Cuma Hutbeleri, Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani

Cuma Hutbeleri, Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani

Kategori
Barkod
cuma hutbeleri kitabı derviş yayınları
Aynı gün kargo
Cuma Hutbeleri - Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani Hazretleri
"Bu kitapta yer verilen sohbetler, dünyaca tanınmış Nakşbendi mürşidi Şeyh Muhammed Nazım Kıbrısî'nin Cuma Hutbelerinden Derlenmiştir. 
Üzerinden çeyrek asırdan fazla süre geçmiş bu benzersiz sohbetler bu yönüyle tarihî bir öneme de sahiptir. 
Manevi dünyamıza musallat olan "sahte maneviyat önderleri"nin kol gezdiği günümüzde, hakîki bir İlm-i Ledün sultanı olan Şeyh M. Nazım Kıbrısî'nin bu sohbetleri her okunduğunda, okura yepyeni ufuklar açacaktır.
Kitabın sonunda yer alan "günlük zikir" dersi ile tasavvuf yoluna ilk adım atılabilir.
Bugün doksan yaşı üzerinde olan ve dünyanın bütün kıtalarında tasavvufî tebliği devam eden Şeyh M. Nazım Kıbrısî, "Tarikatımız sohbettir" olarak özetlediği tasavvuf yoluna sizi de davet ediyor.

Yazar: Şeyh Nazım Kıbrısi
Sayfa Sayısı: 264
Boyut: 14 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul 
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe 
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

Kitaptan bir bölüm: 
Yiyecek olduğun her türlü yiyeceğin içine önce bakacaksın. Kim ekmiş, kim dikmiş, temiz insan mı, inanan insan mı? bakın onun için kitabımızda Kur’an’ı Kerimde Rasulullah efendimizin verdiği bir fetva vardır. Ehli kitabın kestiği yenir. Ehli kitap kim? Allah’a inandı mı Hıristiyanın kestiği de yenir yemeği de yenir. Allah’a inanıyorsa. Museviyse, yahudiyse Allah’a inanıyorsa onun kestiği de yenir, ektiği pişirdiği de yenir. Çünkü ehli kitaptır, kitap ehlidir. Ama ehli kitap olmayan ateistin, dinsizin imansısın diktiği, biçtiği yenmez. O yiyeceklerin üzerinde tesiri vardır. Haramla mı besledi ne ile su ile mi besledi. Sen onu helal paranla dahi almış olsan o yemiş olduğın yiyeceklerin senin vücudun üzerinde tesiri vardır. Bunun delili İmamı Azam Ebu Hanefi hazretleri talebeleriyle oturmuş fıkıh meseleleri konuşuyordu. Dediler ki efendim duydunuz mu buradan filan km ilerde filan şehirde eşkiyalar gelmiş  bir sürü koyun çalmışlar. Allah Allah öylemi  hemen sordu, bir koyunun ömrü ne kadardır yedi senedir efendim dediler. İyi o zaman yedi sene ben et yemeyim. Neden efendim dediler, paramla dahi olsa ben o çalınmış haram malı yerim de kalbime tesir eder Onun için parasını veriyor dahi olsanız yediğinize içtiğinize dikkat edin.  Hele bu ahir zamanda bu katkılı maddelerden hiçbir şeyi yemeyin. Onlar sizin genetik yapınızı değiştiriyor. Düşünce sisteminizi değiştiriyor. Hastalıkları attırıyor. Kısırlıkları çoğaltıyor. Daha düne kadar Ren nehrinde yüzen balıkların çoğusu  erkekler altı aylık oldu mu cinsiyet değiştiriyorlardı dişi oluyorlardı. Kimyasal karışıklıktan pislikten dolayı. Ellerinden geldiği kadar temizlediler. Yani yemiş olduğunuz içmiş olduğunuz maddelerin organik olmasına tabii olmasına bakın. İçtiğiniz suyun tabii olmasına bakın. Bunların sizin vücudunuz üzerinde tesirleri vardır. Haramla beslenmiş, kanla beslenmiş bir tavuğu yesen , o tavuk ta sende ete kemiğe dönüşeceği için mümkün değil illa sende de harama bir meylin olur. Peygamber efendimiz hadisi şerifte ne buyurdu? Körle yatan şaşı kalker dedi. Ya Rasulallah nasıl olur dediler. Deneyin dedi. Üç gün hırsızla arkadaş olun, üç gün sonra kalbinizde bende mi çaksam nasıl çalsam  nasıl köşeyi dönsem..niyetiniz bozulur dedi. Bir hafta sarhoşla arkadaş ol, dersin bizde içsek bir şey olur mu? Başlarsın yavaş yavaş bozulmaya. Onun için söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu diyor. Arkadaşın kimse ona göre senin de kim olduğunu söyleyeceğim. Salih insanlarla beraber olun.  