Hac, Paulo Coelho

Hac, Paulo Coelho

Kategori
Yayınevi
Barkod
9789750706509
Piyasa Fiyatı
15.00
Aynı gün kargo
Hac - Paulo Coelho 
"Kılıcını ancak yol'un , gerçeğin ve hayatın 
senin yüreğinde olduğunu farkedersen bulabilirsin.."

Yazar: Paulo Coelho
Çeviri: Celal Üster
Sayfa Sayısı: 224
Boyut: 14 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul 
Basım Tarihi: 2012
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: İthal Kağıt
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

"Kente dün geldim. El Cebrero yakınlarındaki Pedrafita'dan Compostela'ya giden otobüsü yakaladım. Otobüs iki kent arasındaki 150 kilometreyi dört saatte aldı; bu da bana Petrus'la yaptığım yolculuğu hatırlattı. Bazen aynı mesafeyi iki haftada yürüdüğümüz olmuştu. Biraz sonra San Tiago'nun mezarına gidip Meryem Anamızın deniz kabukları üstüne işlemiş suretine bırakacağım. Sonra da en kısa zamanda Brezilya'ya giden bir uçağa atlayacağım, yapacağım o kadar çok iş var ki. Başımdan geçen her şeyi anlatacağım bir kitap yazmayı düşünüyorum. Ama hemen değil..
www.kitaptakipcileri.com
Paulo Coelho 1986'da bir hac yolculuğuna çıktı: Piraneler'den Santiago de Compostela'ya uzanan 700 kilometrelik ortaçağ yolunu yürüdü. Hac, yazarın, hacıların Santiago Katedrali'ne varmak için bin yıldır yürüdükleri bu yolda yaşadığı heyecan dolu serüvenlerin öyküsü. Yalnızca Simyacı romanının yolunu açan ilk önemli romanı olduğu için değil, yazarın felsefesindeki insan sevgisini eksiksizce dile getirdiği için de Hac'ın Coelho'nun yapıtları arasında onsuz edilemez bir yeri var. Hac, sıradışının sıradan insanlarının yolu üstünde olduğunu anlatan büyüleyici bir roman.

