstesna fertleri, Hz. Adem'le (a.s.) başlayan peygamberler silsilesidir. Bu silsilenin en büyük ve en mükemmel halkasını da, hiç şüphe yok ki Son Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) teşkil eder.
Zira o, kendisinden evvelki bütün peygamberlerin bütün yüksek ahlâk ve âlî seciyelerini kendisinde toplayarak "Hatemül Enbiya" manasıyla bütün peygamberlere reis, onların dinlerinin aslına vâris, kendisinden sonra gelen ve onun terbiye ve irşadı ile kemâl bulan milyonlarca evliya, asfiya ve sulehaya üstad ve muallim olmuştur.
Onun (a.s.m.) nurundan evvel kâinat umumî bir matem içindeydi. Mevcu­dat birbirine düşman, bütün cansız varlıklar birer cenaze, insanlar ebedî yok­luğa mahkûm yetim hükmündeydiler.
Onun getirdiği nurla, kâinat birden şenlenerek cûş-u huruş içinde muhte­şem bir zikir ve şükür mescidi haline gelmiştir. Mevcudat, artık birbirine düş­man değil, kardeş olmuş; cansız varlıklar, Cenab-ı Hakk'ın sonsuz hikmetine mazhar ve insanların emrine musahhar birer memur vaziyetini almıştır. İnsan­lar ise, ebedî yok oluştan kurtulmuş, Hâlık-ı Zülcelal'in sonsuz saadetler ülkesi olan cennetine davetli aziz birer misafir durumuna girmişlerdir. Kısacası, âlemlere rahmet olarak gönderilen o zât, insanlığın gecesini gündüze, kışını bahara çevirmiştir.
En küçük bir alışkanlığı bile, tiryakisine bıraktırmak çok zahmetli ve uzun zaman isteyen bir iş olduğu halde, Alemler Fahri O Şanlı Nebi, câhil, vahşî ve inatçı insanların dem ve damarlarına işlemiş hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş pek çok âdetini kısa zamanda, tek başına, hiçbir zora başvurma­dan kaldırmaya muvaffak olmuştur. Kendi çocuğunu canlı canlı toprağa gömen o vahşî topluluktan, en medenî milletlere medeniyet dersi verecek dere­cede yüksek seviyeli bir cemiyet meydana getirmiştir.
İçtimaî bakımdan çok düşük bir hayatın yaşandığı, hiç kimsenin hayatından emin olmadığı, karanlık bir dünyaya doğan o Hidayet Güneşi, getirdiği saadet düsturlarıyla kısa zamanda yüksek anlayışlı ve yüce ahlâklı insanların yaşadığı emniyetli bir içtimaî hayat tesis etmiştir.
İşte, böylesine müstesna, nurani bir şahsiyetin sahibi Hz. Muhammed'in (a.s.m.), 23 sene gibi kısa bir zamanda bütün dünyanın düşmanlığına ve her türlü manilere rağmen başardığı bu muazzam maddî manevî inkılâb, dost düş­man herkesin hayranlık ve takdirini kazanmıştır.
Tevhid davasını omuzlandığı gün inanç ve fikirlerini paylaşacak tek bir kişi bile yeryüzünde yoktu. Vefatından az önce Arafat dağında irad buyurdukları Veda Hutbesi esnasında ise etrafmda altından halkalar halinde yüz bini aşkın sahabe bulunuyordu. 1400 küsur sene sonra bugün ise, onun getirdiği nurun etrafında renkleri ayrı, dilleri farklı ve fakat inanç ve gönül birliği içinde bulu­nan bir buçuk milyarı aşkın ümmeti mevcuttur. Dillerinde onun ismi vardır. Hayatlarında onun getirdiği ebedî nizam hâkimdir.
Kainat Kitabının derin muammasını en güzel surette anlayan ve ders veren de yine o olmuştur.
Onun ders verdiği hikmetten mahrum felsefeci, kâinattaki hakikî hikmeti elde edemez. Vesvese ve şüpheler girdabında kalp ve ruhunu kaybedeceği gi­bi, aklını da geveze eder. Kendi gibi çoklarını da yoldan saptırır.