Doğru insanlarla beraber olun. Doğru olmayan kim olursa olsun lekum dinuküm veliye din, herkes yoluna deyin. Benim karnımı kimse doyurmuyor. Rasulullah A.s. ve ashabı doğru olanlardır. Kendileri ekerlerdi kendileri yerlerdi. Birbirlerinden alışveriş yaparlardı. Bir elbise diktirilecekse Müslüman terziye diktirirlerdi. Çünkü o  dikerken Allah Allah Allah diyerek dikecek. Öbür tarafta dinsiz dikerken bedduayla dikecek. O elbisenin sana ne hayrı olacak? Ayakkabısı ona güre giyimi ona göre . Eğer yediklerimiz helal olursa ondan sonra  Allah’a şükrederiz.  Ne deriz ? daha sofradayken Ya rabbi biz on beş dakkada yedik içtik . Yemek vardı salata vardı çorba vardı et vardı bir şeyler vardı tatlı vardı. .. Oturup düşünmek lazım ya ben bu on beş dakikada yediğim sofrayı Allahü Teala benim huzuruma gelmesi için  on senede belki hazırladı. O ekmeğin buğdayı nereden geldi? Kaç sene önce nerede ekildi kimler topladı kaç kişi üzerinden kar kazandı? Yediğim bu bir parça etin, kim besledi nerde doğdu hangi dağda yaşadı  kimler kesti nasıl huzurumuza geldi. Salata; domates İtalya dan gelmiş , marul Hollanda’dan gelmiş Bak Allah kimleri bana hizmet ettirmiş?Bunlar benim önüme gelmiş ve ben bumları sıhhatli olarak Allah kuvvet vermiş çalışmışım kazanmışım ve o parayla almışım, on beş dakkada da yemişim onu. Şimdi nasıl şükretmezsin Allah’a. Febieyyi ala i rabbiküma tükezziban Siz hala Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeyeceğiniz mi diyor. Düşünerek şükretmek lazım , Adet haline getirmeyin, Adetlerin hepsi bidat olur sonra. Düşünerek şükredersen duasını yaparsan o zaman kazanman  pişirmen oturup yemen ibadet olarak geçer. Yedik içtik Elhamdülüillah dedik duamızı ettik  şükrettik e şimdi  abdest alacağız tuvaler,te gideceğiz. Ağzımızı yıkamaya su lazım burnumuzu yıkamaya su lazım. Tuvalete gideceğiz kendimizi temizlemeye su lazım. Eğer insan tuvalete çıkamayacak olsaydı , elli yaşındayım bu güne kadar yediklerimle hemen hemen bir dağ kadar bir şey olurdum. E o zaman nereye girerdim nereye sığardım nerde otururdum ne bana yeterdi ? Hep büyüdükçe daha fazla yerdim . Öğle yemeğinde beş bin inek yemem lazım karnım doysun diye Allahü Teala bak onu hazmettirip enerjiye getirip daha sonra rahatlama imkanı vermiş . Nasıl tuvalete çıkamayınca karın ağrısından kıvranıyoruz, hap, ilaç ,Demek Allah bize bir nimet vermiş Tuvalete gidebiliyoruz. Tuvalete girerken Allaha  sığınmalıyız. Yarabbi sana şükürler olsun yedirdin içirdin yediklerimizi ibadete çevirdin enerji verdin. Şimdi işe yaramayan kısmı da atmak için kuvvet verdin  Kuvvet ve kudret sahibi olan sensin deyip sol ayakla tuvalete girmek lazım bunlar ibadettir. Sol ayakla insan tuvalete girerken kalp sektesi geçirse dışarı doğru düşer , içeri doğru düşmez. Helanın içinde ölmezsin. Koruma melekleri helaya girmez. Çıkarken sağ ayakla çıkarsın. O anda kalp sektesi geçirsen sağ ayakla çıktığın için gene yüz üstü  öne düşersin. Gene koruma melekleri seninle beraberdir. Tuvaletini yapıp temizlendikten sonra yine şükredersin. Allahım sana şükürler olsun su denen şu nimeti vermeseydin ne yapardım? Şimdi buraya bir nokta koyun.

