Mevahibi Ledüniyye, Muhammed'e s.a.v Bağışlanan Ledünni Hediyeler, İmamı Kastalani, 2 Cilt Takım

Mevahibi Ledüniyye, Muhammed'e s.a.v Bağışlanan Ledünni Hediyeler, İmamı Kastalani, 2 Cilt Takım

Yayınevi
Barkod
2 cilt El-Mevâhibü'l- Ledünniye - DİVAN
Vitrin Katagorisi
1.209,60 ₺
Aynı gün kargo
Mevâhib-i Ledüniyye - İmam-ı Kastalani - 2 Cilt Takım
"Bi'l Minahi'l- Muhammediyye - Muhammed'e Bağışlanan Ledünni Hediyeler"
Büyük Boy - 17x24 cm Ebat - Sert Kapak Ciltli - 2 Cilt Toplam 1472 Sayfa
"İmam Kastalani’nin Mevâhib-i Ledüniyyesi hakkında büyük alim Yusuf Nebhani merhum diyor ki;
Peygamber Efendimiz’in siretinden, hayatından, harblerinden ve sair hallerinden bahseden kitapların en faziletlisi Mevâhib-i Ledüniyedir bu mevzuda yazılan kitapların en makbulüdür.
Bu kitabın şair baki merhum tarafından Türkçeye tercümesi sadeleştirilerek basılmıştır..."

Yazar: İmam-ı Kastalani
Osmanlıcaya Çeviren: Kanuni Devrinin Ünlü Şairi BAKİ
Sadeleştiren: Hüseyin Rahmi Yananlı
Katagori: Siyer - Peygamber Efendimiz h.z Muhammed. S.a.V Hayatı
Sayfa Sayısı: 1472 Sayfa
Cilt Sayısı: 2 Cilt
Boyut: 17 x 24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2015
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: TÜRKÇE
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
www.kitaptakipcileri.com

İmam Kastalani 'nin Arapça olarak yazdığı ve Kanunî devrinin ünlü şairi Bâki'nin "Meâlimü'l-Yakin fî Sîret-i Seyyidü'l-Mürselîn - Resullerin Efendisinin Ahlâk ve Davranışları Hakkında Kesin Bilgi Yolunun İşaretleri" ismiyle Türkçeye çevirdiği bu ki­tap, dört asrı geçen bir zamandan beri halk arasında kısaca "Mevâhib-i Ledünniye" is­miyle şöhret bulmuş, zevkle okunagelmiş ve son asırlarda çeşitli baskıları yapılmış bir ki­taptır. Bizim sadeleştirmede esas aldığımız nüshası, 1845'de Tabhane-i Âmire'de (Dev­let Matbaasında) basılan nüshadır. Kitabın asıl ismi,"Mevâhib-i Ledünniye Bi'l-Mena-hi'l Muhammediye=Muhammed'in Bağışları Yoluyla Gelen Ledünnî Bağışlar"dır. Fakat eser kısaca "Mevâhib-i Ledünniye = Allah Katından Gönle İndirilen Bağışlar" ismiyle tanınmıştır. Bu sebeple biz de onu sadeleştirirkentanınmış ismini ve değiştirmedik.
 
Kitabın ismi, Muhammedi ilimlerin batınî ve tasavvufî veçhesine ağırlık veren bir mahiyet taşıdığı intibaını bırakmakla beraber, eser daha çok Peygamber Efendimiz'in hayatı, sîreti, savaşları, çeşitli hususiyetleri, İslâm dininin hükümleri ve ince­likleri hakkında geniş, ayrıntılı bilgileri kendinde toplamış mükemmel bir siyer kitabımahiyetindedir. Ancak her meseleyi nakil ve münakaşa ederken o husustaki çeşitli görüşlere de yer verilerek bu arada meselenin Ledünnî veçhesine de temas edilerek okuyucunun o hususta sağlam bir görüş sahibi olması sağlanmaya çalışılmıştır.
 
