İstibra Usulü Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme Dr. Ali Hatay Cep Boy

İstibra Usulü Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme Dr. Ali Hatay Cep Boy

Yayınevi
Barkod
İstibra Usülü Kitabı - Gonca
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
İstibra Usulü - Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme -  Dr. Ali Hatay - Cep Boy
"Erkeğin istibrâ yapması farzdır. Kadının istibrâ yapmasına gerek yoktur. Açıklaması ileride gelecektir. İstibrâ yapmadan, idrarın son damlalarını çıkarmadan hemen alınan bir abdest sonunda veya abdest alma esnasında çok azda olsa idrar damlasının çıkması veya idrar çıkış deliğinde bir yaşlılık görülürse abdest bozulur.
  Dikkat edilirse "yaşlılık görülürse" diyoruz, "yaşlılık his edilirse" demiyoruz. Çünkü yaşlılık her zaman için hissedilmesi mümkündür. Bilhassa vesveseli kişilerin bunlara dikkat etmesi gerekir. İdrar deliğinde yaşlılık yani ıslaklık olduğunu anlamak için tenasül uzvunun ucuna kuru bir taş veya kurutma kâğıdı konulur eğer bu konulan şey ıslanırsa ıslaklık var demektir.
 Abdesttin idrar yönünde bozulma durumu; İdrar damlası ile delik ucundaki ıslaklık aynıdır. İdrar damlaması veya idrar deliği ucundaki yaşlık varsa, bu şekilde alınan bir abdest ile yapılacak ibadetler, özellikle namaz sahih olmaz. Abdest alınmadan yapılan ibadette geçersiz olur. Abdest, namazın en önemli şartı olduğundan dolayı namaz kılınmamış sayılır.Bu bakımdan konu son derece önemlidir.
- Önsöz.
- Tarifler.
- İstincâ, İstibrâ, istinkâ. 
- Konun Önemi.
- İstibra Farzdır.
- Müslümanların istibraya dikkat etmeleri lazımdır.
- İdrar damlamasından korunmak.
- İstibrada vesvese.
- İdrar yolları anatomisi.
- Erkek cinsel organlarından gelen sıvılar.
- Mezi hakkında bilgi.
- İşeme fonksiyonu.
- Sıvazlama metodu.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Dr. Ali Hatay
Katagori: İdrardan Temizlenme - İstibra - Dini ve Tıbbi
Sayfa Sayısı: 48
Boyut: 9x 13 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2014
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM 
El-hamdulîllâhi Rabbilâlemin ves-sâlatû ve selâmu alâ Muhammedin ve alâ alihî ve eshabihi ecmain 
   Toplumların en büyük sorunlarından biri, bazı sorun olabilecek kavramları küçük fiiliyatlar olarak görerek onları göz ardı etmek ile başlar. Bu küçük sorunlar yeri geldiğinde, çok büyük sorumlulukları ve ödevleri yerlerine getirmede bizlere sıkıntı olmaktadır. " istibrâ " konusu da, bu şekilde küçük gibi görünen ancak, ilerletildiğinde kişinin sağlığına ve dinine olan sorumluluklarında büyük yaralar açabilecek konuların başında gelmektedir. Yüce dinimiz İslamiyet, insana temiz olmayı emreder. Temizlik sadece vücuden değil aynı zamanda ruhen de olmalıdır. Dinimiz ile Sağlığımızın en paralelliği burada başlamakta ve her Müslüman bünyede uyanmaktadır. Sağlıklı bir insanın, idrar kanallarını tam olarak temizlemeyişi birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Necis olanın vücuttan tam olarak atılması gerekmektedir. SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
    Bir Müslüman’ın sağlıklı ibadetini yerine getirmesi için sığınması gereken en büyük kötülüklerden biri; "vesvese"dir. "And olsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliyoruz ve biz ona şah damarından daha yakınız” (Kâf, 50/16) ayeti, nefsin vesvesesine işaret ederken; "Şeytan Adem’e vesvese verdi” (A’raf, 7/20; Tâha, 20/120) manasına gelen bir çok ayet de şeytanın vesvesesine delalet etmektedir. 
    İstibrâ; pislikten uzak olmak, temizlenmek, idrardan sonra gelen sızıntıyı gidermek manalarına gelmektedir. İstibrâ; hareket etmek, yürümek veya öksürmek gibi çeşitli yollarla yapılabilir. Toplumumuzda en çok kabul edilen yöntemler zaten bunlardır. Ancak, istibrâ her zaman bir vesvese sebebi olarak insanın kalbine gelmektedir. Bu duruma iki cihan güneşi Resulullah efendimiz; "Endişe edilecek bir şey yok; o mahz-ı imandır, imanın kuvvetindendir" derlerdi. istibrâ, abdest için vesveseyi kesecek kadar görünen küçük ama etkili bir yöntemdir. Bu kitapta, istibrâ hakkında birçok bilgi bulacak. Küçük şey olarak düşündüğümüz çoğu şeyin aslında, inancımız ve sağlığımız açısından ne büyük sorumluluklarımızı vesvesesiz tam bir teslimiyet ile yerine getirebileceğimizi göreceksiniz.
     Daha önce Hakses Mecmuasında makale şeklinde yayınlanan istibrâ konusu nedeniyle birçok Müslüman kardeşimizin yarasına parmak basmış olduk. Birçok tebrikler aldık. Yine bu kardeşlerimizin umumi arzuları ve devamlı istekleri üzerine bu makalelerimizi kitap haline getirmeye karar verdik. Bu hususta yakın ilgi ve alakalarını eksik etmeyen Gonca yayın evi sahibi Sayın Hasan Başpehlivan’a, kitabından faydalandığım hocamız Ekrem Doğanay'a ve beni bu hususta teşvik eden İsmail Coşar hocama, kitabımı tashih eden İslami ve fıkıh yönünden yardımda buluan Hattap Eren hocama teşekkürlerimi sunarım.
 
