Kıblegah Evler, Nureddin Yıldız

Kıblegah Evler, Nureddin Yıldız

Kategori
Yayınevi
Barkod
Kıblegah Evler Kitabı - Tahlil
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Kıblegâh Evler - Nureddin Yıldız
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Nureddin Yıldız
Editör: Samet Öztürk
Kapak Tasarım: Halil Ermiş
Katagori: Nasihat - Evlilik ve Günlük Hayat Üzerine Öğütler
Sayfa Sayısı: 248
Boyut: 14 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2014
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com 
Huzur ve medeniyetin beşiği evlerimizin mescitlere dönüşmesi için bir rehber.
Huzuru evlerinde bulmak isteyenler için kılavuz.
Ve ‘Evlerinizi kıbleleştirin.’ ayetinin ışığında harika bir namaz-ev kitabı.
Camiden evlere değil; evden camiye, sokağa, şehirlere bir toplum inşası.
Evlerini kıbleleştirmek, evinde mescit inşa etmek isteyenler ve…
Evlerini imanın kalesi yapmak isteyenler için…

Evinin kıymetini en çok kaplumbağalar biliyor. İşte ispatı: Evini sırtında taşıyan başka mahlûk var mı? Yavaş yürümekle
anılmaktan gocunmuyorlar. Onları yavaşlatan kıymetli bir ağırlık çünkü… Bundan güzel bir ağırlık varsa "omuzda bir arkadaşın eli” olabilir. Şimdi çıkıp kira, fatura, yıllık bakım falan denmesin lütfen! Kaplumbağa sırtındaki yükü atsa yaşayabilir mi? O hesap.

Konut değil, evden bahsedeceğiz hatta haneden. Dört duvar, dört sütun demekle iş bitmiyor. Nasıl ki namaz kılmak taşa yönelmekten öteyse eve "kıblegâh” diyen bir kitap da beton elemanlarından bahsedecek değil elbette.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Nureddin Yıldız Hocaefendi’nin Kıblegâh Evler kitabı… Herkesin, özellikle evlenecek gençlerin tabiri caizse yalayıp yutması gereken bir başucu eseri. Hocaefendi’nin diğer kitapları gibi meselelere değinmedeki üslup ve konuyla ilgili diğer kitaplardan farklı olarak sayfa düzeni yönünden de yormayan, bir solukta okunup sonra tekrar edilecek bir kitap.

Önce bir yanlışı hatırlatalım. "İslâm’da Cinsel Hayat/Evlilik ve Mahremiyetleri” veya "Aile Saadeti” gibi kitapları düğün günü evli çiftlere vermenin anlamı yok. Ömründe bir kitabı baştan sona okumayı becerememiş, kitap deyince tüyleri diken diken olan bir insan, düğün günü hediye edilen o kitabı ne yapacak? Gelin kap kacak, damat para pul ile meşgulken kim bakar kitabın yüzüne? Belki öyle bir hediyeden haberi bile olmaz! Daha sonra kendisi için herhangi bir anlam ifade etmeyen sığ, kısıtlı ve sunta kapaklı bir dolapta rutubete mahkûm edilecek canım kitaplar! Tabii muhtevadan habersiz olarak bir nesil yetiştirmek de ayrı bir facia!

Hocaefendi meselelere kendine has yaklaşımıyla ilgisiz birinin bile en azından kulak kabartmasını sağlıyor. Kafası kumda yaşayan insanın dikkatini biraz da olsa çekerek görevini fazlasıyla yapıyor. (Sohbetlerini dinleyenler bilir, konuşmaları net ve anlaşılırdır. Ayrıca yazıya dökülürken pek tashihe ihtiyaç duyulmaz.) Sadece bir örnek olarak "insan ve ev”i aynı manada kullanarak evin zaten yüce olan değerini somutlaştırmış, ona insan mevkiinde bir abonman tahsis etmiştir. Kavramların içini boşaltmada ve anlamını saptırmada hayli mahir olan, tezat kavramlarla zoraki tamlamalar (tesettür defilesi/mayosu, Hızır gibi kredi, pratik namaz) türetip milletin aklını bulandıran, kendi adı bile tezat kavramlardan oluşan "popüler kültür” müsveddesine karşı böyle benzetmeleri aramızda yaygınlaştırarak dilimize kazandırmamız da büyük hizmet olur.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Konusu ev olan bir kitabın ilk üç kelimesi anne, baba ve Haneler Şen Evler kardeş olunca ilerleyen sayfalarda "ev”in aslında bire bir "hane” olduğunu anlıyoruz. (Tam karşılamasa bile İngilizcedeki "house” ve "home” gibi…) İlk kitabı olmamasına rağmen ev ve aile ile ilgili olunca Hocaefendi bu kitabını muhterem babası Hilmi Yıldız ve muhtereme annesi Ayşe Yıldız’a ithaf ederek Prof. Dr. Ünal Emiroğlu’nun da dediği gibi: "Bir evladın anne ve babasına verebileceği en güzel ve en hayırlı hediyeyi vermiş.”