Bununla beraber gerek kitabın yazıldığı ve gerekse tercümeedildiği çağlarda in­sanların ilmî seviyesi Ledünnî bilgilerin açık seçik anlatılmasına müsait olmadığından bu hususlar son derece kapalı bırakılmıştır. O günden bugüne müsbet ilimlerin geliş­mesi, elbetteki Ledünnî bilgilerin daha kolay anlaşılmasını mümkün kılacak bir sevi­yeye erişmiştir. Bu itibarla eseri bugünün diline çevirerek sadeleştiren arkadaşımız, yer yer Ledünnî bilgilerin kaynağı olan velilerin yazma eserlerinden bilgiler süzerek mese­lelere açıklık getirecek notlar eklemiştir. Sadeleştirenin Notu mânasında (S.N.) harf­leriyle gösterilen bu kıymetli notların, Ledünnî bilgilere susamış okuyucunun görüş uf­kunu genişleteceğine ve esere ismine uygun bir veçhe vereceğine inanıyoruz.
 
               Şair Baki'nin Önsözü

 Hesabsız hamd, övülmesi sayı ve hesaba gelmeyecek kadar büyük, kendisi eşsiz ve beri' zersiz olan Hazret-i Huda'ya yaraşır ve yakışır ki, kudret eli, zaman ağının buhurdanını, siret-i Muhammediyenin nefes esintisi ile ahlâk-ı Ahmediyenin misk kokularını bütün yön' lere yayarak yüce gök meclisinde toplananlar ve bu tozlar ülkesinde oturanlar topluluğu ara­sında dolaştırıp döndürmüştür. Ve daimi dualar, övgüler, o sonu gelmeyen sevgiler, zaman tırpanımla biçildikçe yeniden ve daha gür bitip gelen selâmlar, o sıdk ve safa ufkunun güne­şi, ıstıfâ (arınıp seçilme) göğünün cisimleşmiş nuru Muhammed Mustafa (sallâllahu aleyhi ve sellem) hazretlerine en çok yaraşır ve yakışır ki, hakikatinin nuru,
 
"Kadcâeküm minallahi nurun ve kitâbün mübîn: Böylece Allah tarafından, bir nûr ve her şey'i açıklayan bir kitab geldi," (Mâide sûresi: 15) hasebince varlık evinin ay­dınlatıcı çırası olup şeriatının ışığı,
 
"Feâminû billahi ve resûlihî ve'n-nûri'llezî enzelnâ: Artık Allah'a, O'nun elçisi­ne ve indirdiğimiz nura îman ediniz," (Teğâbün sûresi: 8) hükmünce şühûd meydanla­rının yakıcı ışık saçan çırası kılınmakla kevn ve mekân arsasını, zemin ve zaman açılarını, iman sırrının parıltılarına mazhar, hayır ve iyilik ışıklarına da kaynak eylemiştir.
  
www.kitaptakipcileri.com
"Sübhâne men enşee min sübuhâtihi Büşren bi-esrâri'l-ğuyûbi yübeşşiru Fahrü'l-müllâhi bi-hüsnihim ve cemâlinim Ve bi-hüsnihi küllü'l-mehâsini yefharu Fe-cemâlühu mücellen likülli cemîletin Ve lehu menâru külli hüsnin neyyirin."
 
Türkçesi:
 
"Bütün görünüşleri kendi varlığının nurundan zuhura getiren Allah'ı noksan sı­fatlardan tenzih ederim. Bu bir müjdedir ki, gaybların sırlarını muştuluyor.


Güzel ve sevimli kişiler güzellikleriyle iftihar ederler. Bütün güzelliklerse O'nun güzelliğiyle iftihar ediyor.

O'nun güzelliği bütün güzellerde tecellî etmiş. Parıldayan, ışıldayan, her yanı ay­dınlatan bütün güzelliklerin nurları O'nundur."
 
Allah'ın yardımları O'nun yolunun açılması üzerine ve selâmı O'nun, yüce soyunun, arkadaşlarının ve O'nun cemalinden nur almış olanların üzerine olsun...
O resullük devleti yurdunun sultanı ki, günde beş nöbet davetinin sesi, yedi iklimin sâ­kinlerinin kulağına kadar ulaşıp tebliğinin gereği olan merasimi içinde toplayıcı olan nice yeşil kubbeler yükseltti.
 
"İmâm-ı ümem muktedâ-yı rüsûl Hümâm-i hümâ-kadr hâdiyi's-sübül Firistâde-i hâss-ı perverdigâr Resânende-i hüccet-i üstüvâr."
 