Bazı şeyler vardır ki benim değildir.O hepimizindir. İstediğin  gibi kullanamazsın. Allahü Teala buyuruyor ki kul hakkıyla gelme ne ile gelirsen gel. Suyu 1 lt. ile temizleneceksem 5 lt. kullanıyorsam günahtır. Kul hakkı oluyor. Suyu, toprağı havayı istediğim gibi kirletemem. Benim değil bütün alemindir o. Başkalarının hakkını üstüme alamam. Onun için eskiden dervişler yürürken yolda ayaklarına zil takarlardı. yürürken gürültü çıkartsın da karıncalar küçük hayvanlar kaçışsın da görmeden onları ezmesin, hakkını yemesin diye. E şimdiki dervişe bakıyoruz. Ne yaptığını bilmiyor, sarhoş. İçki sarhoşu olsa kolay. Üç beş saat sonra ayılır. Bir kova suyu dökersin kafasından aşağıya ayıltırsın. Ama dünya sarhoşu odlunu ayıltamıyorsun, laf da tesir etmiyor. Kimseyi dinlemiyor. Ben biliyorum diyor. O kötüdür dünya sarhoşluğu. Bak evliyanın  himmeti bile yetmiyor sonra. İstediğimiz gibi suları batıramayız. Allaha şükrederiz. Ondan sonra çıkıp abdest aldığımızda yüzümüzü yıkarız ferahlarız. Bütün vücudumuzun kan dolaşımı düzelir. Bir ay su olmasın bütün dünya kokar. İnsanlar birbirinin yanına yaklaşamaz, leş gibi kokarlar. Her tarafı hastalık sarar. İnsanların yarısı kısa zamanda ölür. Diğerleri de istikbalde ölür, gelecekte. Bunlar bize verilen büyük nimetlerdir. Onun için abdest aldıktan sonra Peygamber efendimiz ne diyor Şükür niyetiyle Allah’a yedirdin, sıhhat verdin çalışıp kazandırdın, aldım pişirdim, yedim, tuvalete de gittim, abdestimim de aldım, tertemiz oldum rahatladım ,şimdi şükür niyetiyle iki rekat namaz kılmalısınız. Çok kuvvetli sünnettir. Vacibe yakındır. Müekkeddir. Bütün evliyaullah kılmıştır. Çünkü Rasulullah efendimiz hep kılmıştır. Aynısı gusül abdestinden sonra da geçerlidir. Gusül abdestinden sonra da temizlenip çıktığında iki rekat şükür namazı kılınır. Bu zamanda çok kitaplarda evliyanın namazı derler buna. Çünkü herkes kılmaz. Bu temizlik merhalesini geçtin, Allah’ın huzuruna geldin, namaz kılacaksın. Tadili erkana riayet etmen lazım.  Ya işim var müşteri bekliyor.. beş dakikada horoz gibi allahü ekber allahü ekber.. namaz olmaz. Allah’ın benim ibadetime ihtiyacı yok. Cenabı Allah’ın kainatta bizim bilmediğimiz sayısız hesapsız melekleri var. İlk günden beri durmadan namaz kılıyorlar, zikir çekiyorlar, ibadet yapıyorlar. Allah’ın bunlara ihtiyacı yok. Benim eksik ibadetime kalmadı Cenabı Allah. Bizim buna ihtiyacımız var. 100 euro ya ihtiyacım var deyip çalışmaya aklın eriyor da dosdoğru namaz kılmaya nasıl aklın ermiyor, zaman ayırmıyorsun? Zaten inananla inanmayanı ayıran senin yaşantı şeklindir. Peki namaza geldik, yüzümüzü kıbleye döndük. Ya Rabbi şükürler olsun sıhhat verdin afiyet verdin, abdestlerimizi aldık, şimdi namaz kılacağız,   allahü ekber dediğin