Yeni
Taberi Tefsiri Kuranı Kerimin Türkçe Tefsiri, Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi, Şamua Kağıt 9 Cilt 4872 Sayfa

Taberi Tefsiri Kuranı Kerimin Türkçe Tefsiri, Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi, Şamua Kağıt 9 Cilt 4872 Sayfa

6.000,00 ₺
Aynı gün kargo
Taberi Tefsiri Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran Kur'an-ı Kerim Türkçe Meal Ve Tefsiri, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi 
9 Cilt Şamua Kağıt 17x24 cm Ebat, 4872 Sayfa
İmam Taberi tarafından yazılan Taberi Tefsiri adlı 9 cilt tefsir kitabı nı incelemektesiniz.
9 Cilt Taberi Tefsiri hakkında yorumları oku yup tefsir setinin konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 Yaratan Rabbinin adıyla  oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 Taberi Tefsiri 
 Aziz  Okuyucu,
Allahu Teala’nın insanlara ihsan buyurduğu en son hidayet kaynağı olan kitap, Kur’an-ı Kerim’dir. Bütün insanlığı saadet ve kurtuluşa erdirecek ahkam ancak Kur’an dadır. İnsanlık ne kadar inkişaf etse, yine Kur’an’a  muhtaçtır. Çünkü Kur’an, tükenmez bir ilim, irfan, hikmet, hidayet ve bürhan hazinesidir.
 Hiçbir kimse Kur’an-ın manalarının künhüne vakıf olamaz. Fakat zaman zaman, Kur’an hakikatlerini keşfeden kalpler manevi zevk ve neşe duyarlar.
 İşte bu en mükemmel ve mukaddes bir rehber olan hakikat kaynağını insanlığa anlatmak ve kitabullaha hizmet etmek isteyenler yüzlerce tefsir kitabı te’lif etmişlerdir. Her müfessir, kendi ilmi derecesine göre Kur’anın hakiatlerine tercüman olduğundan çeşitli tefsirler vucuda gelmiş, her biri bir feyz kaynağı olmuştur.
 Kur’an-ı Kerim’in en mükemmel tefsiri yine Kur’an dır. İkinci olarak da Resulu Ekrem Efendimizin hadisleridir. Bu şekilde ayet ve hadislerle ve sahabenin sözlerine dayanarak yapılan tefsirlere rivayet tefsiri denir.
 Zamanımız alimlerinden birisi şöyle demiştir: "Bir alim kendi ilmi derece ve istidadına göre bir tefsir hazırlar. Bunun takriben 50 yıllık ömrü vardır. Ancak bir tefsir vardır ki, hadis, ayet ve sahabe sözleriyle yapılmıştır. Bu tefsirin ömrü kıyamete kadardır. Bunu neşretmek büyük bir hizmettir. Bu tefsir  TEFSİR-İ TABERİ’dir.
 Bu tefsirin yazarı Ebu Cafer Muhammed Bin Cerir et-Taberi, hicri 224 te Taberistan da doğmuş, hicri 310 da Bağdat’ta vefat etmiştir.
 İbn-i Cerir , büyük bir alimdir. Tefsirde, Hadiste, Fıkıhta, Edebiyatta, Tarihte eşsizdir. Hele hele tefsirde emsali yoktur. Bütün İslam alimleri, bunda ittifak etmişlerdir.
 İmam Nevevi (r.a) diyor ki: " Tefsir-i Taberinin bir misli daha tasnif edilmemiştir. Bu hususta ümmet ittifak etmiştir.”
 İmam Suyuti ise: "Tefsir-i Taberi, tefsirlerin en celili, en azimidir. Kendi vadisinde sair tefsirlere faiktir. " demiştir.
 Hasılı Tefsiri Taberi ilmi bir harikadır. Bir kaynaktır. Kendisinden önce yazılan bütün rivayet tefsirlerinden temayuz etmiştir.
 İşte yayınevimiz, böyle bir eseri okuyucusuna arzetmek için, daha önce Kur’an meali ve muhtelif ilmi kitaplar hazırlamış olan ilmine ve irfanına güvendiği hir ikiside ilahiyatçı ve hukukçu olan Kerim Aytekin ve Hasan Karakaya Hocaefendilerle yapılan mutabakat üzerine yıllar süren azimli bir çalışma neticesinde 1996 yılında eserin tercümesi Allah’ın inayetiyle tamamlanmıştır.