Allah(c.c) onlardan razı olsun derim. 
Gayret bizden, Tevfik Allah(c.c) tandır.
Op. Dr. Ali HATAY
 1-İSTİBRÂNIN LÜGAT MANASI 
    İstibrâ kelime olarak, Temizlemeyi, kurtulmayı istemek ve bunun için gayret göstermektir. İstibrânın manası şöyledir: Ayırmak, uzak etmek, küçük tuvaletten sonra idrarından kurtulmak, ondan temizlenmek, idrar eserinin tamamen kesilmesini beklemektir.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
2-TARİFLER 
    Büyük ve küçük tuvaletten sonra temizlenmeye istincâ denir. Yani istincâ necasetten temizlenmeyi istemektir. İstibrâda istincâ içinde değerlendirilir. İdrardan ve necasetten temiz olma, kurulanma demektir.(01)(02) İstintar; İdrarı son damlaya kadar çıkarmak için ıkınmak ve yapılan gayrettir.(03)
 
3-İSTİNCA, İSTİBRA, İSTİNKA:
    İstinca (Taharetlenme): Sözlükte, Necaseti (pisliği) gidermek manasına gelir.
Fıkıhî anlamda: İnsanın dışa attığı dışkı, sidik, kan, meni, mezi, (cinsel heyecandan sonra meniden önce çıkan saydam bir sıvı) ve vedi (idrardan sonra gelen koyu sarımsı bir sıvı)
gibi necasetlerden su ve ona benzer temizleyici özelliği olan maddelerle temizlenmektir.
Hanefi alimlerine göre dışa atılan necasetleri eğer çıkış mahallini taşmamış ise temizlenmesi sünnet-i müekkededir. Etrafa yayılmış ve 4 gr kadar ise sadece su ile temizlenmesi vacip, 4 gramdan fazla ve taşmış ise yıkayarak temizlenmesi farzdır. Diğer mezhep âlimlerine göre her halükarda yıkanması vaciptir.
Kişinin çıkardığı kuru gazdan dolayı çıkış mahallini yıkamak alimlerin ittifakı ile gerekmemektedir (1) Ancak sulu ise yıkaması gereklidir..
Resulullah (S.A.S) şöyle buyurur: "Çıkan kuru gazdan dolayı taharetlenen (su ile temizlenen) bizden değildir.” (2)
Çıkan kuru bağırsak kurdundan dolayı taharetlenmek Hanefilerce vaciptir. Şafilerce kuru, üzerinde pislik eseri yoksa çıkış mahallini yıkamak müstahap sünnettir.
Pislik eseri varsa farzdır (3)
İstinca (tahretlenmenin) gerçekleştiği vasıtalar:
1-     Su
2-     Taş ve buna benzer pisliği giderici-kazıyıcı hürmet edilmeyen (ekmek, kemik gibi), necis olmayan (tezek gibi) kıymetli olmayan (ipek, pamuk gibi) ve tene zarar verici olmayan cam, kireç, kömür gibi) katı nesneler.
3-     Tuvalet kâğıdı. (Yazı yazmakta kullanılan kâğıtlar yazıya saygısızlık ve israf olarak görüldüğünden tahretlenmede kullanmayı mekruh olarak görülmüştür. (4)
4-     Katı madde veya kâğıdı ile yapılan temizlenme işlevine isticmar denilir. Tahretlenirken başta sakıncalı olmayan katı maddeler veya tuvalet kağıdı ile üç kez necasetin kabası alındıktan sonra eseri ve kokusu kalmayıncaya kadar ve temizlendiğine kanaat getirilecek şekilde su ile yıkamak sünnettir.
