Suya Düşen Kan, Bir Ehli Beyt Romanı, Harun Tokak

Suya Düşen Kan, Bir Ehli Beyt Romanı, Harun Tokak

Kategori
Yayınevi
Barkod
Ehli Beyt Kerbela Kitabı
Vitrin Katagorisi
Aynı gün kargo
Suya Düşen Kan - Bir Ehl-i Beyt Romanı - Harun Tokak
"Hazreti Adem, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Fatıma ve Zeynü’l Abidin…
Bu beş insan, tarihte herkesten çok ağlamıştır. Hazreti Adem, cennetten çıkarıldıktan sonra o kadar çok
ağladı ki gözyaşları yüzünde iz bıraktı. Hazreti Yakub, oğlu Yusuf’a o kadar ağladı ki, gözlerini kaybetti. Bu yüzden Hazreti Yakub’a şöyle dediler: "Ey Yakub! Sen o kadar Yusuf’u düşünüp ağlıyorsun ki ağlamakla helak olacaksın.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Harun Tokak
Editör: Hande Ekşioğlu
Kapak Tasarım: Ali Bıyıklı
Katagori: Roman - Kerbela - Ehl-i Beyt
Sayfa Sayısı: 392
Boyut: 14 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi:  2014
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Hazreti Adem, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Fatıma ve Zeynü’l Abidin…
Bu beş insan, tarihte herkesten çok ağlamıştır. Hazreti Adem, cennetten çıkarıldıktan sonra o kadar çok
ağladı ki gözyaşları yüzünde iz bıraktı. Hazreti Yakub, oğlu Yusuf’a o kadar ağladı ki, gözlerini kaybetti. Bu yüzden Hazreti Yakub’a şöyle dediler: "Ey Yakub! Sen o kadar Yusuf’u düşünüp ağlıyorsun ki ağlamakla helak olacaksın.”SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Hazreti Yusuf da babası Yakub’dan uzak kaldığı için okadar ağladı ki, hapiste olanlar rahatsız oldular ve şöyle dediler: "Ey Yusuf! Ya geceleri ağla gündüzleri sus veya gündüzleri ağla geceleri sus!”
Hazreti Yusuf geceleri veya gündüzleri ağlama hususunda onlarla anlaştı. Hazreti Fatımatü’z Zehra da babasından sonra o kadar çok ağladı ki, Medine halkı rahatsız oldular ve: "Ey Peygamber’in
kızı! Gece gündüz ağlaman bizde derman bırakmıyor ki iş yapalım” dediler. Hazreti Fatıma, babasının
firakına ancak altı ay dayanabildi.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
İmam Zeyn’ül-Abidin de kırk yıl boyunca Kerbela için
gözyaşı döktü. Önüne yemek bıraktıklarında ağlıyordu, kendisine su getirdiklerinde ağlıyordu…
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bir gün yakınlarından birisi, "Ağlamanızla kendinizi helak edeceğinizden korkuyorum!” deyince şöyle dedi:
"Ben üzüntü ve kederimi Allah’a şikayet ediyorum. Ben bir takım şeyler biliyorum ki sizler bilmiyorsunuz. Ben Kerbela’yı hatırladığımda hıçkırıklar boğazımı sıkıyor..
Suya düşen kan
Gece...Muharrem'in onuncu gecesi...Gün boyunca bağrı kızan çöl, ay ve yıldızların şavkında parlıyor.

Aydınlık çölde nazlı nazlı akıyor Fırat. Fırat'ın ay ışığı vurmuş sularından yükselen bir havar türküsünü dinliyor Kerbela toprakları.

Fırat'ın yanık sesi duyuluyor sabaha değin. Fırat ağlıyor, Fırat hıçkırıyor, Fırat feryat ediyor;

"Fırat'ım ben... Fırat'ım ben... Ciğerleri yanan Ehl-i Bey'te bir yudum su veremedikten sonra bunca suyu ne edeyim ben."

Gece...

Muharrem'in onuncu gecesi...

Çöl yanıyor...

Kerbela'da gam ve bela kol kola yürüyor, Kerbela'da kumlarla birlikte güller de yanıyor.

Kerbela'da kumlar aleve sarıyor...

Gül dudaklar kuruyor, çadırlar yanıyor, çocuklar yanıyor...

Çadırlardaki susuz çocuklar Fırat'ın aydınlık şırıltılarını duyuyor.

Kulaklara dolan şırıltılar anaların yüreklerini yakıyor.

Bir yudum suya, bir yudum sevgiye hasret Ehl-i Beyt yanıyor, Alem-i İslam'ın kalbi yanıyor.

"Su! Su!" diye inleyen çocuklara can dayanmıyor.

O gece gazap toprağı oluyor Kerbela. İnsanlıktan uzak bir yerde, Kerbela'da kader bir havar çığlığı gibi örüyor Ehl-i Beyt'in hayatını.