Türkçesi:

"Ümmetlerin imâmı, resullerin önderi, Himmeti devlet kuşu gibi kıymetli, yolların rehberi. Alemlerin Rabbı'nın hâs habercisi, Sağlam ve kuvvetli delillerin ulaştırıcısı."

Yakınlığa eriş ve mahremiyete giriş yarışının başta giden usta binicisi ki, binek taşının basamağından izzet ayağıyla murassa' dünya üzengisine ayak basıp sür'atli rahvan yürüyüş-lü ve berk (şimşek) gidişli Burak'ı ile mekânsızhk sahrasının ötesine ulaştı.
"Ey zirve-i iâ-mekân-ı mekânet Mi'râc-ı melâik-i âsitânet Heftâd hezâr paye bi-âlâ." Heftâd hezâr paye bi-âlâ."
 
Türkçesi:

"Ey mekânsızhk mekânının zirvesi, Senin eşiğin meleklerin mi'râcıdır. Arş ve yüceliğin ötesine geçip gittin, Yetmiş bin basamağın üstüne çıktın."
Allahım, kutluların yüce yardımları ve cömert kişilerin temiz duaları hürmetine selâmı­mızı O'na ulaştır.
 
* * *

Aynalarda görünene bakıp - aynanın, onda görünenin ve onu görenin hakikatini tev-hid ederek - bu sırları aydınlık olarak görecek göze sahip olan kimselere şu mânalar açık se^ çik ve apaydınlık görünür ki:
 
"Inneke lealâ hulûkın azîm: Elbette sen çok büyük bir ahlâk sahibisin," (Kalem sûresi: 4) yüce makamında bulunan o Büyük Peygamber;
Hâsların hâssı dergâhının ve "Lî maallahü: Ben Allah ile beraberim" halvet sarayı yakınlarının kafile başıdır.
Geniş ve apaçık anlayış, biliş ve kavrayış yollarının meş'alecisidir.
"Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil-âlemîn: Ve biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik," (Enbiyâ sûresi: 107) sofrasının, âlemlere rahmet nimetleri ikram eden cömert sofracıbaşıdır.
Kulların doğruluk ve kurtuluş yollarına hidayetçisi,
îman ehlinin ellerinden tutup kıyamet gününde ikamet edecekleri evlere onları yedeğin­de götürendir.
Rabb'ın parlayan nuru,
Kur'an'in her şey'i kendinde toplayan sırrı,
"înneke lemine'l-mürselîn: Elbette sen, gönderilen elçilerdensin," (Bakara sûre­si: 252) büyüklük nişanı fermanını elinde tutan,
"Inneke ale'l-hakkı'l-mübîn: Elbette sen, gerçeği açık seçik bildiren bir doğru­luk üzeresin," (Nemi sûresi: 79) unvanının adaletli hüccet ve burhanını üzerinde taşı­yandır...
 
Allah'ın salât ve selâmı, kendisinin, yüce soyunun ve bütün temiz arkadaşlarının üze­rine olan o Hazret'in hakikati hakkında bilgi sahibi olarak şeriatına uyup boyun eğmekle kut­luluk yoluna girenler, böylece şeriat koyucunun kasdettiği yolda yürüyenler, kasdedilen du­rakların en büyüğüne ve dilenen şeylerin en sonuncusuna ulaşmışlardır.
Kabulü gerekli olan "Etıy'ullahe ve etıy'u'r-resûl: Allah'a itaat edin ve resule itaat edin," (Mâide sûresi: 92) fermanı gereğince O'nun izinden giden ve sünnetine uyanlar, ihtiram ihramı ve ikram bineği ile emn ü emân (her korkudan kurtuluş) Kabe'si­ne ve harem-i rızâ-yı Rahmân'a (Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın mahremiyetine) girmişlerdir.
 
"Ey kerde iktidâ bi-kemâli tü enbiyâ V'ey mühtedî bi-nur-i cemâl-i tü evliya Hemreng-i rûy u mûy tü geştend subh u şam Amed eher dû ki 'Velleyli Vekasem bdduhâ'."