5-     Buna da "istinka” denir. Bu temizlik sadece su ile yapılabilir, ki genel uygulama da böyledir.
 SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
Tahretlenme (helaya girme) adabı:
1-     Helaya girerken mukaddes isim ve yazı bulundurmamalıdır.
2-     Paçalar sıvanmalı.
3-     Kapıya yaklaşırken ; " Bismillah, Allah’ım! Şeytandan ve necasetlerden sana sığınırım.” denmelidir.
4-     Sol ayakla girilmeli, sağ ayakla çıkılmalıdır.
5-     Zaruret dışında edebe aykırı açılıp saçılmamalı, hayâ duyup üryan (Çıplak) halinde girilmemeli.
6-     Başkalarının avretlerine (göbek-diz kapağı arasına) bakmaktan ve başkalarının avretini (örtülmesi gereken yeri) görecek şekilde açılmaktan sakınmalıdır.
7-     İster kırda, ister helâda olsun önü ve sırtı kıbleye gelecek şekilde oturmamalıdır.
8-     Rüzgârın esintisine karşı idrarını yapmamalıdır. Sıçramalardan korunmalıdır.
9-     Yola, yol kenarlarına, başkalarının kapı ve duvarlarına, Cami ve kabristan yakınlarına, gölgeliklere, meyveli ağaçların altlarına, karınca ve diğer haşarat deliklerine, abdest ve gusül alınan yerlerde, geri tepecek şekildeki sert yerlere idrar yapmak, büyük abdest bozmak mekruh görülmüştür.
10- Zaruret dışında ayakta idrar etmemelidir. Tıbbi açıdan zararlı olduğu gibi, dini açıdan da ‘Cefa’dan (kaba davranış ve edep dışı olarak) görülmüştür.
11- İhtiyaç dışı açılıp saçılmamalıdır.
12- Helâda başkalarının göreceği şekilde oturmamalıdır.
13- Klozet denilen alafranga tuvaletlere zaruret olmadan oturmamalıdır. Bağırsakların boşaltımı tam olarak sağlanmadığından tıbbi zararları olduğu gibi, umumi yerlerdeki klozetlerin ‘ VENERİYEN’ hastalıkları bulaştırdığı için mahzurludur.
14- Çömelerek helâya oturmalı ve sol tarafa meylederek kendini salıvermelidir. Bu oturuş bağırsakların ve mesanenin tam boşalmasına vesile olacağından mesane taşının oluşumuna ve prostat hastalıkların azalmasına neden olacaktır.
15- Helâda uzun oturulmamalıdır. Basura neden olur. Tam boşalmadan kalkamamalıdır.
16- Def-i hacet konuşulmamalı, selam almamalı, dini konuları düşünmemelidir. Kaba avretine, idrar ve dışkısına bakmamalı, önüne balgam ve sümük atmamalı, çevresini ve hela taşını temiz tutmalıdır.
17- Suibriği (ki en uygunu ibriktir) veya maşrapa veya aç-kapa başlıklı taharetlenme hortumu ile taharetlenmeli, sağ elle su döker sol el ile ön ve arka necaset mahallini necaset eseri bırakmadan yıkamalıdır. (sıvı sabun kullanılması pek uygundur.) kalp rahatlamalı fakat vesvese yapılmamalıdır. Yıkama esnasında suyu çarparak değil yukarıdan aşağı doğru akıtmak suretiyle yıkamalı ve sıçramalara dikkat edilmelidir. Bunun için en uygunu ibrik veya aç-kapa başlıklı taharetlenme hortumudur.