 Böyle bir mübarek eseri büyük bir titizlik ve insanüstü gayretle tercüme eden muhterem mütercimlere teşekkür ediyor, eserde varsa yapılan hatalardan dolayı okuyucularımızın affını istirham ediyoruz.
 Bize bu eserin neşrini nasip eden cenabı hakka sonsuz hamd ve şükürlerimizi sunuyor,  in’amının devamını niyaz ediyoruz.   
 Mevlüt KARACA
TEFSİRİN TERCÜMESİ
 Taberi, izah edildiği gibi derin ilmi geniş tedkikleriyle dikkatleri üzerinde toplamış bir alimdir. Yine izah edildiği gibi çok sayıda eseri vardır. Ancak bunlardan Tefsiri ve Tarihi en çok şöhret bulanlarıdır. Bu sebeple ona "Tefsircilerin ve tarihçilerin babası” ünvanı verilmiştir. Biz burada, onun bu büyük eseri hakkında kısaca bilgi verecek ve onu nasıl tercüme etmeye çalıştığımızı belirteceğiz. 
 Bilindiği gibi Tefsirin adı "Camiül Beyan Fi tefsiril Kur’an”dır. " Taberi Tefsiri ” diye şöhret bulmuştur. Bu tefsir uzun süre ortalarda görülmemiş hatta bir ara kaybolduğu sanılmıştır fakat sonra bulunarak baskısı yapımlaş ve okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Bildiğimiz kadarıyla mühim baskılarından biri 1954 yılında, ayetler numaralandırmak sureteyle, "Mustafa el- Babi el-Hualebi” ortaklığı tarafından Mısırda 30 Cüz olarak yapılan baskısıdır. Mısırlı alimlerden iki kardeş olan Ahmed Muhammed Şakir ile Mahmut Muhammed Yekir tarafından tahkik edilip bir haşiye ilavesiyle tahriçli olarak basılmaya başlanmış fakat henüz tamamlanmamıştır.
 Elimizde bulunan ve tercümeye esas aldığımız nüsha ise "Darulfikr (Beyrut) tarafından 1978 tarihinde basılmış 10 Ciltlik nüshadır.
Taberinin Tefsiri, bir rivayet tefsiridir. Taberi bu tefsirinde ayetlerin izahını, önce hadis-i şeriflere sonra sahabe, tabiin ve kendisinden önce gelen alimlerin rivayetlerine dayanarak yapar. Hadis ve sahabe kavlinin bulunmadığı yerlerde, geçmiş alimlerin izah tarzlarını ve görüşlerinin anlatır. Bu deliller de bulunmazsa Arap dili bilgisine dayanarak ayetleri açıklamaya çalışır. Ayrıca kendi görüşünün ve tercihini de beyan eder.
 Tefsirinde İsrailiyata da rastlanmaktadır. Ancak Taberi, ayetlerin izahında geçen bu çeşitli hikayeleri anlatıp geçmekte, onlar üzerinde fazlaca durup yorum ve tercih yapmamaktadır. O, tercihlerini ilmi konularda, çoğunlukla kıraat ve ahkam haberleri üzerinde yapmaktadır. Olayları ve olaylar üzerindeki çeşitli görüş ve rivayetleri de zikretmekte fakat sonunda o konudaki kıssanın öyle veya böyle olmasının bizim için önemli olmadığını söyleyerek sonuca varmaktadır. Mesela, Hz. Ademe, cennette meyvesini yemesi yasak edilen ağacın ne olduğu hususundaki rivayetleri anlatıp "bunun, buğday, incir veya üzüm olduğunu söyleyenler vardır. Fakat Allah Teala gerek Kur’anda gerekse sahih olan sünnette bu ağacı bize bildirmemiştir. O halde o ağacın ne olduğunun bilinmesinde ve ağacın tayinine çalışılmasında bizim için bir fayda yoktur.” diyerek görüşünü beyan etmektedir. Tefsirin ana hatlarıyla özellikleri bunlardır. 
Taberi tefsirinin tercümesine karar vermeden önce nasıl bir çalışma yapacağımızı etraflıca düşündük. Taberi metninin aynen tercümesinin çok uzun olacağı ve yer yer yapılan rivayetlerin, anlatılan kıssaların da okuyucuya bir şey kazandırmayacağı kanaatına vardık. Bu sebeple Taberinin metnini özetlemeye ve zübdesini yapmaya karar verdik. Ancak Bakara suresinin hemen hemen tamamını tercüme ettik ki okuyucu daha başlangıçta tefsirin özelliklerini anlasın. Tefsirin zübdesinin yaparken İsrailiyata kaçan rivayetleri almaktan kaçınmaya çalıştık.
