Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali, Prof. Dr. Hamdi Döndüren Büyük Boy Ciltli
Kategori
Yayınevi
Barkod
Ticaret ve İktisat İlmihali Kitabı, Erkam Yayınları
Yazar
Vitrin Katagorisi
716,80 ₺
Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali - Prof. Dr. Hamdi Döndüren
-17x24 cm Ebat - Ciltli - 728 Sayfa - 1. Hamur Kağıt
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Prof. Dr. Hamdi Döndüren / Bursa Uludağ Ünv. İlahiyat Fak. İslam Hukuku Kürsüsü Öğretim Üyesi
Katagori: İlmihal - Fıkıh - Ticaret - İktisat
Sayfa Sayısı: 728
Boyut: 17x 24 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2014
Kapak Türü: Ciltli
Kağıt Türü: 1. Hamur Kağıt
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Ticaret ve İktisat İlmihali Müslümanın nereden kazanıp nereye harcadığı önemlidir. Çünkü insan ömrü bu iki uç arasında geçmekte... Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali, başta alışveriş olmak üzere İslam'ın iktisadî ve ticarî hayata dair çizdiği çerçeveyi, ana hatlarıyla öğrenebileceğiniz ve bu günkü iktisadi faaliyetlere dair merak ettiğiniz konuları da bulabileceğiniz bir başvuru kaynağı...
İslam bir konuda açık bir hüküm ortaya koyunca, bu hüküm mü'minler için bağlayıcı olur. Bu bir emir olabileceği gibi bir yasak da olabilir. İbadetle ilgili olabileceği gibi, ticaret, iktisat, evlenme, boşanma gibi günlük muamelelere ait de olabilir. Artık İslam'ın çözüm getirdiği veya açık yasak koyduğu bir konuda mü'minlere başka bir alternatif üretme veya tercih yapma hakkı da bulunmaz. Çünkü vahiy ve sünnet sosyal problemleri kökenine inerek çözer ve toplumda tabii dengeleri kurar.
Allah Teala şöyle buyurur:
"Rabbine yemin olsun ki, aralarındaki anlaşmazlıklarda seni hakem seçip sonra da verdiğin hükme içlerinde bir sıkıntı duymadan tam olarak boyun eğmedikçe, iman etmiş olamazlar.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Prof. Dr. Hamdi Döndüren'le "Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali" Üzerine Konuştuk... "Toplum, Sistemi İslam'a Göre Sorguluyor"
- Bir İslam hukukçusu olarak Türkiye vasatını, toplum-İslam-sistem ilişkisi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
DÖNDÜREN: Türk toplumunun kahir çoğunluğu müslümandır. İman esasları tek tek sorgulandığında "inkarcı" sayılanların çok azınlıkta kalacağında şüphe yoktur. Ancak toplum bilgi, ibadet ve amel bakımından zaafa uğramıştır.
Devlet sistem bazında kendisini dinden soyutlamış bir görüntü sergilerken, anayasal bir kuruluş haline getirdiği "Diyanet İşleri Başkanlığı" eliyle toplumu yalnız "İman, ibadet ve ahlak" konularında aydınlatmayı üstlenmiştir. Din ve vicdan özgürlüğü yalnız namaz, oruç ve hac ibadetlerini serbestçe yapabilme şeklinde algılanmıştır. Bu arada İslam'ın zekat, öşür, vakıflar, şirket, para ve finans piyasası, gibi toplumda servet dağılımını adaletli bir şekilde dengelemeye yönelik ilkeleri gözardı edilmiştir. Tarihte zekat, vakıf gibi hayır ve yardımlaşma kurumlarının üstlendiği "eğitim ve sağlık hizmetleri"ni devlet kendisi üstlenmekle ağır bir yükün altına girmiştir. Kısaca sistem bazında devlet-toplum uzlaşması ve kaynaşmasından korkulmaması gerekir. Bu uzlaşma sağlanınca belediye hizmetleri, yol ve köprü yapımı, hatta baraj inşası gibi hizmetler bir ibadet şevki ve neş'esi içinde yapılmaya başlanır. Devlet, üstesinden gelemeyeceği büyük işleri omuzlamak zorunda kalmaz.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
- İslam hangi boyutlarıyla yaşanıyor? Yaşanamamasının sebepleri nelerdir? Ne tür sosyo-ekonomik sonuçlar ortaya çıkıyor?