 

Türkçesi:

"Ey kendisinin kemâline peygamberler iktidâ eden,
Ve ey cemâlinin nuru ile velîler hidâyete eren,
Senin yüzünün ve saçının renginden sabah ve akşam meydana geldi,
Bu ikinin her biri için "Geceye ve kuşluğa andolsun" diye yemin geldi."
 
 
Hiç şüphesiz Peygamber Efendimizin eserlerini incelemek, sözlerini okumak ve haberleri­ni dinlemek, ümmetin hâlinin, ahlâk ve davranışlarının düzelmesinin sebebi, din ehlinin kur­tuluşunun şartıdır. Bu sebeble siyer âlimlerinin, eser ve haberleri nakleden büyüklerin (Allah onlara rahmet etsin) hepsi, o Hazret'in doğru gidişi, seçkin davranışı, övülen ahlâkı ve beğenilen vasıflan hakkında, imkân elverdiğince, beyan levhasına satırlar dizip nice muteber kitabları zuhurun gelinköşküne çıkararak cilveger etmişlerdir. Bilhassa İslâm'ın ve müslümanların Şeyhi, Hakk'a sülük  yollarının ve yakın mendillerinin mürşidi, Rabbani âlim, milletin ve dinin güneşi Meviânâ Ahmed Hatîb El-KastalânîEş-Şâfiî (Allah onu Firdevs cennetlerinde oturt­sun ve bağışlamasının fazlalığıyla bürüyüp örtsün) Hazretine nisbet edilip "Mevâhibü'l-Le-dünniyye Bi'l-Minâhi'l-Muhammediye: Muhammed'e Bağışlanan Ledünnî Hediyeler"adıyla isimlendirilen ve hayırlı arkadaşları tarafından doğruluğu tasdik edilen nefis kitab ki, halk arasında faziletinin çokluğu ve meziyetinin üstünlüğü ile büyük bir şöhret ve sözsüz bir itibar bulmuştur. Bu kitab, üslûbunun güzelliği ve mânasının lezzeti ile asrın âlimlerince makbul ve zamanın büyüklerince metbû olmuştur. Gerçekten bu güzel kitab, misk kokulubir yasemin yü­zün peçesidir ki, güzel ifadesi ve tatlı sözleri, işitilmemiş fıkralar anlatan bir kimse gibi gönle fe­rahlık vericidir. Onun gönüllere güzellikler bağışlayan mânaları, gül yanaklarında gülücükler açan bir yüz gibi cana can katıcı ve akıcıdır. Yüce cennetten bir çemenzâr, amber bahçesinden bir topraktır ki, yüksek üslûb ağacının dallarını ve gönle hoş gelen mânalarını hatırlatmak için Tûbâ ağacının gölgesinde oturanlar ve Sidretü'i-Müntehâ'da bulunanlar, onun için:
 
"Tûbâ lehüm ve hüsnü meâb: Ne mutlu ona dönenlere ve o, ne güzel bir dönüş yeridir," (Ra'd sûresi: 29) deseler yaraşır ve yakışır.
 
Fakat onun kapalı mânasının gönül açıcı sureti, Arapça ibarelerin perdesi arkasında ve garip istiarelerin Örtüsü altında gizli ve örtülü kalıp insanların gözüne nûr bahşedici, umu­mun ve seçkinlerin hatırına sevinç saçıcı olmaktan uzak düştüğü için bu hakir, fakir, gönlü kırık ve zelil, elinden tutucusu olmayan düşkün, yırtıcı kuşların pençesinde yaralanmış, en şerli hilelerin tırnaklarında incinmiş Abdü'l-Bâki (Allah, buluşma gününde onun karşılığı­nı versin), niyet, gayret ve kesin olarak kasd eyledi ki, beyan kaleminin parmakları ve tibyan (açık anlatına) kaleminin parmakucu ile mânalarının ay ışınlı yüzünden ve güneş pa­rıltılı yanaklarından örtülü olan yerlerin örtüsünü kaldırıp iştiyak erbabının nazarını ve şevk aynalarına bakanların gözlerini aydınlatsın...