Yol: Ruhun sınavı www.kitaptakipcileri.com
Brezilyalı edebiyatçı Paulo Coelho'nun bizde ilk yayımlanan romanı, bilindiği gibi Simyacı'ydı. Simyacı, Coelho'nun en bilinen, en ünlü eseri olmasının yanında, Mevlânâ'nın bir meselinden yola çıkarak yazılması ve kurgu yönlerinin tamamıyla, deyim yerindeyse, 'Doğu ruhu'yla teşkil edilmiş olması, romanı 'bu taraf' için ilgi çekici kılan en büyük etkendi. Genel olarak mistik olandan beslenmesi, akıldan çok ruha atıfta bulunması ve onu merkeze alması, daha çok bir Doğu anlatım tekniği olarak değerlendirebileceğimiz meselden çokça yararlanması, Coelho edebiyatının başat özelliklerinden biri sayılır. Bu nedenle, Simyacı başta olmak üzere, yazarın Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım, Veronika Ölmek İstiyor, Beşinci Dağ, Şeytan ve Genç Kadın, Işığın Savaşçısının Elkitabı, On Bir Dakika ve son olarak geçen yıl yayımlanan Zâhir isimli romanlarının bu coğrafyada çok beğenilmesi, üslubunun bu Doğulu ya da Doğu'ya yakın özelliklerinden kaynaklanıyor demek, sanırım abartılı bir saptama sayılmaz. 
Coelho, tüm mistik yazarlarda olduğu gibi, tamamlanmış bir varoluşu, bir mükemmelliği savunmaz. Eserlerinin tümünün arayışa odaklanmasının nedeni de budur. Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım'daki Pilar, aşkla simgelenen bir arayışı temsil eder. Yine Veronika Ölmek İstiyor'daki Veronika, bir intihar girişiminden sonra, hayatın gerçek anlamda ne demek olduğuyla yüzleşir. Veronika'nın bu yüzleşmesi, kendince olması gereken hayat ve aşk arayışı üzerinden verilir. Coelho, Beşinci Dağ'da, İlyas peygamberin hayatından hareketle, mutluluğa ulaşmanın aslında 'hiçbir zaman vazgeçmemekle' mümkün olduğunu, dolayısıyla sürekli arayışta olmak gerektiğini savunur. Şeytan ve Genç Kadın'da, küçük bir dağ köyüne gelen yabancı bir adam, iyilik ve kötülüğün cevabını arar. Fakat bu arayış, verili anlayışın sınavdan geçirildiği, değer yargılarının masaya yatırıldığı bir deneyime dönüşür. Işığın Savaşçısının Elkitabı, Coelho'nun birebir okuyucuya seslenen bir eseri olarak düşünülebilir. Bu eser, herkesin içinde bir 'Işığın Savaşçısı' olduğunu savunarak, bireyi kendini keşfetmeye çağırır ve yaşamın tam anlamıyla bir mucize olduğunu savunur. On Bir Dakika'nın Brezilya'da yaşayan kahramanı Maria, durağan bir hayattan çok, serüveni ve macerayı düşlediği için, hayallerinin peşinden İsviçre'ye gider. Burada sınavdan geçen Maria'nın kendisidir. Çünkü yeni geldiği yerde, ilkelerini, ruh dünyasını gözden geçirerek kendini yeniden tanımlayacaktır. Nihayet, yazarın son romanı olan Zâhir, kendisiyle otobiyografik özellikler gösteren yazar kahramanının, Orta Asya'ya yaptığı yolculuğu hikâye eder. Fakat bu yolculuk Coelho tarzına aşina olanların tahmin edebileceği gibi, bir 'iç yolculuğa' dönüşmekte gecikmez. Ve romanın kahramanı, Coelho'nun romanlarının belkemiğini oluşturan kader, yazgı, aşk, inanç, değer gibi, tehlikeli denebilecek kavramları kendince tanımlar. 

