El Edebül Müfred Tercüme Ve Şerhi, İmam Buhari, Mehmet Yaşar Kandemir, 2 Cilt Takım, Deri Tipi Cilt
Allah Teâlâ bizim rehberimize Kur'ân-ı Kerîm adında bir el kitabı
gönderdi. Rehberimiz Efendimiz de sözleri ve hayat tarzıyla bu kitabı ümmetine
açıklayıp tefsir etti. Adına hadîs-i şerîf denen bu açıklamalar ashâb-ı kiramı
tarafından hem yazıldı, hem de ezberlendi.
Daha birinci ve ikinci yüzyıldan itibaren hadis âlimleri
Peygamber Efendimizin hadîs-i şerîflerini kitaplaştırmaya
başladılar.
Hicretin üçüncü yüzyılında İmâm Buhârî adında büyük bir hadis
âlimi yetişti. Bu büyük âlim binlerce, on binlerce hadisin arasından
en sağlam rivayetleri bir araya getirdi ve bu eserine Sahîh-i Buhârî adını
verdi. İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğu, bu hadis kitabını,
Kur'ân-ı Kerîm'den sonra en güvenilir kitap olarak kabul
ettiler.
İmâm Buhari bu ümmete güzel bir hizmet daha yaptı. Peygamber
Efendimiz'in ahlâka dâir hadislerini, el Edebül müfred adıyla
bir araya getirdi. İşte elinizdeki bu kitap, söz konusu eserin
Türkçe tercümesi ve çok kısa açıklamasıdır.
Bizler, Allah'ın kitabından sonra en büyük servetimiz olan hadîs-i
şerîfleri, en güzel ve en anlaşılır ifâdelerle tercüme etmek
zorundayız. Çünkü hadîs-i şerifler konusunda yeteri kadar
bilgisi olmayan ve Fahr-i Cihan Efendimiz'i gerektiği şekilde tanımayan
birinin, bozuk ifâdelerle tercüme edilmiş bir hadis kitabını okumaya
başlayıp da: "Peygamber sözü diye övdükleri hadisler de
bunlar mıymış" diye dudak bükmesi, hangimizin gönlünü yaralamaz, hangi
Müslümanın kalbini kanatmaz.
Gerçekten de bazen öyle kötü tercüme edilmiş hadis
kitapları görüyoruz ki, Nebîler Sultânı Efendimiz'e söz getirecek
korkusuyla, keşke bu eser böyle tercüme edilmeseydi diye
hayıflanıyoruz. el-Edebü'l-müfred işte bu hassasiyetle tercüme
ve şerh edilmeye çalışıldı.
Bu eseri hazırlarken nelerin gözetildiği, aşağıda, el-Edebü'l-müfred'i
tanıttığımız kısımda, "el-Edebü'l-müfred"i Tercüme ve Şerhini
Hazırlarken Dikkate Alınan Hususlar" başlığı altında zikredildi.
Şimdi de, bu eserin gün ışığına çıkmasında değerli katkıları olan kıymetli
kardeşlerime teşekkür etmeliyim.
el-Edebü'l-müfred'i tercüme ve kısaca şerh etmeye
başlamamın da hoş bir hikâyesi var. Önce, İslâmî ilimlerin hadimlerinden olup
Gaziantep'te talebe yetiştirmeye devam eden Bahri Kılıç Hocaefendi, bendenizden
bu yönde bir talepte bulundu. Bu fikri sevgili kardeşim Nureddin Yıldıza
açtığım zaman hayretini gizlemedi ve bir tevâfuktan söz etti. Eseri benim tercüme
etmem yönünde kendisine müracaat edenler olduğunu, kendisinin de
onlara: "Gidin, bu isteğinizi hocaya söyleyin!" dediğini anlattı.
İşte bu aziz kardeşlerimin talepleri el-Edebü'l-müfred Tercüme ve Şerhi'nin
hazırlanmasına vesile oldu. Hepsine, şahsıma olan teveccühlerinden dolayı
teşekkürlerimi arz ederim.
el-Edebü'l-müfred'i tamamladıktan sonra kıymetli kardeşlerim
Prof. Dr. Metin Yurdagür ve Yrd. Doç. Dr. Halit Zavalsız'a kitabımı okuyup
tenkid ve tashihlerini lütfetmelerini rica ettim. Onlar da himmetlerini esirgemediler.