zaman  bak işaretle bütün dünya ve içindekileri, kalbindekileri atıyorsun dışarıya, arkaya. Avucunun içini, her işini bunlarla halledersin, yüzünü, vücudunu hepsini Allah’a doğru dönüyorsun kıbleye doğru. Allahü ekber, Senden başka büyük yok. Huzuruna geldim, boynumu büktüm. Subhaneke ile başlıyoruz. Senden başka noksan sıfatlardan münezzeh başka kimse yok diyoruz. Önce dua ediyoruz. Ondan sonra elhamdülillahi rabbil alemin bütün alemin rabbi sensin diyoruz. İnananlara müminlere  kendine ibadet edenlere merhamet edersin diyoruz. E bu arada da hanım evde ne yapıyor, ne alacağız işler ne olacak … şimdi yakıştı mı sen söyle bana. Allah sameddir işitiyor, basirdir görüyor üzerimizde melekler var. Dediğimiz usulde yer içer abdest alırsak havatır denir vesvese denir bunlar gelmez kalbinize. Hakikaten Allah’ın huzuruna çıkarsın boynu bükük bir şekilde. Başlarsın O’nunla konuşmaya derdini anlatmaya. Cenabı Allah merhamet etmiş de ‘ hanginizi başbakan bu güne kadar huzuruna çağırdı? Bir kere çağırsa en güzel elbiselerini giyersin, kokulanır süslenirsin, yanın gidersin on tane de resim çektirirsin, ölene kadar herkese anlatırsın.  Bak ben başbakanla görüştüm diye. Kainatı yoktan var eden Cenabı Allah seni ve beni günde beş defa huzuruna çağırıyor, bu şerefi sana verdim diyor. Özel bir ikramdır bu. Allah herkese nasip etmez. İkramın kıymetini bilmek lazımdır. Ondan sonra Fatihayı okuduk zammı sureyi okuduk tabili erkan huzura dikkat edeceğiz, kaşınmaya başladın, bu ameli kesir sayılır. Namazı bozar. Ya Arap kaşınıyor Fransız kaşınıyor bırak kim kaşınırsa kaşınsın. Dinin sahibi Allah ,Arap değil İngiliz değil, Türk ‘de değil. Kesirdir. Hiçbir hareket yapamazsın. Namazın Şartlarından biriside uzaktan bakıldığında senin ne yaptığın belli olacak. Kıyamda isen seni gören Ağaç gibi zannedecek. Bitirdin rükuya eğildiğinde sırtın dümdüz olacak. Sıhhati yerinde olanlar. Ve seni gören eğildiğin de hareket etmiyor zannedecek namazda bu kadar önemlidir. Rasulullah efendimiz buyuruyor Horoz gibi namaz kılmayın. Horoz namaz kılar mı? Yem yerken kafası tık tık çalışır ya onun gibi yapmayın diyor. Allah’ın huzurundasınız. Ama biz öyle gördük . Biz seni düzeltmeye uğraşıyoruz. Atanın dininden döndürmeye kitaba sünnete uydurmaya uğraşıyoruz. Ondan sonra rükudan kalktık semi allahü limen hamideh, dikildikten sonra diyecen Rabbena lekel hamd. Kadında da aynıdır, erkekte de aynıdır. Ondan sonra secdeye gidiyoruz değil mi dikkat edin secde azaları yedidir. İki avucun, alnın fazdır, burnun değmesi vacibdir, (namaz kılarken secde yerine bakıyorsun, rükuya eğildiğinde ayak uçlarına bakıyorsun,), iki diz, iki ayakların. Dikkat edin ayakların on parmağından en az beş tanesi kıbleye bakmalıdır. Secdeye eğildiğimizde