DÖNDÜREN: Ülkemizde İslam ibadetler ve bir ölçüde de ahlak boyutuyla yaşanıyor. İslam toplumunun varlığı ve uyması gereken ilkeler dikkate alınmadan kapitalizmi uygulayan batı ülkelerinden ticarî ve iktisadî alanları düzenleyen mevzuatların aynen alınması toplumu "helal lokma" arayışından uzaklaştırmıştır. Faizli kredi kuruluşları en büyük sanayi kuruluşlarından en küçük tüketici muamelelerinin finansmanına kadar her alana el atmıştır. Bu yüzden çeşitli ticaret kuruluşları ve taahhüt işi yapan firmalar müşteri ile muhatap olmak yerine, "satış veya hizmet bedeli" ni bankadan alarak, müşteri ile bankayı muhatap yapmaktadır. Tabii ki, tüccar ve müteahhidin karına ek olarak, bankanın da aylık faiz oranları maliyete eklenmektedir. Bunu evlere doğal gaz boru hattı çekilmesinden, esnaf ve tüccarın "tüketici kredisi" veya "kredi kartı" kullandırmasına kadar bir çok alanda görmek mümkündür.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Devletin ekonomide tercihini kapitalizm yönünde yapması gerçekte toplum yararına olduğunda şüphe bulunmayan islamî bir ticaret ve ekonomik yapının oluşmasını engellemiştir. Ancak müslüman müteşebbislerin bu konuda bilgilenerek alternatif olabilen, daha cazip mal ve hizmet sunan kuruluşları oluşturmaları gerekir.
- İslam'ın "muamelat" bölümünden dışlanması sonucu, toplum İslam hukukuna mesele danışma özelliğini yitirdi mi? Bu konudaki tesbitleriniz nelerdir? Size toplumdan sorular geliyor mu? Muamelata dair gelen sorular daha çok hangi alanlarda yoğunlaşıyor?
DÖNDÜREN: Toplum; aile, miras, ticarî, iktisadî ve malî konularda çeyrek yüzyıl önce daha duyarsızdı. Günümüzde, bu konuların da islamî sorgulaması yapılmaya başlanmıştır. Bir kısım müslümanlar statükoyu koruyarak önlerinde hazır buldukları muamelelere herhangi bir iç huzursuzluğu duymadan uymakta, bir bölümü bunları uygularken, inanç ve değer yargılarıyla çelişenler için üzüntü duymakta, başka bir bölümü ise bilgilenmediği konuları ehlinden sorarak, İslam'a uygun bir "helal kazanç yolu" izlemeye çalışmaktadır. Son yıllarda ticarî ve iktisadî konularda İslam'ın ilkelerini öğrenmekle ve işlerini buna göre düzenlemek isteyenler çoğalmıştır. Ancak bununla, günümüzdeki ticarî hayatla, İslam'ın öngördüğü hayat arasında uçurum var demek istemiyoruz. İslam ticarî hayatta ferde ve topluma zarar verebilecek bazı noktalara müdahale etmiş, yasaklar getirmiş ya da düzenlemeler yapmıştır. Faiz, karaborsacılık, aşırı kar, yalan, hile, malın ayıbını gizleme, ayıplı mal üretme gibi hususların yasaklanması, bunun da dışında piyasanın serbest rekabete açık bırakılması, islam toplumunu sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşturmaya elverişlidir.
Bize evlenme, boşanma, miras gibi konularda sorular geldiği gibi özellikle esnaf ve tüccardan vade farkı, kar haddi, enflasyonun yol açtığı sıkıntılar, faiz, İslam'ın yasakladığı maddelerin üretim ve ticareti gibi konularda sorular daha çokça sorulmaktadır. Bunlarla ilgili açıklamalar hizmetinize sunulan "Delilleriyle Ticaret ve İktisat İLMİHALİ" addı eserimizde yer almıştır.
- Yeni hazırladığınız "Delilleriyle Ticaret ve İktisat İLMİHALİ" bugünkü şartlarla hangi ihtiyacı karşılayacaktır?
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
DÖNDÜREN: Cenab-ı Hakk'ın te'lifini nasip ettiği "Delilleriyle Ticaret ve İktisat İLMİHALİ", "muamelatın ticari ve iktisadi nitelikli konularının önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Teorik olarak akit çeşitleri de bu cilde girmiştir. Bu yüzden alışveriş, faiz, şirket, İslam bankacılığı, para - kredi, enflasyon gibi konular yanında, ticarete yardımcı olan vekalet, kefalet, ipotek, rehin, icra, iflas, taksim gibi konular da yer almıştır.
Diğer yandan kiracı ev sahibi arasındaki sorunlar, işçi ve işverenle ilgili hak ve sorumluluklar da incelenmiştir. Eserin son bölümünde uygulamanın içinde bulunan okuyuculardan gelen çeşitli sorular cevaplanarak, önemli bazı konuların daha kolay anlaşılması amaçlanmıştır.