Fırat buz gibi akıyor ama yanı başında sevgiye hasret bir demet gül yanıyor.

Kıvrılarak, ağlayarak, hıçkırarak, çığlık çığlığa, en hazin şırıltılarla akıyor, akıyor Fırat.

İslam Alemi'nin cesarette, cömertlikte, fedakarlıkta, ilim ve takvada ideali olan Ehl-i Beyt'in evlatları yanıyor.

Gece...

Muharrem'in onuncu gecesi...

Gün boyunca çöle inen sıcaklıkla sabaha değin kumlardan alev fışkırıyor.

Ehl-i Beyt nefes almakta zorlanıyor.

Hz. Hüseyin(ra); Ehl-i Beyt'i boğmaya gelen ordunun komutanı Ömer b. Sa'd'a elçi gönderiyor.

"Anlaşılan bu gece son gecemizdir, git! Bu gece için mühlet al. Bu gece namaz kılalım, Rabbimize dua edelim, Kur'an okuyalım."

Son arzu kabul ediliyor.

Gece saldırılmayacaktır.

Hz. Hüseyin yanındakilere:

"Gece sizi bürüyünce Ehl-i Beyti birer ikişer alınız ve buradan uzaklaşınız" diyor. Kelebekler, Kerbela ateşinde yanmayı tercih ediyor.

Namaza, Kur'an'a tahsisli gecede son namazlar kılınıyor, son niyazlar Sonsuzluğun Sahibine iletiliyor.

Gece sırtını sabaha dayadığında mehtabın ışığında niyaza durmuş olan Hazreti Hüseyin'in o yorgun ve güzel gözleri kapanıyor.

"Düşman saldırıya geçti!" diyerek uyandırılıyor. Güzel gözlerini açıyor ve;

"Dedem, 'Hüseyin'im! Ben seni bekliyorum, bugün bana kavuşacaksın,' dedi" sözleri dökülüyor susuz dudaklardan.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Gül yüzü, en tatlı tebessümlerdedir.

O gece bütün gam kervanlarının yolu Kerbela'dan geçiyor.

Yezid'in orduları, korkuyla hiç tanışmayan, haksızlıkların üzerine cesaretle yürüyen Ehl-i Beyt ailesinin üzerine daha güneş doğmadan saldırıyor.

Sabahın seherinde vınlamaya başlayan oklarla kirpiye dönen gül bedenler, atların ayakları altında çiğneniyor.

Boyuna göre kılıç bile bulunamayan Ehl-i Beyt delikanlıları, çocukları, bir bir doğranıyor. Gün, Fırat'ın sesi ve güneşin parlak ışıkları ile başlıyor.

Bu gün bile hala yeni evlenen çiftlerimize dua ederken;

"Allah'ım bu gençlere Hz. Ali ile Hz. Fatıma'nın arasındaki sevgiyi ver" dediğimiz cennet çiftinin çiçekleri çiğneniyor. Hazreti Ali, kendisini istemeye geldiğinde babasının; "kızım ne diyorsun?" sorusu karşısında sonsuz bir sükût denizi gibi duran, gözlerinden süzülen cennet incisi gözyaşlarıyla; "anamdan sonra ben senin hem kızın hem anandım ya şimdi benden sonra kim görür senin işlerini" diyen Fatıma anamızın gülleri yanıyor.

Güneş yükseliyor...

Çölün bağrı kızıyor...

Ehl-i Beyt delikanlılarının taze bedenleri kanlara, kumlara belenmiş yerde yatıyor.

Kızgın kumlardan buğu buğu kan kokuları yükseliyor.

Cuma vakti yaklaşınca minarelerden Allah Rasulü'nün adı yükselmeye başlıyor. Güllerin Efendisi'nin sesi minarelerden göklere yükselirken, evlatları bir bir kızgın kumlara seriliyor.

Hazreti Ali ve Hazreti Fatıma anamız, çadırın direğine dayanmışlar, güllerinin yanışını, dallarının kırılışını, yapraklarının koparılışını seyrediyor.

Kıyamete kadar gelecek bütün evliyanın asfiyanın anası olan gül sultan yorgun ve yaralı bir kuş gibi çadırın dibinde durmadan çırpınıyor.

Can parçasının ciğer pareleri yanıyor; ilmin kapısı olan, Hayber Kalesi'nin kapısını bir pençede söken Allah'ın Aslanı'nın yavruları kızgın kumlara seriliyor. Müslümanları saran, buluşturan sevgi kalesi yıkılıyor, parçalanıyor.

Torunları, kıyamete kadar birer akıncı edasıyla pirleri, dedeleri, babalarıyla devamlı olarak İslam ordularının önünde yol açacak olan yiğitlere kıyılıyor.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Zaman durmuş melekler bir biri üzerine üşüşmüş, her şey Kerbela'ya kilitlenmiştir. Hicret esnasında bir gül yatağına uzanır gibi korkusuzca ölüm yatağına uzanan Allah'ın Aslanı Hazreti Ali'nin Ömer, Osman ve Ebu Bekr adında ki evlatları, amcalarının gözü önünde bir bir doğranıyor. Taze bedenlere inen her kılıç darbesinde "Amca! Amca!" Feryatları yükseliyor.