değecek. Eğer ayaklar kalkarsa namaz gider. Tadili erkana riayet etmek lazımdır. Tahiyyata oturduğunda ettehiyyatüyü okurken manasını düşüneceksin. Dua dır o. Miracda Allahü Teala ile beraberken gördü Cebrail A.s. onları. Onların o hallerini görünce şehadet etti ki, Allah’dan başka ilah yoktur Muhammed s.a.v. onun kulu ve elçisidir diye. Kelime i şehadet getirdi Cebrail a.s.. Bu şuurda ettehiyyatü okunduktan sonra Allah (c.c.) Ahzab suresinde buyuruyor ki "Allah ve melekleri Muhammed A.s.’ a salat getirirler. Ey iman edenler siz de getirin” salavat çekmek ibadettir. Onun içinde namazın içinde salli ve bariki okuruz. İbrahim A.s. ‘dan itibaren bütün peygamberleri anarız. Arkasından Rabbenaları da okuruz. O da bittikten sonra selam verirken, dikkat edin önce omzumuza bakacak gözlerimiz. Ondan sonra bizinle birlikte safda duran tüm meleklere selam vereceğiz. İleriye doğru bakacağız.  Namaz bitsin diye selam verilir mi ya.   İnsan Allah’ın huzurundan çıkmak ister mi? İbadetin bir parçası olduğu için yapıyoruz onu. Diğer tarafa da yine önce omzumuza ,meleğe, sonra saftaki tüm melek ve mü’minlere. Namaz bittikten sonra ala rasuluna salavat. Allahümme entetesselam… ama edepli bir şekilde. Namaz bitti hemen bağdaş kuralım olmaz. Ya daha Allah’ın huzurundasın. Celse bitmedi daha. Buradan kalkıp başka yere geçtiğim zaman celse biter.  Yani bu odadan çıkıp başka odaya geçmiş gibi olursun.  Edeb eden rahmet bulur. Allah’ın ikramına nail olur. Bu şekilde namaz kılarsak , taa yemeden içmeden , abdestten alırsak onu, kıldığımız namaz bizi kötülüklerden alıkoyar.     Kalbimize şeytan vesvese veremez. Ben bunu kırk senedir anlatıyorun. Yaşayanları görüyorum, çünkü Rasulullah öyle söylemiş ,evliyaullah öyle anlatmış. Kendi kafasına göre devam edenleri görüyorum, aynı tas aynı hamam. Ya tutamıyoruz kendimizi, nefsimize uyuyoruz. Daha çok uyacaksın kardeşim. Çünkü sen Allah’ın istediği gibi değil, kendi istediğin gibi yapıyorsun. Şimdi birde modern Müslümanlar var. Televizyona karşı, hem seyrediyor, hem namaz kılıyorlar.Zikirlerini çekerken  bile televizyonun karşısında, yatıyorlar, tesbih de elinde, diğer elinde kumanda, Allah Allah .. Bunlar enteresan yani, ahir zaman ya. Adam hesab ediyor, biraz günaha girerim, biraz sevaba girerim, dengelenir, eh merhamet de ederler cennete girerim. Niye bozulduk biz bu kadar? Çünkü birileri bizi bozmak için hep uğraşıyor. Onların komutanı kim, Şeytan. Siz düşmanınızı tanımıyorsunuz. Düşman askerleriyle beraber geliyor, nefsinizle koalisyon kuruyor. Ondan sonra sizi yıkıyor. Oysa Allah buyuruyor. "Ruhunuzla Allah dostlarıyla koalisyon kurun da sizi muhafaza edeyim. ", Rabıta yapın.  