Hocaefendi daha girişte, birçok insanın "O kadar da olur mu?” diyebileceği fakat hafız, hoca ve hatiplere beşik olan "merdiven maksadıyla kullanılan tahta bir sandalyenin dışında hiçbir mobilyanın bulunmadığı, günde bir çeşit yemeğin zor pişirilebildiği, camiyi andıran yarı bodrum bir ev”den bahsediyor ki maddi şartların ne kadar önemli(!) olduğunu anlayalım. Çünkü maddi varlığa fazlaca önem verilen fakat manevi yönden iyi bir aile ortamında yetişmeyen insan, hemen her konunun bağnazı, yobazı olabiliyor. Ya Doğan Cüceloğlu’nun İçimizdeki Çocuk’ta değindiği gibi: "Sağlıksız ortamlarda yetişen kişiler, kendileri yetişkin olunca çocukları adına sağlıksız bir ortam yaratmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Çocuklarının da kendileri gibi sağlıksız yetişmeleri onlar için önemlidir, ancak bu şekilde kendi sağlıksız durumları onlara ‘normal’ gözüküyor.” Ya da "Ben görmedim, bari çocuğum görsün.” saflığıyla yine çocuklarına zulmediyorlar. Biri ifrat, biri tefrit… Orta yolu bulan nadir!
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Modern insan tutulduğu tüketim çılgınlığında evini eşya ile doldurdukça gönlünün ne kadar boşaldığının farkına varmalı. Aldıkça alıyor. Nereye kadar? Ev taştığı zaman ise eşyaları küçültmek fakat yine almak var, asla vazgeçmek yok! Büyük ebatlı yeni dışarı, küçük ebatlı yeni içeri… Eskimesine gerek yok… Tam da Ali Ural’ın Yangın Merdiveni kitabında dediği olay zuhur ediyor: "Mağazaya girince kazağımın eskidiğini fark ediyorum. Pantolonumun rengi birden atıyor, ayakkabılarım su çekmeye başlıyor.” "Bu fanteziye, bu israfa ne para dayanır ne can!” diye her gün feryat eden dedem, gömleğinin yakasını ters yüz edebilecek biri olmadığı için yeni gömlek alırken üzülüyor/çekiniyor. Tamir görmemiş, yamasız elbiseler ve yıllanmamış eşyalar bizi bitirecek! Nitekim eve giren her eşyanın "bir parça huzur”u götürdüğü açık… Önce fazlalıklarımızdan kurtulmalıyız, sonra kaybettiğimiz huzuru Kalamış’ta değil, acilen ve ihtiyaçtan Kâ’be’de -kıblegâh evlerimizdearamak zorundayız. Mutluluk ve huzur, etrafta aradığımız ve fakat burnumuzun üstünde duran gözlüğün iki camı gibi… Ne kadar aciz ve nisyan ile malul olduğumuzu bile bilmiyoruz!

Namaz kılarken Kâ’be’yi görebilenlere ne mutlu… Evini İslâmca tanzim ve tertip edenler de Kâ’be ile aralarındaki mesafelerin kalktığını göreceklerdir. En azından inşaat ustalarının evler sağlam olsun diye gösterdikleri itinayı haneleri sağlam olsun diye göstermeyen eşler, mutluluğu çarşı pazarda ve kahvehanede arayadursun. Franz Kafka, Değişim’de şöyle diyor: "Yılın hemen bütününü mağaza dışında geçiren bir pazarlamacı dedikodulara, rastlantılara ve nedensiz şikâyetlere kolayca kurban gidebilir.” Buna benzer olarak vaktini "orada burada” geçiren bir aile reisinin(!) evi üzerindeki etkisi ne derece ve o evin hâli nice olur, siz düşünün. "Kadınların, limanların gemileri beklemesi gibi erkeklerini beklemeleri”ni istiyorsak ayağımızı ona göre denk alalım!

Hane deyince, ailenin yaşadığı yer anlaşılır. Başına kahve, hasta, çile, ders gibi mesela aile kelimesini getirmeye gerek duymayız. Hâl böyleyken bir aile mensubunun ilk işinin hanesi olmaması düşünülemez. Hanemiz her işimizin bahanesi, her babaya her yol hanesi olmalıdır. Her anne de hanesinde geçirdiği her anı kâr hanesine yazabilir. "Keramet değil, istikamet” isteyen büyüklerimizden mülhem, fazladan mal mülk değil evimizin istikametidir muradımız. İbrahim Tenekeci’nin dediği gibi: "Evime dönmeliyim, kıbleye döner gibi.”