Arapça üstadı olan sevgili talebem ve arkadaşım Halit Zavalsız'ın, hadis
metinlerinin sıhhatli bir şekilde harekelenmesinde de büyük gayreti oldu. Her
iki ilim adamımıza da teşekkürlerimi sunarım.
Ümmet-i Muhammed'in, dinlerini sağlıklı bir şekilde öğrenmesi için pek değerli
hizmetler sunan sevgili kardeşim ve aziz dostum Nureddin Yıldız Hocaefendiye
özellikle teşekkür etmek istiyorum. Çünkü o, insanımıza daha çok hadis okutmak
arzusuyla bu kitabı nasıl hazırlamamız gerektiği konusunda
bendenizle kanaatlerini paylaştı. Kitabın ilk 100 hadisini
çeşitli kültür seviyesindeki kardeşlerimize okuttu ve onların görüşlerini aldı.
Kitap tamamlandıktan sonra da onu muhtelif insanlara okutmaya
ve tenkitlerini almaya devam etti. Bu hizmet ve himmetlerin yanında, eserin
huzurunuza en güzel bir görünümle çıkması için de ciddî şekilde gayret
gösterdi. Allah hem ondan, hem de bu yönde emeği geçen bütün kardeşlerimden
razı olsun.
Son olarak kitabın fihristlerini de hazırlayan sevgili editörümüz
Sadullah Yıldız, yayın müdürümüz Bilal Baş, kitabın
iç tasarımını yapan Şaban Muslu kardeşlerime teşekkür ederim. el-Edebü'l-müfred'i
okuyup, onu hazırlayanlara dua eden din kardeşlerime de iki cihan
saadeti niyaz ederim.
Mehmet Yaşar Kandemir/ Üsküdar
EL-EDEBÜ'L-MÜFRED
İmâm Buhârî bu eserde özellikle ahlâk hadislerini topladı ve
ona "her Müslüman ferdi ilgilendiren ahlâk hadisleri"
anlamında el-Edebü'l-müfred adını verdi.
Esasen Sahîh-i Buhârî'de de edeb ve ahlâk bölümü (Kitâbü'l-Edeb)
yer almakta, orada tekrarlarıyla birlikte 249 ahlâk hadisi bulunmaktadır. Bu
eser ise, tekrarlarıyla birlikte 1322 ahlâk hadisinden oluşmaktadır.
Bu Kitabı Niçin Hazırladı?
İmâm Buhârî, Müslüman halka Peygamber ahlâkını öğretmek istedi.
Çünkü Peygamber ahlâkı, onların dünyada mutlu olmalarını ve âhireti kazanmalarını
sağlayacaktı. Bunun için de inançla, ibâdetle, insan haklarıyla, zühd ve takva
ile, dua ve zikirle, âhiretle, Peygamber Efendimiz'in çeşitli halleriyle ve
daha başka hususlarla ilgili ahlâk hadislerini derleyerek bu eseri meydana
getirdi.
Bu ünlü hadis âlimi, sadece Server-i Enbiyâ Efendimiz'in hadîs-i şerîf-leriyle
yetinmedi. Resûl-i Kibriya'nın talebeleri olan ashâb-ı güzînin ve ashabın
talebeleri olan tabiîn büyüklerinin söz, tavsiye ve uygulamalarından da
faydalandı ve böylece bize ne muazzam bir hazîneye sahip olduğumuzu gösterdi.
el-Edebü'l-müfred deki hadislerin 939'u Peygamber Efendimiz'in sözüdür (yani
merfû rivayetlerdir); 383'ü ise sahabe ve tabiîn efendilerimizin sözleridir
(yani mevkuf ve maktu rivayetlerdir).
İmâm Buhârî, ahlâkla ilgili hadislerin
hayatın her yönünü kapsadığını göstermek için, topladığı 1322 hadisi, 644 konu
başlığı altında topladı; hatta birçok defa bir hadis için bile
bir konu başlığı açtı.
el-Edebü' l-müfred'de Zayıf Hadis Var mı?
Her şeyden önce bu hadisleri derleyenin, İmâm Buhârî gibi bir
muhaddisler sultânı olduğu unutulmamalıdır. Onun güvenilmeyecek hadisleri böyle
bir esere almayacağı bilinmelidir. Bu kitapta, hadis ilmiyle meşgul olan
bazılarının zayıf diye nitelediği hadisler vardır. Bunlar daha ziyâde sahabe ve
tabiîn sözlerinde olup 215 tanedir. Ancak zayıf olduğu söylenen bu hadisler, sahih
hadislere kesinlikle ters düşmeyen rivayetlerdir.