18- Tuvalet kâğıdı ile veya başka bir şekilde kurulanmalıdır.
19- Ayakta idrar yapması ve kamışın ucunu ıslattığı parmağıyla silmesi uygun değildir. Necasetin yayılmasına sebep olur.
20- Başkalarının göremeyeceği şekilde bir iki adım atarak, öksürerek veya sol tarafa eğilerek İstibra yapmak (idrarın son damlasını çıkartmak) vaciptir. Son idrar sızıntısının dışarıya atılmasını gerçekleştiren bu hareket birkaç kez tekrarlanmalıdır. Çıkan ıslaklığı tene, elbiseye bulaştırmadan oturup yeniden yıkanmalıdır. Taharetlenme bu şekilde tamamlanmış olur. Bundan sonraki konuda "İSTİBRA” geniş bir şekilde anlatılacaktır.
21- Çıkarken sağ ayakla çıkmalı ve şu dua yapılmalıdır. "Faydalı olanı vücudumda bırakıp, zararlısını dışarıya attıran Rabbime sonsuz hamd ve sena olsun.”
22- Kadınların kullandıkları helâlar ayrı da olsa, aynı yolu ve girişi kullanmamalıdır
4-KONUN ÖNEMİ 
   Erkeğin istibrâ yapması farzdır.(04) Kadının istibrâ yapmasına gerek yoktur. Açıklaması ileride gelecektir. İstibrâ yapmadan, idrarın son damlalarını çıkarmadan hemen alınan bir abdest sonunda veya abdest alma esnasında çok azda olsa idrar damlasının çıkması veya idrar çıkış deliğinde bir yaşlılık görülürse abdest bozulur.(05) 
  Dikkat edilirse "yaşlılık görülürse" diyoruz, "yaşlılık his edilirse" demiyoruz. Çünkü yaşlılık her zaman için hissedilmesi mümkündür. Bilhassa vesveseli kişilerin bunlara dikkat etmesi gerekir. İdrar deliğinde yaşlılık yani ıslaklık olduğunu anlamak için tenasül uzvunun ucuna kuru bir taş veya kurutma kâğıdı konulur eğer bu konulan şey ıslanırsa ıslaklık var demektir.
 Abdesttin idrar yönünde bozulma durumu; İdrar damlası ile delik ucundaki ıslaklık aynıdır.(06) İdrar damlaması veya idrar deliği ucundaki yaşlık varsa, bu şekilde alınan bir abdest ile yapılacak ibadetler, özellikle namaz sahih olmaz. Abdest alınmadan yapılan ibadette geçersiz olur. Abdest, namazın en önemli şartı olduğundan dolayı namaz kılınmamış sayılır.Bu bakımdan konu son derece önemlidir. 
SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
5-İSTİBRÂ FARZDIR 
   İdrar sızıntısının kesildiğinde kalbi kanaat getirinceye kadar yapılması gereken istibrâ farzdır.(07) Şayet kalbi idrarın kesildiğine kanaat getiriyor ve bu durum kendisinden vesvese sebebiyet vermiyorsa vacip, istibrâdan sonra bir şey çıkmayacağına kati bir surette eminse istibrâ yapması menduptur. (Yapılması halinde sevap yapılmadığı zaman günah olmayan şey)
   Abdestini titizlikle alıp namazını huşu (Allah korkusu ile kalbin titremesi) ve gönül huzuru içerisinde kılmak isteyen müslümanın bu konuya çok dikkat etmesi gerekmektedir.
 