Eser, günümüzde "helal kazanç" arzulayan mü'minlere bir rehber vazifesi görebilir. Bir islam toplumunun inanç ve mukaddes değer yargıları yönünde günlük muamelelere şekil verme hakkı vardır. Bu din ve vicdan özgürlüğünün gereğidir. Bu konuda bir takım "tabuların aşılarak, müteşebbislerin önünün açılmasını isteme hakları vardır. Bizim toplumumuz İslam'daki adı "Mudarabe" olan "Emek-Sermaye" ortaklığının Avrupa'ya "Commenda", ABD'ye "Venture Capital" gibi başka adlarla geçerek, yalnız sermayenin rizikoya sokulduğu bir ekonomik modelle, faizli finansman karşısında güçlü bir alternatif oluşturduğundan habersizdir. Bilgisayar sektörü başta olmak üzere ileri teknolojiyi iten bir güç olarak kabul edilen venture capital, ABD'de faizli kredi kullanımını %10'lara kadar düşürmüştür. Türkiye'de ise faizli kredi kullanımı %90'ın üstündedir. Eserde bu gibi alternatif konulara da yer verilmiştir.
- Kıtabınızı okuyuculara sunarken, herhangi bir mesajınız olacak mı?
DÖNDÜREN: Eser hazırlanırken Hanefi mezhebi esas alınmakla birlikte, diğer mezheplerin de farklı görüşlerine yer verilmiş, bununla İslam'ın bazı prensiplerinin alternatifli oluşuna dikkat çekilmek istenmiştir. Çünkü mezhep müctehitleri arasında ihtilaflı olan bir konunun dayandığı delil; rivayet ya da anlam bakımından yoruma açıktır. Ancak çeşitli görüşler arasında okuyucu tercih yapabilecek bir durumda değilse, bunu ehlinden sorarak amel etmelidir.
Diğer yandan ticarî ve iktisadî konular mal, mülk, servet ve maddî menfaatlerle ilgili bulunduğu için mü'minin aşırı maddeci davranması ve her konuyu kendi yararı açısından değerlendirmesi onu "egoist" durumuna dü?ürebilir. Ruhsat ve azimet gerektiren durumlarda her ne kadar ruhsatla amel etmek caiz ise de azimeti tercih etmeye çalışmak, şüpheli olan şeylerden sakınmak, kendi zararına bile olsa doğruluktan ayrılmamak, kanaatkar olmak, tamahkar olmamak mü'minin şiarı olmalıdır. Mesela; ticari amaçla ödünç isteyene altın veya döviz olarak ödünç para vermek her ne kadar caiz bir muamele ise de; hastalık, kaza, işini kaybetme gibi bir sıkıntı yüzünden borç para isteyene borcu "kağıt para olarak" vermeyi tercih etmelidir. Yine ödeme gücü olduğu halde borcunu vadesinde "ödemeyenle, işleri bozulduğu ve ödeme gücünü kaybettiği için borcunu geciktirmek zorunda kalan arasında ayırım yapmak, mü'mini olayları kendi şartları içinde değerlendirmeye sevk etmelidir.
Eserde ana esasların dayandığı deliller genel olarak zikredilmiş olup, bununla okuyucuya delillerin kuvvetli olanı ile zayıf olanını değerlendirme imkanı verilmek istenmiştir.
Diğer yandan her ne kadar fetva kapsamına girse de mü'minin bazı durumlarda "takva" yönünü tercih etmesi de şiarı olmalıdır. Nitekim Allah'ın Resulü şöyle buyurmuştur:
"Her ne kadar sana müftîler fetva verse de bir de kalbine danış" Mü'min doğruyu arayıp bulmada ferasetli davranır. Hadiste; "Mü'minin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah'ın nuru ile bakar." buyurulur. Ancak mü'minin gerek gönül yoluyla ve gerekse ferasetiyle gerçeğe ulaşması, "bilgilenme" yoluyla kolaylaşır. Çünkü Allah elçisi şöyle buyurmuştur:
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
"Allah bir kimse hakkında hayır murad ederse, onu dinde fakih kılar, yani ona şer'î hükümleri, emir ve yasakları, helal ve haramı bilme yeteneği verir."
Günümüzde toplumun kulaktan dolma bilgilerle değil vahiy ve sünnet kökenleriyle açıklanan ilkeleri inceleyerek şuurlu bir şekilde amel emesi beklenir. Çünkü pozitif bilimlerle yoğrulan beyinlerin islamî esasları da laboratuvar incelemesine tabi tutmak istemesi haklarıdır. İslam evrensel bir dindir, onu araştıran gerçeğe ulaşır.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Tavsiye Ürünler
