Kabir Alemi, İmam Celaleddin Es Suyuti, Büyük Boy, Şamua Kağıt, Ciltli

Kabir Alemi, İmam Celaleddin Es Suyuti, Büyük Boy, Şamua Kağıt, Ciltli

Kategori
Barkod
kahraman yayınları, sert kapak ciltli
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Kabir Alemi - İmam Celaleddin Es-Suyuti
-Büyük Boy 17x24 cm Ebat - Şamua Kağıt - Sert Kapak Ciltli - 552 Sayfa

Yazar: İmam Celaleddin Es-Suyuti
Tercüme: Bahaeddin Sağlam
Sayfa Sayısı: 552
Boyut: 17x 24 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Kağıt
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

"Peygamber Efendimiz Mirac'a çıktığında gayb aleminde faiz yiyenleri görmüş, onların Firavun milleti yolunda olduklarını beyan etmiş." bu meâldeki satırları tercüme ederken kendi kendime sordum: Neden Nemrut milleti değil de Firavun milleti. Sonra baktım, faizciliğin en fazla hakim olduğu asır bu yaşadığımız asırdır ve eski tarihte, medeniyet olarak bu asra en fazla benzeyen Firavun medeniyetidir... 
www.kitaptakipcileri.com
Allah (Celle Celâlûhü) hem adildir, hem hakimdir. Onun hik­meti, kainatta faidesizlik ve fazlalığa yer vermemiştir. Bu hikmeti­nin gereği her millete, ilmi bir meseleyi ilham eder, dolayısıyle di­ğerlerine de o meseleyi dillerine tercüme etmeyi emreder. O me­sele tercüme edilip her millete mâl olunca en kısa bir yoldan insan­lık âlemi ilim, irfan içine girmiş olur. Cehalet ve fakirlik karanlık­larından kurtulur. Allah'ın hem adaleti hem hikmeti gerçekleşmiş olur. 

Bu Allah'ın kainata koyduğu bir kanundur. Kainatta hiç bir şey fazla ve yersiz değildir. Bir şey zahiren çirkin görünse de altında bir çok güzel gerçekler saklıdır. Ölüm gibi!..

Eski çağlardaki insanlık, kainat'm kanunlarından uzak, karı­şıklık olan vahşete yalan olduklarından, bu gibi ilhamlara mazhar olamadıkları gibi, tercüme etme imkanları da yoktu. Onun için Allah' her bir kavme ayrı bir Peygamber gönderirdi. Fakat İslam'ın gelmesiyle beşeriyet sosyal hayata girdi, bir millet hükmüne geçti, bir Peygamber hepsine kafi geldi. Bu sefer tercümeye ihtiyaç hasıl oldu.

îşte bu sosyal vazife'den bir numune olarak «Vahy'in mazhan Peygamber Efendimizin» lisaniyle aydınlanan kabir alemi hakkın­da olan bu kitabı tercüme ettim. 

Bir iki ufak tercüme hariç bu benim ilk tercüme ettiğim eser sayılır. Terceme tekniği olarak, asla bağlı kalmamayı esas edindiğim, ve dillerin simetrik olmadığını bildiğim halde, aslma bağlı kaldım, diyebilirim. Çünkü, Peygamber efendimizin ağzından çıkan hadis­lerin çoğu,Cevami'ul-kelim»dir, özlü ve kapsamlı ifadelerdir. O özelliklerini kaybetmemek için tercemede çoğunlukla simetrik sis­temi (aslına benzer şekil) esas aldım.

Ayrıca, kitap 800 sene önceki üslupla telif edildiği için ister is­temez tercemesine rekâket verdi.

Kitabın içindeki, hadis ve hadiselerin güvenilir olup olmadığını, bizzat müellif tmam Süyûti'den sormak lazım. Kendisi de hadislerin. çoğunu mutemed hadis kitaplarından nakletmektedir. Hadiselere ge^ Ünce; madem insanlık aleminde öyle olaylar zaman zaman görün­mektedir ve aklen öyle şeylerin olması muhal değildir, tüm olarak onları red etmeye gerek yoktur. Meğer Ki, bu asrın maddeciliğinin tesirinde kalmış olunsun.

Malumdur ki, Kur'an gayba inanmayı bir esas, bir fazilet, insan ruhunun bir basireti olarak gösteriyor.

Bir defa, insan gaybi şeyleri kabul ettikten sonra, artık bu dünya kanunlarına alışmış olan zihnine sığdıramadığı şeyleri red etmesi gerekmez.

islâm kitaplarında, maddecilik, sayısız deliller ile çürütüldüğün- flen, burada delil getirmeye ihtiyaç hisetmiyorum.