Her feryattan sonra çadırlardan çığlıklar yükseliyor.

Sıra alnı, gözleri, güzelliği gönülleri fetheden cennet reyhanı Hazreti Hüseyin'e geliyor.

Susuzluk dayanılmaz bir hal alınca atını Fırat'ın serin sularına sürüyor.

Beş yüz asker birden dikiliyor karşısına. Etten ve kemikten bir duvar örüyorlar nazlı nazlı akan serin sularla arasına.

Yine de suya kadar ulaşıyor ve nehri avuçluyor. O anda bir ok vınlayarak geliyor ve damağına saplanıyor.

Kan damlıyor avucundaki suya.

Bir tutam ateş tutuşuyor o sudan.

O ateş hâlâ yanıyor...

O kan hâlâ damlıyor...

O gözyaşı hâlâ akıyor...

Ve Hazreti Hüseyin, bir yudum su içemeden dönüyor çadırların olduğu yere. Çığlıklar yükseliyor çadırlardan.

Feryatlar yükseliyor Ehl-i Beyt kadınlarından.

Yezit ordusunun başında, Uhud'da Peygamberimiz'in (sav), "Anam babam sana feda olsun" dediği Hz. Sad'ın oğlu Ömer vardır.

İlk oku o fırlatıyor Hz. Hüseyin Efendimiz'e.

Babası Peygamberi (as) oklardan korumuş olan oğul, vuruyor Peygamberin reyhanını.

Hz. Hüseyin tam otuz üç kılıç yarası alıyor. Artık atının üzerinde zor duruyor.

Çadırlardaki kadınlarla da irtibat kesiliyor. Sırtından giren bir mızrakla atından yere düşüyor.

Kanlı yüzü kızgın kumlara batarken dudaklarından şu sözler dökülüyor;

"Bu gün Cuma'dır ve namaz vaktidir. Minarelerde adı anılan, minberlerde salavat getirilen benim dedemdir."

Çadırlardaki çocuklardan kadınlardan çığlıklar yükselmeye başlıyor.

Efendimiz (as), onları bir bir almıştı abasının altına da; "Bunlar benim Ehl-i Beytim, ben bunları seviyorum, siz de seviniz" demişti.

Ama şimdi kanadı kırık kuşlar gibi bir bir uçuyorlar örtünün altından.

"Cihanın sahibinden bir yudum su kıskanılmış aah!

Fırat ağlar, Murat ağlar, zemin-ü asuman ağlar"

Ve Kerbela'da bir ateş düşüyor islam'ın kalbine, o ateş hep harlanarak, asırları ve yürekleri yakarak günümüze kadar geliyor.

**********

Rahmetli babam hep ağlayarak anlatırdı bize Kerbela'yı...

Onun içindir ki, Ali'dir ağabeyimin adı, Hasan'dır küçük kardeşimin adı.

O gün bu gündür gözlerimiz Fırat, yüreklerimiz Kerbela'dır.

O ateş hâlâ yanıyor...

O gözyaşı hâlâ akıyor...

O kan hâlâ damlıyor...

Alvarlı Efe Hazretleri ne güzel söyler;

"Bu gün mah-ı Muharremdir, muhibb-i hanedan ağlar.

Bu gün Eyyam-ı matemdir, bu gün ab-ı revan ağlar."
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Suya Düşen Kan, Bir Ehli Beyt Romanı, Harun Tokak Suya Düşen Kan, Bir Ehli Beyt Romanı, Harun Tokak, Suya Düşen Kan - Bir Ehl-i Beyt Romanı - Harun Tokak, ''Hazreti Adem, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Fatıma ve Zeynü’l Abidin…ehli beyt kimlerden oluşur, ehli beyt isimleri, ehli beyt nedir, ehli beyt duası, ehli beyt kimlerdir, ehli beyt sevgisi, kerbela,kerbela ilahisi dinle, kerbela ilahisi, abdurrahman önül kerbela, kerbela olayı,murat sertoğlu kerbela kitabı, kerbela ile ilgili kitaplar, aşkın şehidi, sinan yağmur, ali berktay kerbela murat sertoğlu kerbela fiyatı kerbela olayı, kerbela dinle, grup dergah kerbela, kerbela nedir, kerbela sözleri, ehli beyt kimdir,ufuk kitaplari kitap, ufuk yayınevi, ufuk yayinlari, küçük dünyam fethullah gülen kitap fiyatı, ufuk kitapları, ufuk kitabevi,, Ufuk Yayınları, Edebiyat Roman Ehli Beyt Kerbela Kitabı
Suya Düşen Kan, Bir Ehli Beyt Romanı, Harun Tokak

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.