Bir yol, bir yoldaş www.kitaptakipcileri.com
Coelho'nun yukarıda kısaca değindiğim kitaplarından sonra, Can Yayınları, yazarın ilk romanı olan Hac'ın Türkçe baskısını yayımladı. 1987 yılında yayımlandıktan yaklaşık yirmi yıl sonra Türkçeye çevrilen roman, karakteristik Coelho tarzında olmasının yanı sıra, yazarın edebiyatta karar kılmasının ilk ürünü ve daha sonra kendisine büyük ün getirecek romanlarının başlangıcı olma sıfatını taşıyor. Fakat bundan da önemlisi, romanın, yazarın 1986 yılında bizzat yapmış olduğu bir hac yolculuğuna dayanıyor olması ve bu yolculuğun daha sonra Coelho'nun yazıda karar kılması konusunda yaptığı etkidir. Çünkü bu yolculuktan doğan Hac, Coelho'nun son meyvesi Zâhir olan edebiyat macerasının ilk durağı oldu. Coelho'nun hac yolculuğu, Hıristiyanlığın üç hac yolundan biri olan İspanya'nın Galiçya bölgesindeki Santiago katedraline yaptığı yolculuktu. Bu yolculuk, Saint-Jean-Pied-de-Port'tan başlayıp, 700 kilometrelik yolu aştıktan sonra Santiago'ya varır. Diğer iki hac yolu ise, Aziz Petrus'un Roma'daki mezarına giden yol ile, Hz. İsa'nın Kudüs'teki mezarına giden yoldur. İşte Hac, Coelho'nun Santiago'ya yaptığı ve daha sonra kişisel hayatında dönüşümler yaratan bu üçüncü yolun romanı. Coelho, hac yolculuğundan yirmi yıl sonra kaleme aldığı ve kitabın bu baskısına eklenen öndeyişinde, bu yolculuğun kendisinde yarattığı dönüşümleri şaşkınlıkla tasvir eder. Çünkü bu yolculuk yapıldığı ana kadar, kendisinin yukarıda ismi geçen hiçbir eseri yayımlanmamıştı. Ve bu yolculuk, Coelho edebiyatının başlangıcı olmuştur. 
Coelho bu yolculuğu, Brezilya'da mensubu olduğu RAM tarikatı aracılığıyla yaptı. RAM, Ragnum, Agnum ve Mundi'nin baş harflerinin bir araya gelmesinden oluşuyor. Burada Ragnum 'Tanrı'nın Krallığı' anlamındadır, Agnum Hz. İsa'nın simgesi olan kuzuyu temsil eder ve Mundi ise insanlık, beşeriyet anlamlarına gelir. Roman, yazarın kendisi olan Paulo ile rehberi Petrus'un başladığı hac yolculuğunun hikâyesi üzerine kurulur. RAM tarikatının üyesi olan Paulo, ustalık mertebesine ulaşmak için Santiago'da gizlenen kılıcını bulmak amacıyla bu yolculuğu yapar. Daha önce bu yolları birçok kez geçen Petrus ise, Paulo'ya yol boyunca rehberlik etmek için görevlendirilir. Hac gerçek anlamda, çırak Paulo ile usta Petrus arasındaki karşılıklı öğrenme pratiğine dayanır. Coelho'nun tarzına aşina olanların hemen anlayacağı gibi, yolun kendisi bir amaç değil, kahramanın içsel dünyasıyla, deyim yerindeyse 'iç sesi'yle buluşmasını sağlayan bir araçtır. Öyle ki yol aslında bir bahanedir. Önemli olan bu yolu aşan bireyin korkuları, hırsları, kıskançlıkları, öfkeleri gibi negatif yönleriyle yüzleşmesidir. Hatta, romanın kahramanlarından Peder Jordi'nin, "Hazinen her neredeyse, yüreğin orada olacak" deyişi, böylesi bir yolculuktan çok, bu yolculuğun neticesini, sonucunu önemser görünür. Hac böylece, ön planda Paulo olmasına rağmen, bireyin arayışlarını simgeleyen, onun hac yolunda olmasına dahi gerek kalmadan, hangi coğrafyada olursa olsun iç dünyasına yaptığı kişisel yolculuğu simgeler. Bireyin bu arayışını dile getirirken Coelho'nun başvurduğu kurgu ve düşünce şekli, Hac'ın edebi lezzetini oluşturan en güçlü yön. Yazar burada, Hıristiyanlık başat bir konumda olsa da, neredeyse tüm dinlerin, gizli dinlerin öğretilerine başvurur. Bunun yanında meditasyon ve yoga gibi bedensel ve düşünsel rahatlamayı amaçlayan aktivitelerden; okültizm, gizlicilik, reenkarnasyon, parapsikoloji ve karma felsefesine kadar çok geniş alanlara yayılabilecek düşüncelere, fikirlere, inançlara ve felsefelere açılım yapar. Böylece Hac, ister istemez, bir bilgelik arayışına dönüşür. Romanın Hermann Hesse'in Siddhartha'sı, Halil Cibran'ın Ermiş'i ya da Carlos Castaneda'nın Don Juan'ı (ki Coelho romanında Castaneda'yı birkaç kez anmadan edemez) gibi ermişlik ve bilgelik arayışına dönüşmesinin nedeni budur. 