  Bu hususta hadisi şerifler şöyledir:
 
( I ) İdrardan korununuz çünkü kabir azabının hemen hepsi ondandır." (08)
Çünkü kişi idrardan korunmazsa namazı batıl olur ve günaha girer. Dolayısıyla istibrâ yapmadığı için büyük günaha girmiş olur.
 
( II ) İdrardan çok iyi korununuz. Çünkü kulun kabir de en önce hesaba çekileceği şey odur."
İstibrâya önem vermeyen namazına önem vermemiştir. Bu Lakaydilik kişiyi cehenneme sürükler.(09)
 
( III ) "Muhakkak ki, sizden birinize kabrinde azab edilir. Şüphesiz idrar yaptığı zaman istintar etmezdi denilir". (10)
İdrarın son damlasını çıkarmak için çaba harcamak demektir.
 
( IV ) "Sizden biriniz idrarını yaptıktan sonra zekerini üç defa kuvvetle çeksin.'' (11)
Abdullah b.Abbas:''Resulullah bir kabrin yanından geçerken azab gören iki insan sesi duydu.
”Bunlar azab görüyorlar. Hem azab görmeleri büyük bir şey için değil; Biri idrarından istibrâ etmezdi, diğeri de koğuculuk (Laf getirip götürtme) ederdi.'' (12) 
 
Bu Hadis-i Şeriflerden anladığımıza göre kişi ibadetlerine ne kadar dikkat ederse etsin, ihlâs ile yaparsa yapsın hatta Hz.Saad b. Muaz gibi düzeyde bir sahabe olsa da istibrâya dikkat etmezse Allah(C.C) onun cezasını kabir azabı şeklinde veriyor. İşte örneği; 
SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
( V ) "Eğer kabrin sıkmasından bir kimse kurtulsaydı muhakkak ki Sad kurtulurdu. Vallahi öyle bir şiddetle sıkıştırıldı ki onun tesiriyle eğe kemikleri birbirine geçti.(Bu durum) onun sidiğin eserinden sakınmamasındandır.'' (13)
 
Taberi’nin İbn-u Ömer(R.A) den rivayet ettiği bir hadiste söyle buyrulur: ''Bir adam kabre konulur hemen iki melek ona gelip ''Muhakkak biz sana bir darbe vuracağız'' dediler. Hemen öyle bir vuruş vurdular ki kabir ateşle doldu. Bundan sonra onu bıraktılar. Nihayet ayılıp korkusu gidince Meleklere sordu:
- Bana bu darbeyi hangi suçumdan dolayı vurdunuz?
- Şüphesiz sen bir defa abdestsiz namaz kıldın. Birde mazlum bir adamın yanından geçtiğinde sen ona yardım etmedin cevabını verdiler. (14)
Burada anlatılan Müslüman bir kişidir. Zira bilerek abdestsiz namaz kılmak insanın küfre götürür. Demek ki kişi abdestine dikkat etmemiştir, İstibrâya ehemmiyet vermemiştir. Abdestsiz namaz kılındığından dolayı azaba maruz kalmıştır.
 
6-MÜSLÜMANLARIN İSTİBRÂYA DİKKAT ETMELERİ GEREKMEKTEDİR
Namaz kılan Müslümanların istibrâya çok dikkat etmesi gerekir. Bugün ekseri Müslümanlar namaz kılmıyorlar, kılanların çoğu da istibrâya dikkat etmedikleri için namazları sahih olmuyor. Bu sebeple abdestsiz namaz kılanlar bir hayli fazladır. Hatta birçok imam bu duruma lakayt kaldığı için kendi namazları sahih olmadığı gibi cemaatin namazını da ifsat ederek büyük bir vebal altına giriyorlar.
İdrardan sakınmayıp İstibrâ yapılmadan alınmış bir abdestle namaza durup imam arkasında namaz kılanın cemaate nasıl zarar verdiğini şu Hadis-i Şerif bize gösteriyor. ''Resulullah (s.a.v) bir sabah namazını kıldırırken şüpheye düşüp yanıldı. Namaz kılınca söyle buyurdu: 
 