 Taberinin zikrettiği hadislerden, sahih hadis kitaplarında mevcut olanları, kaynaklarını göstererek tahric ettik. Ancak Kütüb-i Tis’ada kaynağını bulamadığımız metinleri almamaya çalıştık. Fakat ayetin izahı bakımından alınmasının gerekli gördüğümüz hadisleri, Taberinin rivayeti olarak aynen tercüme edip aldık.
Çeşitli görüşlerin beyan edildiği izahlarda, görüşleri özetledikten sonra Taberinin tercih ettiği görüşü de mümkün mertebe belirtmeye çalıştık. Bu arada tekrar mahiyetindeki izahları almadık. Ayrıca itikadi yönden Cebiryecilik ifade eden yorumların almaktan kaçınmaya çalıştık.
 Taberinin zikretmediği fakat konu ile ilgili olan diğer ayet ve hadisleri de yer yer tahric ederek aldık.
 Ayrıca surelerin başına, o surelerdeki ahkamın ve kıssaların ve surenin beyan ettiği diğer hususların özeti mahiyetinde, sureyi tanıtıcak bir giriş koyduk.
Böylece "Taberi Tefsirinin zübdesi” diyebileceğimiz bir metin çıktı ortaya. Okuyucuya faydalı olabildiksa ne mutlu bize.
 Bu vesile ile büyük tefsir üstadı İbn-i Cerir et-Taberiye rahmet diliyor, çalışmalarımız esnasında elimizde olmayarak yaptığımız hatalardan dolayı Cenab-ı
Hak’tan affımızı niyaz ediyoruz.
 Hasan KARAKAY
Kerim AYTEKİN
                      ÖNSÖZ 
 Bismillahirrahmanirrahim
 Bu kitap Hicri 306 yılında Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi tarafından hazırlanmıştır.
 
"Hikmetlerinin emsalsizliği akılları mağlup eden, delillerinin inceliği düşünceleri yenen, sanatındaki dehşet ve harikası inkarcılarına mazeret bırakmayan ve delillerinin dilleri kainatın kulaklarına "Allahtan başka hiçbir ilah yoktur.” diye haykıran Allaha hamdolsun. O Allah ki onun, kendisine denk olabilecek ne bir dengi ne kendisine benzeyecek bir benzeri ne de yardımcı olacak bir ortağı vardır. Onun ne çocuğu ne de babası vardır. Onun ne eşi ne de emsali vardır. O, kahredici gücü karşısında zorbaların boyun eğdiği bir Cebbardır. O, izzet ve şerefi karşısında haşmetli Kralların zelil düştüğü, heybeti karşısında bütün heybet ne itaatta teslim olduğu bir azizdir. İşte Aziz ve Celil olan Allah, bu hususta şöyle buyurmuştur: "Göklerde ve yerde olanlar, ister istemez Allaha boyun eğerler.” O Allah öyle bir Allahtır ki, her varlık onun birliğine davet eder. Her hisseden şey, onun varlığını gösterir. Çünkü o, mevcudata ve hissedilen şeylere sanatının damgasını vurmuştur. O damga da eşyada görülen eksilme, artma, acizlik, ihtiyaçlı olma, afetlerin meydana gelmesi ve kesin delil olmaları için gereken hadiselerin birbirlerini takibetmesi gibi nişanelerdir. O Allah ki, kainattaki varlığını ve birliğini gösteren delilerine bir ilave olarak ve kalbleri aydınlatan hüccetlerine bir destek olmak üzere Peygamberler göndermiştir. Peygamberlerini, kulları nezdinde doğruluğu açık olan, akıllarda delili bulunan hükümlerle davetçiler olarak gönderdi ki "Peygamberler geldikten sonra insanların Allaha karşı ileri sürecekleri herhangi bir mazaretleri almasın.” Ayrıca akıl ve ilim sahibi insanlar düşünüp öğüt alsınlar.