Evlerimizin kıblegâh olmasından bir maksat da içinde Ümmet adına icra edilen faaliyetlerdir. Tavsiye edilen geniş ve ferah bir eve emanetçi olan kişi, evinin bir odasını kütüphaneye ve ibadete/uzlete ayırmalı ve burada hane halkının yetişmesini sağlamalıdır. Evin diğer kısımları da o odayı merkez aldıktan sonra gökyüzünden bakıldığında parıl parıl parlayan bir ev görülecektir. Tabi böyle bir evin Ümmet’in yetişmesi için de bir adres olması kuvvetle muhtemeldir. Sadece hane halkına değil, diğer mü’minlere de kıblegâh bir ev olacaktır.

Evin kıblegâh olabilmesi için elbette kendinin de kıbleye riayet etmesi gerekir. Bunun mesulü de ev emanetçisidir. Evimiz caddeye göreyse, ayağımız kıbleye dönükse ve anten yönü kadar evimizin kıbleyle olan münasebetine dikkat etmiyorsak, görüntü bozulduğunda çatıya bile çıktığımız hâlde sabah namazında sıcak uykumuza kıyamıyorsak vay halimize! Kâğıt Mısır’dan geliyor diye o tarafa ayak uzatmayan ve İslam uğrunda zindanlarda şehit olan bir mübarek İmam’a tâbi iken arkamızın geçici rahatlığı için münasebetsizce kıbleye ayak uzatmak, evimizin kıblegâh ev olmasının önündeki temsilî engellerin en mühimidir.

Elbette din, evin yönüne bile müdahale eder. Müslüman’ın evi de ayete (Yunus Suresi, 87) riayet eder. "Bazı müfessirler ise ‘kıble’ kelimesinin sözlük anlamından yola çıkarak bu ayette, karşılıklı evler yapıp dayanışma içinde bulunmalarının kastedildiği kana atini taşımaktadırlar.” Ev sohbetlerinin dayanağı da bu ayetin bu yorumu olabilir.

Toplumun sürekliliği ve selameti için barınma, yeme-içme ve neslin devamı temelde dikkat edilmesi elzem hususlardır.
Kısa bir süreliğine bile bunların sokakta gerçekleştiğini düşünmek -Allah muhafaza- insanı ürpertiyor. İşte evimiz, tüm bunları çatısı altında toplayarak üzerine düşen vazifeyi hakkıyla ifa etmiş oluyor. Evlerimizden yana bizim üzerimize düşen vazife de onları, temelde örnek almaları ve birer şubesi olmakla iftihar etmeleri gereken Kâ’be-i Muazzama’ya, Hane-i Saadet’e yakın kılmaktır.

Kıblegâh Evler’de sadece ev değil eşler arası ilişki, çocuk yetiştirme (bakımı değil), annelik, babalık, çocukluk vazifeleri gibi birçok konudan bahsediliyor. Ve evlerimizin kıblegâh olabilmesi için bir dolu ipucu…
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Son söz: Kapitalist tuzaklardan sıyrılarak evlerimizi daha sade hâle getirince o sapsade, süslere ihtiyaç duymayan kara taşa (Kâ’be’ye) yakınlaşmamız daha kolaylaşacaktır.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Kıblegah Evler, Nureddin Yıldız Kıblegah Evler, Nureddin Yıldız, Kıblegâh Evler - Nureddin Yıldız,Nureddin Yıldız,tahlil yayınları, nureddin yıldız kimdir, nureddin yıldız kıblegah evler, kitapyurdu, nurettin yıldız kimdir, nureddin yıldız edeb ve amel, nurettin yıldız, sosyal doku,nureddin yıldız kimdir, nureddin yıldız cübbeli, nureddin yıldız sohbetleri, nureddin yıldız vikipedi, nurettin yıldız sohbetleri, nurettin yıldız kimdir, nureddin yıldız ekşi, nureddin yıldız kitapları,ramazan risalesi cübbeli ahmet hoca, 29.mektup ramazan risalesi, ramazan risalesi açıklamalı, ramazan risalesi 1, şükür risalesi, ramazan risalesi dinle, ramazan risalesi bediüzzaman, ramazan risalesi abdullah aymaz,sosyal doku, kitapyurdu, erkam yayınları, nurettin yıldız, şifai şerif tahlil yayınları, tahlil yayınları iletişim, siyer yayınları, nureddin yıldız,, Tahlil Yayınları, Sohbet Vaaz Kıblegah Evler Kitabı - Tahlil
Kıblegah Evler, Nureddin Yıldız

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.