www.kitaptakipcileri.com
Sevgiyi hayal etmek 
Fakat Hac'ın savunduğu ermişlik, bir ayrıcalıklı, imtiyazlı olma durumunu yadsır. Tüm bireylerin ulaşabileceği basit bir bilinç ya da ruh sıçramasını ifade eder. Dolayısıyla başarısızlığa da, yenilgiye de, kötü olmaya da tahammül eder. Burada önemli olan hedef ve sonuç, dolayısıyla ümit ve hayallerdir. Gündelik hayatta önemli olanın coşkulu ve ümitli olmak olduğunu savunur. Bu çerçeveden bakıldığında, yazarın çırak Paulo ile usta Petrus arasında herhangi bir statü farkı koymadığı anlaşılır. Her ikisi de aslında bu yolculuk bahanesiyle bir coşkuyu, keşfi, şaşkınlığı yaşamayı amaçlar. Dolayısıyla Petrus'un ilk başta bir paylama gibi gözükebilecek "Bir dağın yüksek olup olmadığını anlaman için o dağa tırmanman gerekmez" sözü, Paulo'nun "Gemi limanda güvendedir; ama gemiler limanda beklemeleri için yapılmaz" cümlesiyle koşutluk içindedir. Burada bir karşılıklılık, bir bağımlılık, yoldaşlık anlamında bir eşitlenme ve karşılıklı bir öğrenme söz konusudur. Mükemmellik denen şeyin aslında kendinden emin, durağan ve güvende bir ruhtan çok, sürekli değişen, kendini dönüştüren, huzursuz ve kaygılı bir ruhla mümkün olacağını savunur. www.kitaptakipcileri.com
Mevlânâ'yı asıl özgün kılan yön, İslamiyet'le çerçevelediği bir sevgi anlayışıysa eğer, Paulo Coelho'yu özgün kılan yön de buna çok benzerdir. Aradaki tek fark, Mevlânâ'nın bütünleştiren bir öğe olarak sevgi anlayışının İslamiyet'i, Coelho'nunsa Hıristiyanlığı referans almasıdır. Roman kahramanının Agape diye kavramsallaştırdığı ve 'sürekli coşkulu sevgi' diye tanımlanabilecek ruh durumunda kalmaktaki ısrarı, birçok kez ulaştığı vecit hali, aslında tamı tamına Doğu'nun tasavvufudur. Yazar, bu sonuca, yalnızca Hıristiyanlığın kavramlarını kullanarak başka bir araçla, başka bir yoldan gelir. 'Yol'un Hac'da başlı başına bir metafor olması da bu yüzdendir. 
Öte yandan Hac, Paulo ve rehber Petrus'un dışında, Madam Lourdes, Peder Jordi, Haberci Astrain, gizemli bir tip olan Keşiş Alfonso ve sayılarının çokluğu nedeniyle "Tümen" olarak tanımlanan şeytanlarıyla çok sayıda kahraman barındırıyor. Bunlara ek olarak, Petrus, hac yolculuğu boyunca Paulo'ya yolun, yani 'iç sesi'nin tam anlamını kavrayabilecek Tohum, Hız, Zalimlik, Su, Mavi Küre, Diri Diri Gömülme, Nefes Alma, Gölge, Dinleme ve Dans gibi egzersizlerle, okuyucuyu romanın önemli bir kahramanı olan Haberci Astrain'le buluşturan Haberci Ritüeli'ni öğretir. Dolayısıyla romanın, meditasyon ve yogayla ilgilenen kişilerin hoşuna gidecek egzersizlerle dolu olduğunu belirtmeden geçmeyelim. 
www.kitaptakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Hac, Paulo Coelho Hac, Paulo Coelho, Hac Kitabı- Paulo Coelho, Romanı, ''Kılıcını ancak yol'un , gerçeğin ve hayatın senin yüreğinde olduğunu farkedersen bulabilirsin..'' Yazar: Paulo Coelho, Çeviri: Celal Üster, ''Kente dün geldim. El Cebrero yakınlarındaki Pedrafita'dan Compostela'ya giden otobüsü yakaladım. Otobüs iki kent arasındaki 150Böylece Hac, ister istemez, bir bilgelik arayışına dönüşür. Romanın Hermann Hesse'in Siddhartha'sı, Halil Cibran'ın Ermiş'i ya da Carlos Castaneda'nın Don Juan'ı (ki Coelho romanında Castaneda'yı birkaç kez anmadan edemez) gibi ermişlik ve bilgelik arayışına dönüşmesinin nedeni budur., Can Yayınları, Edebiyat Roman 9789750706509
Hac, Paulo Coelho

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.