( VI ) ''-Bir takım kimselere ne oluyor ki bizimle beraber namaz kılıyorlar da taharetlerini güzel yapmıyorlar. Bize Kuranın karıştırıp okuyamaz hale getiren ancak işte onlardır.'' (15) 
 
 
(VII ) ''Bizim namazımı karıştıranlar ancak abdestsiz gelen kimselerdir. Her kim namaza gelirse abdestini güzel alsın.'' (16) 
 
Bilmemek özür sayılamayacağına göre gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
  İstibrâ yapmayı ilmihal kitaplarımız yeterince ele almamaktadır. Bazı ilmihal kitapları istibrâyı kurulanma olarak tarif etmişlerdir ve bu hususta fazla malumat vermemişleridir. Hâlbuki tenasül uzvunu yıkandıktan sonra kurulanmayı, idrar kesilmesini sağlamak için yapılan gayretleri kapsayan istibrâyı aynı manaya almak mümkün değildir.(17)
 
Çünkü istibrâ idrar damlasının sızıntısını gidermek veya kesmektir. 
Yürümek, öksürmek sol tarafa yatıp uyumak şeklinde istibrânın yapılacağı kaybeden fıkıh kitapları (18) bunların yapılmasının ne kadar zor olduğunu ve pratik olmadıklarını hesaba katmamaktadırlar. Çünkü buna göre tuvaletteki kişi yapabileceği istibrâ usulü ancak öksürmektir. Yürümek ve sol tarafa yatıp uyumak uygulanabilir metotlar değildir. Üstelik külota damlayacağından dolayı sık, sık külot değiştirme gibi bir mahsurları da vardır. Diğer yandan uyumak cemaati kaçırmak gibi diğer bir mahsuru da beraberinde getirir Külota damlayan idrar avuç içi büyüklüğünden küçük olursa kılınan namaz mekruh olur. Bu ölçüden büyük idrar, namazı ifsat eder.(19) Çok defa öksürük istibrâ için yeterli değildir.
Bilmemek özür sayılamayacağına göre gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
  SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
7-İDRAR DAMLAMASINDAN KORUNMAK 
İdrardan gereği gibi korunmak için şu tedbirlerin alınması gerekir; 
1- İdrar sıçramasını önlemek.
İdrar sıçramasını önlemek için bir çukurun tam ortasına yada tuvalet deliğinin tam ortasına yapılmalıdır.(En iyisi oturarak idrar yapmaktır)
  (VIII ) "Sizden biriniz idrar yapmak istediği zaman, idrarı için müsait bir yer bulsun." (20) 
   Bu sebeple banyoda yıkanırken idrar yapmak mekruh görülmüştür
   Reddül Muhtarda ''Kendi abdest aldığı yere idrar yapması mekruhtur.'' (21) kaydı vardır.
   Ebu Davud'dan nakledilen bir hadis şöyledir. ''Sakın biriniz hamamda yıkandığı yere idrar yapmasın çünkü umumiyetle vesvese bundan doğar.''
   Bu hüküm idrara akacak yol olmadığı ve zemin sert olduğu zaman ki durumdur. Banyo yapan kimse idrardan üzerine bir şey sıçradığını zanneder ve bundan vesvese alır. Rüzgâra karsı idrar yapmakta böyledir.
İbn-u Mace şu ilavede bulunuyor, "Ben Yezid oğlu Muhammed’ten duydum kendisi Muhammed Ettenafi’nin oğlu Ali şunu söylediğini duymuş Diyor ki "Hadiste geçen idrarın yasaklandığı yıkanma yeri toprak çukurudur. Şimdi ise öyle değildir. Duş zeminleri cas,alçı ve ziftenlıyor idrar su ile giderilebiliniyor. Bundan böyle duşta idrar yapmanın bir sakıncası yoktur. (22)
   Bu arada şunu da hatırlatalım. Klozet denilen alafranga tuvaletlere ayakta olmamak şart ile idrar yapmanın bir mahsuru olmaması gerekir. Fakat bu tuvaletlerde idrar kesesi ve bağırsakların tam boşalmasını sağlayamadığından tercih edilmemeli.
Çömelip oturmayacak olanlar ve diz problemleri olanların, tansiyon problemi olanların  alafranga tuvalet kullanmasında bir mahsur olmadığı gibi faydalı bir şeydir,
Diğer yönden genel tuvalet yerlerdeki klozetlerin cinsel yoldan yayılan hastalıkları bulaştırması bakımından mahzurludur.
 