Aslına bakarsanız, hemen bütün muhaddisler, ahlâk ve zühd konusundaki kitaplarına,
âdâb ve faziletli amellere dair zayıf hadisleri almakta bir
sakınca görmemişlerdir. Çünkü zayıf hadis, hadis diye
uydurulmuş (mevzu) sözlerden değildir. Zayıf hadisler de Peygamber Efendimiz'in
sözüdür.
el-Edebü'l-müfred'in Tercüme ve Şerhini Hazırlarken Dikkate Alınan
Hususlar
Hadislerin metin
ve tercümelerinde, okuyucuyu isim zincirleriyle bunaltmamak için, sahabe
dışındaki râvilerin adları zikredilmedi.
- Şayet bir hadis birbiri
ardısıra veya birkaç hadis sonra tekrar zikrediliyorsa, yine okuyucuyu
usandırmamak için, hadisin metni aynen verilmekle beraber, tercümesi
tekrar verilmedi; fakat "Bu hadis, bir önceki hadisin (veya falan
numaralı hadisin) aynıdır." gibi bir ifâdeyle geçtiği yere işaret
edildi.
- Okuyucunun daha çok hadis
okuyabilmesi için, her hadis en fazla beş satırla açıklandı ve buna büyük
ölçüde uyuldu.
- Bazı okuyucular,
hadislerde temas edilen konuları maddeler halinde görmek istediği için,
hemen her hadisten sonra, o hadisten çıkarılan sonuçlar "Hadislerden
Öğrendiklerimiz" başlığı altında yazıldı.
- Talebelerin daha kolay
anlaması ve zevkle okuması için, hadislerin Arapça metinleri
paragraflar halinde verildi.
* Hadislerin râvileri ilk geçtiği yerde kısaca tanıtıldı.
- el-Edebü'l-müfred"in çoğu baskılarında, Muhammed Fuâd Abdülbâki'nin neşri ve onun numaralama sistemi esas alınmıştır. Hadislere yapılacak atıflarda bir farklılık olmaması için, biz de bu neşri esas aldık. O neşirde bazı mükerrer rivayetler ( م) şeklinde gösterildiği ve ayrıca numara verilmediği için, biz de onları [mükerrer] diye gösterdik.
- Hadislerin
kaynakları verilirken, şayet bir hadis Sahîh-i Buhârî ve
Sahîh-i Müslim'de varsa, onlarla yetinildi. Tercüme
edilen hadis Sahîhâyn den birinde ve Kütüb-i Sitte'nin bazı kitaplarında
varsa, sadece onlar veya onlardan bir ikisi zikredildi. Bir hadis
Kütüb-i Sitte'de bulunmayıp İmâm Buhârî'den
önceki kaynaklarda varsa, bu kaynakların da gösterilmesine çalışıldı.
Zaman zaman daha sonra kaleme alınan güvenilir bazı hadis
kitapları da kaynak olarak gösterildi. Esasen İmâm Buhârî
bir hadisi el-Edebü'l-müfred'e almışsa, başka kaynak
aramaya gerek yoktu. Bununla birlikte yaygın olan hadislerin
kaynağını gösterme usûlü büsbütün dışlanmadı.
Buhârî, el-Edebü'l-müfred (nşr. Ali Abdülbâsit Mezîd-Ali Abdülmak-sûd Rıdvan), Kahire 1423/2003.
Fadlullah el-Cîlânî, Fadlullâhi's-samed (I—II, nşr. Ahmed Şemseddîn), Beyrut 2009.
Elbânî, Şerhu Sahihi'l-Edebi'l-müfred (I-III, nşr. Hüseyin ibni Avde el-Avâyişe), Beyrut 1423/2003.
Muhammed Lokman es-Selefî, Reşşü'l-bered Şerhu'l-Edebi'l-müf-red, Riyad 1428.
Muhammed İlyâs el-Bârebenkvî, el-Edebü'l-müfred el-Câmi'u li'l-âdâbi'n-nebeviyye, Dımaşk-Beyrut, 1432/2011.
Zeyd ibni Muhammed ibni Hâdî el-Medhalî, Aunü'l-ahadi's-samed Şerhu'l-Edebi'l-müfred, I-III, Kahire-Cidde 1436/2015