Yanlız, kitab'ın içinde geçen, ruh, melek, cin evsafı ve gayb aleminin çeşitli meseleleri ve sahabenin sözleri ve diğer alimlerin görüşleri, izah, tahkik ve tarif isteyen konulardır. Her birisi, başlı başına bir kitap olacak kadar yorum ve ispatlama gerektiriyor. Şimdilik vaktim müsait olmadığından yanlız bir numune gösterece­ğim, îşte:

«Peygamber Efendimiz Mirac'a çıktığında gayb aleminde faiz yi­yenleri görmüş, onların Firavun milleti yolunda olduklarını beyan et­miş». Bu-.meâldeki satırları tercüme ederken kendi kendime sor­dum : Neden Nemrut milleti değil de Firavun milleti. Sonra baktım, faizciliğin en fazla hakim olduğu asır bu yaşadığımız asırdır ve eski tarihte, medeniyet olarak bu asra en fazla benzeyen Firavun me­deniyetidir.

Demek Peygamber Efendimiz, kendisinden 2000 sene önce ve sonrayı görmüş. Demek gördüğü herşey haktır. Bize- düşen O'na uy­mak... O'nun sünnetini yaşamak, dünyada ve ahirette huzur ve saa­det bulmaktır. îman Allah'tandır, vesvese şeytandandır. Allah seke-ratta hepimizi şeytan'in şerrinden kurtarıp, imanla kendisine kavuş­tursun. Amin.

Allah'a sonsuz hamdler olsun ki; istediğini gaflet uykusundan uyandırmış, sevdiğini en yüce derece ve makamlara yükseltmiş, yü­künü ondan alıp, onu yanına Alem-i Beka ve Berzaha nakletmiştir.

İhlas kaftanına (kefenine) bürünmüş bir şahadetle Allah'tan başka ilah olmadığına, şeriki bulunmadığına şehâdet ediyorum. Yi­ne şehadet ediyorum: Muhammed (Aleyhi's-sâlâtü ve's-selâm) Onun kulu ve elçisidir. En şerefli bir din ile göndermiş, ve kendisine en kerim bir şekilde dost olmuş. Ona ve yüce âl ve ashabına salat ve rahmet olsun. (Amin).
www.kitaptakipcileri.com
Bu kitap ruhların şiddetli bir iştiyak ile Öğrenmek istediği Ber-zah  âlemi hakkında yeterli ve dertleri giderecek malumatı içine almaktadır.

Bunda şu konulan işledim:

Ölümün fazilet ve durumu, ölüm meleğinin ve yardımcılarının sıfatları, sekeratta ölünün basma gelen durum; ruhun bedenden ay­rılıp Allah'a yaklaşmasından sonraki hali, ruhun diğer ruhlarla top­lanması ve bundan sonra bir yerde yerleşmesi, kabrin durumu, ölü­yü sıkıştırması, fitnesi, azabı ve darlığı, kabirde faydalı olan* şey­ler.. Bütün bu konuları bu kitapta zikrettim. Ölüm hastalığının baş­lamasından ta haşirde sûra üfürülünceye kadar olan bütün bu mer­halelere açıklama getirdim. Bu konuda merfu'  hadislerden, mev­kuf!  ve maktu' sözlerden naklettim. Bu naklimi hadis kitapların­dan ve mûtemed hadis imamlarından araştırarak yaptım. «Tezki-retû'l-Kurtubi» 'de olan kısmı da tenkih  ve tahric  ile beraber on­da olmayan bir çok fazlalıkları da yazdım. !

Eserin adını «Şerh üs-Sudur bi Şerhi Halil Mevta ve EhU'l Ku-bur» (Ölülerin Hallerini Açıklamakla Gönüllere Açıklık Getiren Ki­tap) koydum. .
www.kitaptakipcileri.com
Ümid ediyorum ki, Allah ömür verirse biri kıyamet alâmetleri hakkında, diğeri diriliş halleri, kıyamet, Cennet ve Cehennem hakkında geniş olarak bir iki kitap buna ilâve edeceğim. Allah bunu minnet ve keremiyle gerçekleştirsin 

Ebû Naym, Mücahit'den, Arkalarında dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.»jmealin-deki ayeti kerime hakkında şöyle rivayet etmiştir: Aye'tte|j bahse­dilen berzah, ölüm ile diriliş arasıdır. 