Onun Kur'an ahlâkını kendisine rehber edinmeyen ahlâkçının, onun ortaya koyduğu prensipleri benimsemeyen içtimaiyatçının insanları götüreceği yer, bir başka ahlâksızlık ve huzursuzluk zemini olacaktır.
Yazar, ondan ilhamını ve edebini almazsa, her zaman ruhsuz, mânevîyatsız ve eksik yazacaktır.
Hatib, onun hitabet tarzını bilmez ve ondan mevzuunu almazsa, kalp ve ruhlar üzerinde derin tesir icra edemeyecektir.
Edebiyatçı, onun nezih edebini bilip kendini onunla edeplendirmezse, edebsizlik çamurunda hem boğulacak, hem başkalarını boğacaktır.
Komutan, onun harp siyasetini bilmezse, hezimete uğramaktan, zulüm ve vahşet irtikâb etmekten kendisini kurtaramayacaktır.
İdareci, onun idarecilik vasfını bilmezse, hayatta kâmil manada muvaffaki­yeti pek az elde edecektir.
San'atkâr, onun ibretli nazarıyla kâinata, eşyaya, insana bakmazsa, tabiatpe-restlikten kendisini kurtaramayacaktır.
Eğitimci, onun şefkat, sevgi ve saadet bahşeden terbiye düsturlarını bil­mezse, vazifesinde gereği gibi başarı elde edemeyecektir.
Çok şeyi unutturan, eskiten ve duyulmaz hale getiren zaman, Kâinatın Efendisinin nurani sadâsını değil unutturmak, eskitmek; belki daha gür bir şe­kilde günümüze kadar aşk ve şevk içinde taşımıştır; kıyamete kadar da daha parlak bir surette taşıyacaktır. Bugün onun Asr-ı Saadetinden akıp gelen kutsî eda ve sadâsı, ruhlarımızı, gönül ve vicdanlarımızı bir başka tatlılık, bir başka heyecan ve bir başka haşmet ile okşamaktadır. Bize yeniden hayat, yeniden aşk, yeniden ümit, metanet ve cesaret vermektedir.
 Böylesine bir Yüce Peygamberin (a.s.m.) örnek hayatını kaleme almak, o nur kaynağmdan asrımızın karanlıklarını aydınlatacak huzmeler sunmak, el­bette çok büyük ve şerefli bir vazifedir; büyüklüğü nisbetinde de dikkat ve hassasiyet isteyeceği muhakkaktır. Şimdiye kadar Resûl-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) hayatı yüzlerce defa yazılmıştır. Fakat onun (a.s.m.) beşerî şahsiyetiyle peygamberlik vazifesinden gelen manevî şahsiyetinin muvazeneli şekilde na­zara verilmesi hususunda her zaman gerekli dikkatin gösterildiği söylenemez.
Siyerler ve tarihler, aynı zamanda sosyal hadiseleri tespit eden birer tarihî kaynak olmak hüviyetleriyle daha çok Peygamberimizin beşerî şahsiyeti üze­rinde durmuşlardır; risâlet makamındaki ulvî şahsiyetine ise, aynı nisbette dikkatleri çekmemişlerdir.
Hâlbuki, o eşsiz zâta gerçek hürmet ve itaat hislerini telkin edecek olan, da­ha çok peygamberlik şahsiyetindeki müstesna kemâlâtının bilinmesidir.
Gerçi onun ümmete her cihetten imam ve örnek olduğunu göstermek zaru­retine binaen, beşerî ahvâlinden bahsetmek de elbette gerekli, hatta zarurîdir.
Fakat onun ulvî şahsiyetini idrak edebilmeye, sathî nazar sahipleri için sa­dece bu beşerî yönü nazara vermek yeterli değildir.
Bunun için Peygamberimizin bir çekirdeğe benzetilen beşerî ahvâlini anla­tırken o çekirdekten çıkan haşmetli Tûbâ ağacı gibi manevî hüviyetine, risâlet şahsiyetine de zaman zaman nazarları çevirmek gerekmektedir. Ta ki ona lâyık hürmet ve muhabbet, hakkıyla gösterilebilsin.