 
Alah Teala Peygamberlerini yardımlarıyla destekledi. Onları, doğruluklarının ortaya koyan delillerle, diğer yaratıklarından ayırdı, evet onları, kesin delilerle ve kulları aciz bırakan ayet ve mucizelerle destekledi ki, onlar hakkında herhangi bir kimse "Bu Peygamber de sizin gibi beşerden başka bir şey değildir. Yediklerinizden yer, içtiklerinizden içer. Yemin olsun ki eğer sizin gibi bir beşere itaat ederseniz, o takdirde siz, muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan olursunuz.” demesin. Allah Teala, Peygamberlerden her birine özel meziyetler vererek ve bir kısım ikramlarda bulunarak onları çeşitli rütbelerde ve farklı derecelerde yarattı. Nitekim, bunlar hakkında şöyle buyurmuştur: "İşte bu Peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. " Evet, Peygamberlere verilen dereceler, birbirinden üsten ve farklı derecelerdir. Mesela, Allah Teala, Peygamberlerinden bazılarına, bizzat kendisiyle konuşma ikramında bulunmuş, bazılarını Cebrail ile desteklenmiş ona ölüleri diriltme, sakatları, körleri iyileştirme özelliğinin vermiştir. Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’i de en bol kısmına bahşetmiş, Peygamberlik derecelerinden en büyüğünü tahsis etmiş, onu, sahabileri ve kendisine iman edenleri en çok sayıda olan bir Peygamber kılmıştır. Evet, Allah Teala, Hz. Muhammed’i mükemmel bir davetle ve umumi bir Peygamberlikle göndermiş, onu bizzat himayesine almış ve onu, her inatçı zorbadan ve isyankar Şeytandan, bizzat kendisi korumuştur. Böylece bu Peygamberiyle dini ortaya çıkarmış, karanlık yolları aydınlatmış, hakkın nişane ve işaretlerini gereken yerlere dikmiş, şirkin meş’ale ve fenerlerini söndürmüş ve onunla batılın başını ezmiş sapıklığı, şeytanın tuzaklarını, putlara ve heykellere tapmayı ortandan kaldırmıştır.
 
Allah Teala, Peygamberini öyle bir delille (Kur’anla) desteklemiştir ki bu delil, kıyamete kadar baki, zamanın değişmesiyle değişmeyen, her süre geçtikçe aydınığı daha da artan bir delildir. Evet, Allah Teala, diğer Peygamberlerden  bazıları zorbalar tarafından mağlup edilmiş, bazıları isyankar ümmetleri tarafından zelil düşürülmüş, böylece kendileri gittikten sonra izleri silinmiş ve adları anılmaz olmuştur. Diğer bir kısım Peygamberler de, sadece bir kavme veya bir topluğu yahut zamanında yaşayan insanlara peygamber olarak gönderilmiştir Halbuki bizim Peygamberimizi bütün varlıklara Peygamber olarak göndermiştir ve kendisinden sonra bir daha Peygamber gelmeyecektir. Bize böyle bir Peygamberi tasdik etme ikramında bulunan, bizi ona uyma şerefine eriştiren ve bu Peygambere ve getirdiklerine iman etmeyi bize nasibeden Allah’a hamdolsun. Ey Allah’ım, sen o Peygambere en güzel salatınla salat ve en üstün selamınla selam ve en mükemmel tahiyyatınla tahiyyat eyle! 
 
Yazar: İmam Taberi
Türkçe Tercüme: Kerim Aytekin, Hasan Karakaya, Mevlüt Karaca 
Kağıt  Cilt: Sarı Şamua kağıt, Bez ciltli, 9 cilt takım, Kutulu
Sayfa Sayısı 17x24 cm
Kategori: Kuran Tefsiri
Sayfa Sayısı: 4872
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Kağıt
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Taberi Tefsiri Kuranı Kerimin Türkçe Tefsiri, Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi, Şamua Kağıt 9 Cilt 4872 Sayfa Taberi Tefsiri Kuranı Kerimin Türkçe Tefsiri, Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi, Şamua Kağıt 9 Cilt 4872 Sayfa, Taberi Tefsiri Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran Kur'an-ı Kerim Türkçe Meal Ve Tefsiri Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi hisar yayınları satış sipariş, Hisar Yayınevi, Tefsir tercüme hasan karakaya, kerim aytekin, mevlüt karaca, hisar
Taberi Tefsiri Kuranı Kerimin Türkçe Tefsiri, Camiul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Ebu Cafer Muhammed İbni Cerir Et Taberi, Şamua Kağıt 9 Cilt 4872 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.