Gerçi bu türlü bir işe girişmek ve böylesine mühim bir davranışa özenmek, bu serma­yesi kıt fakirin gücünün çerçevesi dışında ve iktidar sınırının ötesinde idi. Fakat ilâhî himmetin bereketiyle seçkin ve itibarlı bakışı tılsım gibi te'sirli olanın teyidi, yâni İlâhi Devlet'in veziri Asaf cenahlarının vekili gibi himmeti derya olanın izniyle ki, o yanlışsız ve hedefine ulaşan tedbir sahibi, Müşteri (alıcı) gönüllerin tedbirli idarecisi Utarid benzeri, kutluluğu hudutsuz, cömertliği sınırsız, va'dinde sâdık hükümdar, en cömert ve en büyük kişilerin övüncü, haya sahibi Asaf'in davranışlarının örneği, Hakan hanedanının armasındaki güneş timsali, saltanat binasının adalet divanının ziyneti, kadri yüce ve kendi yücelerin başkanı, türlü faziletlerin ve çeşitli yüksek fikirlerin toplanma yeri, kutlu Sultan Hazretleri'nin güvenilir adamı, yüce Osmanlı Devletinin yardımcısı, büyük vilâyetlerin ve âlemin hâkimlerinin kendisine boyun eğdiği, kılıç sahiplerinin ve kalem erbabının en ulularının mürebbisi, efen­dilik tahtında oturanların en yücesi, efendiler meclisinin başkanı, ulu adalet divanı kürsüsü­nün sahibi, o yüce Vezîr-i âzam ve pek yüksek müşir-i muazzam Mehmed Paşa [Sadra­zam Sokullu Mehmet Paşa- Sadrazamlığı 1565-1579] Allah onu dilediğine uygun düşür-sun ve korktuğundan himaye buyursun Hazretleri tarafından adı geçen kitabın tercüme ve tefsirihususunda yüce ferman sudur şerefi buldu.

 
"An ki ber semt-i rızâ-yeş mîküned ahter mesîr Ve an ki ber kutb-i murâdeş mîküned gerdûn medar Re'y-i mülk-ârây ûrâ ez bülendî âsümân Mîtevân güften be-şartî k'âsümân gîred karar. Halk ûrâk-i tevân güften sabâ vakti meğer K'ez sabâ nenişeste bâşed ber dili hergiz gubâr."
 
Türkçesi:
 
"O ki, rızası semtinde yıldız seyreder
O ki, muradının ekseni etrafında felek devreder
Mülk süsleyen görüş, onda yükseklikçe göktür
Denebilir, eğer gökyüzü karar kılmış olsaydı
Halk ona sabâ* diyebilirdi, şu şartla ki,
Sabâdan hiç bir gönül üzerine asla toz konmasaydı."
 
Onun mutluluk ; yüzü gösteren imâları ve müjde işaretleri uçup konan yardımları bere­ketiyle o hareketleri ölçülü ve dümdüz fidan boylu kalem, yazı bahçelerinde hirâma (salına salına yürümeye, edalı bir şekilde harekete) gelip düşünce koruluklarına ve fikirlerin beyan sayfalarına gül saçmaya, kararsız gönül rüzgârlarının kâfurlu safhalarına amber elemeye başladı. Zaman zaman o fazilet ve cömertlik bulutu, o ahlâk ve huy güzellikleri pınarı ve yağmur tabiatlı Hazret'inden yardım, iyilik ve doğruluk serpintileri sırrı ile ümid bahçeleri yemyeşil, taptaze ve suya kanmış olup başkağıncı olmayan iyilik güneşinin besleyip büyütmesiyle istenen ve aranan faydalar meyvesi hâsıl oldu.
 
Gün doğusundan esen hafif ve lâtif rüzgâr.


"An ki bî vâsıta-i sa'y sehâb-ı germeş Bekesî mîve-i ihsan nedehed şâh-ı emel Zât-i û vâsıta-i ıkd-i leâli-i nücûm Re'y-i û âyine-i nakş-ı tesâvir-i ezel."

 
Türkçesi:

"O ki, sıcak bulutu emek vasıtası olmaksızın Emel dalı hiç kimseye ihsan meyvesi vermez Onun zâtı yıldız incilerinin iplik vasıtasıdır Onun görüşü ezel tasvirleri nakşının aynasıdır."
 