Kitabın İçinden Bazı Bölümler..
Ölümün başlangıcı
Ölümü anmak ve ona hazırlanmak
Ölümü zikretmeye yardımcı olan şeyler
Ölüm elçisi
Ölümün yaklaşması, ölümün keyfiyeti ve zorluğu
Ölüm meleği ve yardımcıları hakkında gelen hadisler
Ölü başında duran melek ve ruhaniler sekeratta olanın gördükleri ve işittikleri, mü'minin müjdelendikleri ve kafirin korktuğu şeyler
Ölünün kendisini yıkayanı, techiz edeni tanıması ve kendi hakkında leh ve aleyhteki sözleri işitmesi
Defin ve telkinde söylenecek şeyler
Kabir fitnesi ve meleklerin soruları
Kabirde sorguya çekilmeyenler
Kabrin korkunçluğu mü'mine kolaylığı ve genişliği
Kabir Azabı'ından kurtaran şeyler
KABİR ZİYARETİ; Ölülerin ziyaretçileri tanıması ve onları görmesi
Ruhların makamı: Berzah Alemi
Vasiyet etme
Ölüler sağların sövmesinden eziyet görürler
Ölü, üzerine ağlamakla eziyet görür
Kabirde ölüye menfaat veren şeyler
Ölüye ve kabrin üzerine Kur'an okuma
Ruhla ilgili bazı meseleler..

Yazar Celaleddin Suyuti Hakkında...

Celaleddin Abu'l Fazl Abdurrahman b. Kemaleddin Ebu Bekr B. Muhammed el-Huzayri. Es-Süyûti E$-Şafii.. (849-911) (1445-1505) Mısır ve Suriye'de hüküm süren Memlükiler devletinin son za­manlarında Kahire'de yetişen ve Arap dilinde en fazla eser veren müelliflerden biri belki de birincisidir.

Süyûtî i. Recep 849 (3 teşrin evvel 1445) de Kahîre'de doğmuş­tur. Ebul - Fa^l künyesini ona babasının dostlarından İzzeddin Ahmed b. İbrahim vermiştir. Süyüti, 9 baiırüık şeceresini tesbit etmiş­tir. Bizzat kaleme aldığı hâl tercümesini de ihtiva eden Hüsnüi - Mu-hazara'da atalarını birer birer sayar. Ona göre bu aile, menşei bakı­mından şarktan gelme olup, evvela Bağdad'ın şark taraflarında bu­lunan Hüzayriya mahallesine yerleşmiş, sonraları en az müelliften 9 batın önce Mısır'a göç ederek Asyut kasabasını vatan edinmiştir. Ataları arasında en eskisi şeyh Hümamüddin el-Huzayri olup, bu zat da mühim bir mutasavvıf idi. Diğerleri de çağlarında sayılır kimselerdi. Nitekim bunlardan biri emir Şeyhûni zamanında tacirlik ederek Asyut'da bir medrese kurmuştur.

Babası Kemalöddin Ebu Zerk, Şafiî fakihlerindendi. Bu zat Sü-yûd'da doğmuş, orada kadılık etmiş ve daha sonra da Kahire'de yer­leşmiştir.
Süyûti, önce tefsir, hadis ve fıkıh başta olmak üzere dini ilim­leri öğrenmek için gerekli olan nahiv, maani, bedi ve beyan v. s. alet ilimlerini öğrenmiş, sonra da esas ilim mevzularında geniş bir vukuf ve selahiyet elde etmiştir.
O, kuvvetli bir hafizaya da sahipti. Nitekim, îbnül - İmad, onun ifadesine dayanarak iki yüz bin hadis ezberlemiş olduğunu kaydet­mektedir. Süyûti, hesap ilmi hariç, muhtelif Üimlerdeki selahiyetin-den müftehirane bir İfade ile bahseder.
Süyûti daha gençliğinde iken pek çok seyahat etmiş, bu arada Şam, Hicaz, Yemen. Hind, Magrib ve Takrur (Sudan)'a gitmiştir Hicaz seyahati esnasında trfr sene Mekke'de kalmıştır. Ayrıca Mısır" in Dimyat, Fayyum ve İskenderiye gibi yerlerini de ziyaret etmiştir.
Süyûti, tedris vazifesine, ilk defa üstadı Belkini'nin delaleti ile Şevval 870 (Mayıs 1466) tarihinde Cami Üs-Sayhunî de fıkıh ted­risiyle başlamıştır. Kısa bir müddet sonra şöhreti muhitinde yayıl­mış ve derslerini bazı müderrisler bile takip etmiştir. Ayrıca Tolun-lular camiinde fetva vermeğe ve hadis imlasına başlayan büyük in­san (1467) Suyûtî'nin hizmetlerine, 1472 yılında Emir İnal Aşkarin yardımı ile Hanukalu Şayhuniyede hadis tedrisi vazifesi de ilave olunmuş ve yeri hala Kahire'de Babul - Karafa'da bulunan Şam nai­bi Barkuk türbesinin şeyhliğine de bu sıralarda getirilmiştir.
Süyûti, 891 (1486) tarihinde halife el - Mütevekkil Ala'llah' in emri ile o zamanlar Kahire'nin en büyük ve evkafça en geniş han-kahı olan Barbarsiye şeyhliğine geçmiştir. Uzun bir müddet, tâ Kaytbay (ölm. 1495) zamanının sonlarına kadar,, bu hankah şeyhli­ğinin sağladığı imkanlar sayesinde refah içinde yaşadığı gibi bir çok eserlerini rahatça yazmak için de vakit bulmuştur. Bununla be­raber bu vazifesini kıskananlar da olmuştur. Bu arada kendisinin de bazı hadiselere sebebiyet verdiği görülmektedir. Nitekim bir de­fasında Kaytbay'ın huzuruna teamül hilafına taylasan ile girmiş ol­ması (1495), sultanın kızmasına sebep olmuştur. Al-Ahadis al hi-san fi fazl al-Taylasan unvanlı risalesi bu hareketinin müdafaası zımnındadır. [1]