 2-Ayakta idrar yapmamalıdır.
 
 Özürsüz olarak ayakta idrar yapmak mekruhtur. Bu hususta Peygamberimiz(a.s) şöyle buyurur:
  Hz.Aişe(r.ah) ''Kendisine kuran nazil olmaya başlandığından beri, Resulullah (A.S) ayakta idrar etmemiştir.'' (23) 
 
   Yine İmam Ahmed'in, Tirmizi’nin (1 ci cil 226 cı sayfa),Nesainin (307 nolu hadis) ve ibni Mace nin tahric ettiği hadiste Aişe (r.ah) demiştir ki:
(IX) "Size Nebiyy-i Azam (s.a.s) a ayakta işediğini kim haber verirse inanmayın mutlaka oturarak abdest bozardı." (24)
   Abdullah İbn-u Mesudun (R.A) şöyle rivayet ettiği olmuştur:
( X )"Şüphesiz ki ayakta abdest bozmanda cefadandır'' (25)
 
Hz.Cabirden (R.A):
( XI )Resulullah(s.a.s) ayakta idrar yapmayı yasakladı'' (26)
   Bazı âlimlerde ayakta yapmayı caiz görmüştür ve ayakta idrar yapmaya ruhsat vermişlerdir. Dayandıkları isnat şu hadistir: 
 Hz.Huzeyfe'den (r.a) ''Bir gün peygamber(s.a.s) bir kavmin çöplüğüne vardı ve oraya idrarını yaptı" (27)
 Ayakta idrar yapmayı mekruh gören ulema bu hadisi şerif karşısında şu tevili yapmışlardır:
1- Kadı İyaz’ın beyanına göre Uzun zaman oturan efendimiz in (a.s) idrarı sıkıştırmış ve uzağa gidememiş hemen ayakta idrarını yapmıştır 
2-Resulullah(s.a.s) dizindeki veya belindeki bir hastalıktan dolayı idrarını ayakta yapmıştır.
3-Çöplükte müsait bir yer bulamamıştır. 
4-Bir ihtimalde ayakta idrar yapmanın caiz olduğunu göstermek için yapmıştır.
   Bu Hadis-i Şeriflerden çıkarılan sonuçlara göre ayakta idrar yapmak mekruhtur. Bu mekruhiyet harama yakın olmayıp kerahat-i tenzihiyyedir.(28) 
 
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
İstibra Usulü Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme Dr. Ali Hatay Cep Boy İstibra Usulü Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme Dr. Ali Hatay Cep Boy, İstibra Usulü - Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme - Dr. Ali Hatay - Cep Boy, Gonca kitabevi, konya, elif kitabevi, doktor,istibra nasıl yapılır, istinca nedir, istibra nedir nasıl yapılır, istinka nedir, istibra nedir istibranın anlamı, istinca ve istibra nedir, mekruh nedir, istimna nedir,istibra yöntemleri, istinca nasıl yapılır, nasıl idrar elbiseye, nasıl istibra elbiseye, istibra nedir, istinca nedir, istibra nasil yapilir, istibra ve istinca,,ali hatay hasta odası, dr ali hatay istibra,idrar tahlili, idrar rengi, sık idrar, idrar yolu enfeksiyonu bitkisel tedavi, idrar yolu enfeksiyonu, idrar kaçırma,, idrar yaparken yanma, idrar nedir,idrar nedir kısaca, idrar kesesi nedir, beyaz idrar nedir,, idrar yapısında hangi maddeler bulunur, üreter nedir,,, Gonca Yayınevi, Fıkıh - İlmihal İstibra Usülü Kitabı - Gonca
İstibra Usulü Tıbbi ve İslami Yönünden İdrardan Temizlenme Dr. Ali Hatay Cep Boy

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.