Netice olarak o şerefli kitabın içine almış olduğu âyeti kerîmeler, meşhur  tefsirlerdeya­zılmış olan en doğru görüşler üzere en açık ifadelerle tefsir olunduktan sonra mühim yerler­de yazılması gerekli olan Hanefî fıkhının mes'eleleri - ki, adı geçen Şeyh, kendi mezhebine [Şafiîliğe] uyma yolunu tuttuğu için ihmal etmiştir - öncelikle, hazırlanıp fetva kitablarından açık bir dille nakledilerek yerli yerince yazıldı. Peygamber Efendimiz Hazretlerinin hadîs ve eserlerinden ölçü sahiplerinin ölçüsünde ve büyük imamların itibar mihenginde sıhhat bul­muş olanlar beyan sayfasına geçirilip senedinde meçhul bulunan ve isnadı âlimler arasında makbul olmayan münker kavil ve muteber olmayan nakillerden sakınmak gerektiği için din imamlarının tâyin buyurdukları üzre gelen rivayetlerin zaaf, kuvvet, fesad ve sıhhatlarına işaret kılındı. Ayrıca söylenmesi üzüntüye sebeb olan fuzulî kavillerden, manasız tafsilâttan tecrîd edilip muteber haşiye ve açıklamalarda mevcut olan tahkik ehlinin sözlerinden bâzı faydalı esaslar ve endişeleri giderici cevâblar, katılarak bağlandı.
 
"Zevâidden kılıp tenkîh u tehzîb Fevâid birle kıldım nakş u tezhîb Edip müşküllerin altun gibi hâl Beyân evrakını kıldım mecdûl Tahayyül âbına zer gibi çöktüm Zer-efşân yerine göz nuru döktüm."
 
Türkçesi:

"Fazlalıklardan arıtıp temizledim, Faydalarla süsleyip yaldızladım. Zorluklarını altın gibi erittim, Söz sayfalarını sapasağlam ettim. Tahayyül suyuna altın gibi çöktüm, Altın yaldız yerine göz nuru döktüm."


Fazilet sahiplerinin faziletlerinden, fazilet ve marifet erbabının güzel ahlâklarından umulur ki, iltifat yerinde görünen sürçmelere müsamaha kalemi çekip vâkıf oldukları unut­ma ve yanılmaları, yüz çevirme ve görmezlikten gelme sayfasına nakil buyururlar.

 
"Hüdâyâ harf-girân der kemînend Penâhî deh ki harfem-râ nebînend Sühân bî-harf-i nîk ü bed nebâşed." Heme kes nîkü-hâh în hod nebâşed."
 
Türkçesi:

"Allahım, sözleri kötüye çekenler pusudadırlar Bana bir sığınak bağışla ki, sözümü görmesinler Konuşma, iyi ve kötü sözsüz olmaz herkes iyi istiyor, bu ise olmaz."
 
Bu kitabın yazılmasında müracaat olunanTefsir, Hadîs, Usûl, Fürû', Meânî, Kelâm, Tıb, Tarih, Siyer, vesair faziletli ferilerde yazılmış kitaplar sayılsa yüzden fazla olup bura­da isimlerinin yazılması itidal haddinin dışına çıkacağı için tafsili terk olundu. İddia edilen şeylerin gerçekliğinin ispatı, sayfaların ve parçaların tek tek düzenlenmesi sırasında ifadele­rin son derece açık seçik olması üzerine dayandırıldı. Delil ve burhanlarının hepsi, Kur'ân-ı Mübin'in âyetleri ve Resûl-i güzin'in hadîsleri olduğu için "Meâlimü'l-Yakîn Fî Şîreti Seyyidü'l-Mürselîn: Resullerin Efendisinin Ahlâk ve Davranışları Hakkında Kesîn Bilgi Yolunun İşaretleri" diye isimlendirilip on bölümüzerine tertîb olundu.
 
Birinci Bölüm: Nebilerin Sultânı Efendimiz Hazretleri'nin ezeller ezelinde gönül açı­cı risâlet tacı ile her şeyin başlangıcı olup nübüvvet yüzüğünün kaşını Nebilerin Hâtem'i (Peygamberlerin Mührü) ile süslediğinin beyanındadır.
 
