Hazreti Mevlanadan Çocuklara Öyküler
Kategori
Yayınevi
Barkod
97897588964331
120,96 ₺
Hz. Mevlana'dan Çocuklara Öyküler
Derleyen: Mihriban Perrin
Sayfa Sayısı: 256
Boyut: 14x 17 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2012
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: İthal Kağıt
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Padişahın biri, ucuza satın aldığı iki köleden birisiyle biraz konuştu. Konuştuğu köleyi anlayışlı, zeki ve tatlı dilli buldu. İnsanlık, dilin altında gizlidir.
Şu dil can kapısının perdesidir. Bir rüzgar perdeyi kaldırınca, içerisi bize görünür. Yani bilmediğimiz, tanımadığımız bir kimse, hal gereği bir iki söz söyleyince, ruhunu örtmüş olan perde açılır da, onun iç yüzü, onun nasıl bir adam olduğu anlaşılır. Padişahın konuştuğu köle, öyle cevaplar veriyordu ki, başkaları öyle cevaplar beş yüz defa düşündükten sonra verebilirdi. Sanki o kölenin içinde bir irfan denizi vardı. O deniz de, baştan söyleyen incilerle doluydu. O denizden kendini gösteren her incinin nuru, Hakk ile batılı ayırt ederdi. Padişah o köleyi çok zeki buldu. Sonra onu bıraktı öbürüne" Buraya gel!" dedi.
İkinci köle, padişahın huzuruna geldi. Ağzı kokuyordu. Dişleri de simsiyahtı.
www.kitaptakipcileri.com
Padişah, onun konuşmasından pek hoşlanmadı. Ama, yine de onun iç alemini araştırmadan, sırlarını öğrenmeden bırakmak istemedi. Ona:
"Bu kılıkla, bu kokmuş ağızla uzakta dur, fakat pek de uzağa gitme. Çünkü çok uzağa gidersen, benden ayrı düşmüş olursun. Direk alman gerken şeyleri vasıtayla almak zorunda kalacaksın. Benimle aynı yerde oturma fırsatını kaçırmış olacaksın."
Önce ağızının derdine bir çare bulalım. Çünkü sen sevimli bir kişisin, biz de hünerli bir hekimiz. Sonra o köleyi konuşturmak suretiyle iç alemini kavramaya, onu tanımaya çalıştı. Padişah, ilk konuştuğu köleye; "Haydi! Sen hamama git güzelce yıkan." dedikten sonra konuşmak istediği köleyi karşısına aldı. Ona:
"Aslında sen köle olamayacak kadar akıllı biri kişisin. Çünkü yüzlerce köleye değersin. Ama gel gör ki konuştuğum arkadaşın, hasedinden bizi senden soğutmaya çalıştı, senin hakkında olmadık kötü şeyler söyledi. Senin hakkında ? O hırsızdır, doğru adam değildir, kötülerle düşer kalkar, namussuzdur,? diyordu. Ama yine de ben seni onun söylediği gibi görmüyorum," dedi. Köle:
www.kitaptakipcileri.com
"O doğru sözlü biridir. Doğruyu konuşmak onun şanındandır. O ne söylemişse, söylediği boş değildir. İyi düşünen, doğru söyleyen o arkadaşa, eğri diyemem. İyi ve güzel düşünen o arkadaşımı kınayamam onun sözlerine bakıp kendi kusurlarımı görürüm. Belki o, benim kendimde göremediğim bir çok ayıplar görmüş ki dile getirmiştir," dedi. Padişah, köleye baktı ve:
"O senin kusurlarını söylediği gibi, şimdi sen de onun kusurlarını söyle," dedi. Köle başını eğdi ve:www.kitaptakipcileri.com
"Padişahım! O benim iyi ve hoş bir arkadaşımdır. Bununla birlikte, arkadaşımın kusurlarını söyleyeceğim. En önemli kusurları; sevgi, vefa, insanlık, zeka ve dostluktur. Bir de küçük ayıpları var. Onlar da; cömertlik ve düşkünlere yardımda bulunmadır. Arkadaşım öyle cömerttir ki, yerine göre canını bile vermekten çekinmez. Diğer bir ayıbı da kendisini asla beğenmez, kendisini kendi varlığını ayıplar. O hep kendi ayıbını söyler, kendi ayıbını arar. O herkesle iyi geçinir, herkese dosttur. Ancak kendi nefsine karşı kötüdür," diye konuştu. Padişah bunun üzerine:www.kitaptakipcileri.com
"Arkadaşını överken fazla ileri gitme! Onu överken kendine de pay çıkarmış olursun. Çünkü, onu imtihana çekersem sonra sen utanırsın," dedi. Köle:
"Hayır, ben onu övmekte mübalağa etmiyorum efendim! O arkadaşımın, bütün huyları, söylediklerimden daha fazla ve daha güzeldir. Ben onun vasıfları hakkında bildiklerimi söyledim efendim," karşılığını verdi. Padişah:
"Artık onu bırak, kendi halinden bahset. Söyle bakalım, senin neyin var? Ne elde ettin? Şu hayatın derinliklerinden nasıl bir inci çıkardın?" diye sordu.
Bu sırada öbür köle hamamdan dönüyordu. Padişah onu huzuruna çağırdı. Ona; "Sağlıkla, esenlikler olsun, eksilmeyen nimetlere eriş, sen pek hoş, pek zarif ve pek güzelsin. Fakat, keşke öbür kölenin söylediği kötü huylar da sende olmasaydı ne olurdu? O zaman güzel yüzünü gören sevinir, neşelenirdi. Seni görmek, bütün dünya mülküne değerdi" dedi. Bu sözleri duyan köle:
"Padişahım! O dinsizin benim hakkımda söylediklerinden birazcığını lütfedip söyler misiniz?" diye rica etti. Padişah;
"O, önce senin iki yüzlülüğünü anlattı. Senin görünüşte deva, hakikatte dert olduğundan bahseti," dedi.
Köle, arkadaşının kendi hakkındaki kötü sözlerini padişahtan duyunca, öfke denizi çoştu. Ağzı köpürdü, yüzü kızardı. Köle arkadaşını çekiştirme dalgası sınırını aştı ve dedi ki: ? O önceden bana dost idi, fakat ağzı bozuktu. Kıtlıkta kalmış köpek gibi, pek çok zaman pislik yerdi.? Arkadaşını çekiştirmek için böyle çan çan ötünce, padişah; "Artık yeter!" diyerek, elini onun ağzına götürdü. "Bunu deneme ve imtihanla seni ondan ayırt ettim. Senin ruhun kokuşmuş; onun ağzı kokuyor. www.kitaptakipcileri.com
Ey ruhu kokmuş kişi, sen uzakta dur. Arkadaşın amir olacak, sen onun emrinde olacaksın, onun buyruğuna uyacaksın." Buyurdu. Şunu iyi bil ki; güzel, iyi bir yüz, kötü huyla bir araya gelirse bir mangır bile etmez.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!