Mesela, o zâtın çarşı içinde bir at alış verişinde, sıradan bir bedeviyle pazar­lık yapmasına bakıldığında, manevî şahsiyetinin anlaşılması, idrak edilmesi mümkün değildir. Bu durumda hemen akıl gözünü kaldırıp, onun refrefe bi­nip, semâvâtı geçip, hatta Cebrail'i bile geride bırakarak ta Kâb-ı Kavseyn ma­kamına yükseldiği risâlet şahsiyetine bakılmalıdır. Ancak böylece beşerî halle­riyle risâlet şahsiyeti arasında tam bir köprü ve denge kurulmuş olabilir.
Uzun süren titiz bir çalışma sonunda vücut bulan elinizdeki eserde, bu hu­susa azamî derecede ihtimam gösterilmiş, mütehassıs bir heyetin dikkatli tedkiklerinden sonra sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Eserin telifinde, günümüz insanının anlayabileceği bir lisan ve okuma ra­hatlığı sağlayacak bir üslûp kullanılmasına da hassasiyet gösterilmiştir.
Günümüzde insanlığının asıl ızdırabı, Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed'i (a.s.m.) tam manasıyla tanımamış, hakikî şahsiyetini bilememiş olmasından ve getirdiği esaslara karşı lakayt kalmasından, onlara aşk ve şevk içinde kucak aç­mayışından gelmektedir. Dünyanın manevi sarsıntısı da, sıkıntısı da, anarşi ve huzursuzluk içinde bunalması da bundan doğmaktadır.
 Onu anlamadıkça, sevmedikçe ve hayat bahşeden prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
İnsanlık, onu anlamak zorundadır.
 Bu eserimiz, onun bir nebze de olsa anlaşılmasına vesile olacaksa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
Sizi eserle başbaşa bırakırken, eserin hazırlanmasında en az benim kadar gayret gösteren, himmetlerini ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen kıy­metli ilim ehli hocalarıma, değerli büyüklerime ve muhterem mesai arkadaşla­rıma burada tekrar tekrar samimi teşekkürü bir borç bilir, sözlerimi şu veciz ve özlü duayla bitiririm:
 Yâ Erhamerrâhîmin! Resûl-i Ekrem'in (a.s.m.) hürmetine bizi onun şefaatine mazhar ve sünnetinin ittibama muvaffak ve Dar-ı Saadet'te onun âl ve ashabı­na komşu eyle! Âmin. Âmin. Âmin.  ( Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, efendimizin hayatı kitabı , peygamberimizin hayatı , Salih Suruç 2 cilt, nesil yayınevi , 2 cilt peygamberimizin hayatı (asm) , iki cilt , siyer ödüllü dünya birincisi )
HZ.MUHAMMEDİN HAYATI
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI BU KADAR AKICI BİR DİLLE ANLATAN YAZAR SALİH SURUÇ'A TEŞEKKÜR EDERİM HER MÜSLÜMÜNIN OKUMASI GEREKEN BİR ESER HAZIRLANMIŞ EMEĞİ GEÇEN HERKESTEN ALLLAH RAZI OLSUN.AYRICA SİTENİZE SİPARİŞİMİ HİÇ BEKLETMEDEN ULAŞTIRDIKLARI İÇİN VE GÖNDERDİKLERİ HEDİYELER İÇİNDE TŞKR EDERİM
hatice örsoğlu | 22/03/2013
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç 2 Cilt, Mekke Medine Dönemi, Karton Kapak 2 Cilt 1008 Sayfa Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç 2 Cilt, Mekke Medine Dönemi, Karton Kapak 2 Cilt 1008 Sayfa, Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı Salih Suruç Mekke Medine Dönemi, 2 Cilt Karton Kapak 14x21 cm Ebat 1008 Sayfa nesil yayınları satış sipariş, Nesil Yayınları, Siyer - İslam Tarihi Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Siyer Kitabı Salih Suruç 2 Cilt, NESİL
Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç 2 Cilt, Mekke Medine Dönemi, Karton Kapak 2 Cilt 1008 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.