Bulunduğu Vazifeyi Terkediyor
Bununla beraber Kaytbayın vefatına kadar Baybarsiye'de va­zifesinde bırakılmıştır. Zikredilen hadiseler Sultan Muhammed b. Kaytbay nezdinde aleyhindeki faaliyetlerini artırmışlardır. Bunu se­zen Süyûti, halife Mütevekkil Ala'llah ile olan münasebetlerini sık­laştırarak, ondan kendisini bütün Mısır, Şam ve komşu islâm mem­leketleri kadılıklarının derecesinde bir mevkie tayin etmesini istedi.

Halifenin, azıl ve nasip hususunda süyûtiye selahiyet tanıyarak mühim bir vakfiyeyi tevcih ettiği duyulunca, kadılar ve bir kısım halk arasında hoşnutsuzluk uyandırdı. Bu durum Suyûtî'nin o vazi­feden vazgeçinceye kadar devam etti. Bunu Suyûti'nin hayatında bazı talihsizlikler takip etti. 1497 de muhakeme olundu. Neticede Baybarsiya meşihatinden azledildi.
Bu hal üzere Suyûtî'nin onlara olan güveni tamamiyle sarsıl­mıştı, Kahire'de, Nil nehri ortasında ki adacıklardan biri olan al Rav-za'da ki evine çekildi. Tam bir inziva hayatı içinde yaşadı. 

Gazaba Uğramak Korkusu İçindeydi

O günlerde Te'hir El-Zaman İla Yevmil - Kıyame isimli bir ri­saleyi de telif etmiştir. Tumanbay 1500 yılında Sultan olunca, Suyuti gizlenmek mecburiyetini hissetti. Gazaba uğramak korkusuy­du bu gizlenmenin nedeni. Ama aynı yılın sonlarında Kanşuh El-Ğavri'nin sultanlığa geçmesiyle sona erdi bu korkusu.www.kitaptakipcileri.com
Ancak onun için artık faal hayata dönmek mevzu bahis değildi.. Bazı kerametleri, keşifleri tayy-i zaman ve mekanda bulunduğu hakkındaki, velilik rivayetleri ile Osmanlıların Mısır'ı istila bekleri yolundaki sezişleri bu günlerin meyveleridir. 

Hediyenin Reddi Ve Ölümü

Sultan Cavri, kendisine yeni vazifeler teklif ettiği zaman kabul ötmediği gibi, onun gönderdiği 1.000 dinarı red ile hediye ettiği kö­leyi de azad ettiği söylenir. Suyûü bir süre böyle yaşadı. Ancak okumak ve yazmaktan geri durmuyordu. Sonra ara sıra da olsa, davet üzerine Sultanın meclisine gittiği oluyordu. Bununla beraber artık çökmüş ve yaşı da altmışı bulmuştu. Bu sırada hastalandı ve ıztırabh bir devreyi müteakip 19 cemaziyelevvel 911 (18 teşrini ev­vel, 1505) cuma sabahı vefat etti ve Kahire'de Babul - Karaffa dı-guıda defnolundu. Kabri üzerine bir türbe yapılmış ve ahşap bir sanduka işlenmiştir. Türbesi uzun müddet bazı alimler ve emirlerin zi-iyaretgahı olmuştur..
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Kabir Alemi, İmam Celaleddin Es Suyuti, Büyük Boy, Şamua Kağıt, Ciltli Kabir Alemi, İmam Celaleddin Es Suyuti, Büyük Boy, Şamua Kağıt, Ciltli, Kahraman yayınları Kabir Alemi Kitabı, kabir azabı, İmam Celaleddin Es-Suyuti, bahaddin sağlam, ölüm kıyamet ahiret cennet cehennem, kitap satış ve siparişi yeni baskısı, Kahraman Yayınları, Sohbet Vaaz kahraman yayınları, sert kapak ciltli
Kabir Alemi, İmam Celaleddin Es Suyuti, Büyük Boy, Şamua Kağıt, Ciltli

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.