İkinci Bölüm: O Hazret'in Kur'ân-ı Azim'de, Tevriyye*, İncil, Zebur, vesair sema­vî sayfalarda ve Peygamber Efendimiz'in kendi hadislerinde geçen şerefli isimlerinin beya­nındadır. Ayrıca ulu evlâdı, temiz zevceleri, amcaları, halaları, süt kardeşleri, baba ve an­nesinin baba ve anaları, hizmetkârları, köleleri, âzadlıları, muhafızları, kâtipleri, İslâm eh­line gönderdiği şerefli mektupları, etraftaki meliklerle vâki olan yazışma suretinin güzelliği, Hakk'ın her tecelli ve ihsanına razı olan ahlâkı ile kendisinden razı olunan hasletleri beya­nındadır.
 
Üçüncü Bölüm: O Hazret'in yaradılışının mükemmelliği, suretinin güzelliği, razı olan ahlâkı ve razı olunan hasletleri beyanındadır.
 
Tevriyye: Örtmek, setretmek; çakmaktan ateş çıkmak ve aydınlanmak. Tevrat kitabınadahi bu ismi verdiler; Benî İsrail, bundan nur ve ziya zahir olup aydınlandıkları için. (Ahter-i Kebîr).


Dördüncü Bölüm: O Hazret'in nebiliğinin doğruluğunu ve resullüğünün gerçekliğini gösteren parlak mucizeleri, apaçık âyetleri, hususiyetleri ve eşsiz kerametleri beyanındadır.

 
Beşinci Bölüm: O Hazret'in Mi'rac payesi ile benzerlerinden üstün olup Hazret-i İzzet katında türlü konuşma ve müşahede hediyeleriyle seçkinlik şerefi bulduğunun beyanındadır.
 
Altıncı Bölüm: O Hazret'in ulu Kur'an ve yüce Fürkan'da nebiliğinin doğruluğuna ve resul olarak gönderildiğinin gerçekliğine şehadet eden kerîm âyetlerin beyanındadır. Ay­rıca resullüğünün gerçekliği, yerinin ve derecesinin yüksekliği üzerine vâki olan yeminler, sünnetine uymanın ve emirlerine itaat etmenin gerekliliğine ilişkin olan deliller, O'nun hak­kında nebilerden alınan söz ve mîsaklar, Tevrat, İncil ve diğer semavî kitablardatürlü tür­lü tazim ve tebcîl ile güzel zikrinin geçtiği bu bölümde zikredilmiştir.
 
Yedinci Bölüm: O Hazret'in muhabbetinin ve sünnetine uymanın gerekliliği beya­nındadır. Keza soyuna, arkadaşlarına ve kendisine uyanlara muhabbetin gerekli olduğu, salât ve selâm etmenin hükümleri beyanındadır.
 
Sekizinci Bölüm: O Hazret'in dert ve hastalık sahiplerine ilâcının zikri, rü'ya tâbir etmesi ve gaibden haber vermesi beyanındadır.
 
Dokuzuncu Bölüm: O Hazret'in tâat ve ibâdetleri, zikir ve duaları beyanındadır.
 
Onuncu Bölüm: Hak Teâlâ Hazretlerinin o Hazret'i kutluluk bahçesine ve dostluk yakınlığına davet etmekle nimetini tamamladığının ve yüceliğini kemâle erdirdiğinin beya­nındadır. 
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Mevahibi Ledüniyye, Muhammed'e s.a.v Bağışlanan Ledünni Hediyeler, İmamı Kastalani, 2 Cilt Takım Mevahibi Ledüniyye, Muhammed'e s.a.v Bağışlanan Ledünni Hediyeler, İmamı Kastalani, 2 Cilt Takım, Divan Yayınları, Mevâhib-i Ledüniyye kitabı, İmam-ı Kastalani hz, 2 Cilt Takım,İlahi Rahmet, ''Bi'l Minahi'l- Muhammediyye, Ledünni Hediyeler, Divan Yayınları, Siyer - İslam Tarihi 2 cilt El-Mevâhibü'l- Ledünniye - DİVAN
Mevahibi Ledüniyye, Muhammed'e s.a.v Bağışlanan Ledünni Hediyeler, İmamı Kastalani, 2 Cilt Takım

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.