E şirk olur, günah olur, nasıl olacak ya. Komşunun karısını, filan artisti yatarken rabıta yapıyorsun ama. Gözünün önünde. Hep kalbinde taşıyorsun onu. Yahya a.s. ile İsa a.s. kuzendir. İkisi beraber mescidi Aksa ‘dan çıktılar, Zeytin dağına gidecekler, kış günü dere var orada, dere taşmış. Genç bir kadın sürüsünü sağmış, evine karşıya geçecek geçemiyor. Onlardan yardım istedi. Beni Allah için karşıya geçirin dedi. Yanlarında bir inandım diyen bir adan da vardı. Üç kişi idiler. Yahya a.s. hay hay dedi. Kadını aldı, karşıya geçirdi, bıraktı. Yollarına devam ettiler.  Bütün gün yol aldılar, gece de yattılar. Sabah Yahya a.s. diğer adama sordu. Hayrola neye suratın asık ne var? Efendim dedi. Dünkü mesele benim kalbimi bozdu. Hayrola ne oldu dedi Yahya a.s. Sen dün kadını kucağına aldın karşıya geçirdin bu iş haramdır dedi, sana yakışmadı, peygamber olsan yapmazdın dedi. İki peygamber de güldü. Biz bir dakika Allah rızası için bir hanımı alıp karşıya geçirdik, onu ailesine kavuşturduk, iyilik yaptık, sevaba girdik, sen yirmi dört saattir o kadını kalbinde taşıyorsun, hem de fitne ve fesatla taşıyorsun. Allah şerrinden bizi muhafaza etsin, git dediler yanımızdan. E insanlar artistlerin, futbolcuların rabıtasını hep yapıp duruyor. Oraya geldi mi haram değil.

Kadın saçını kaşını yolamaz. Ancak boşanma gibi bir zaruret olur o zaman yapabilir. Kadın kendini yoluyor, süsleniyor, sonra çarşıya pazara çıkıyor, olmaz. Olmaz.  Avrupa’ya entegre olamadık. E İslama da entegre olmadık 1400 senedir. Giyimimize dikkat etmemiz lazım, çocuklarımızı da ona göre yetiştirmemiz  lazım. Temiz olun, güzel olun, dikkat çekmeyecek gibi olun. Dikkat çekmek günahtır. Eğer bu şartları yerine getirirsek dosdoğru namaz kılarız. Ve göreceksiniz, yemin ederim ki kıldığınız namazdan öyle bir lezzet alırsınız ki, tadına doyum olmaz. Rasulullah buyurdu ki namaz o derece tatlıdır ki bir kere tadını alsanız bir daha vazgeçemezsiniz.  İşte tadını alan sahabileri görüyoruz, sabaha kadar namaz kıldılar. Biz niye kılamıyoruz, tadını almıyoruz ki, farzı bile zor kılıyoruz. Sanki silah zoruyla kıldırıyorlarmış gibi kılıyoruz. Bir an önce bitsin de kurtulalım diye kılıyoruz. Yemeği yerken zevkle yiyoruz ama. Namazı yemekten daha lezzetli kılacaksın kendine. Zikri kendine yemeden içmeden daha lezzetli kılacaksın kendine. Bunlara dikkat edersek Allahü Teala huzurumuzu arttırır. Bereketimizi arttırır.

Adamın biri geldi Rasulullah’a oğlum çalışmıyor, ne iş yapsın diye sordu. Efendimiz de dedi ki söyle oğluna terzilik yapsın. Tamam dedi sevindi Peygamber Efendimiz de dua etti ki onu zengin etsin. Eve dönerken yolda başka bir sahabe nerden dedi. Anlattı. Dedi ya terziliği ne yapacak, bu sene Medine soğuk Odun kömür getirsin satsın dedi. Babanın da aklına yattı. Oğluna dedi ki kömürcülük yapacakmışsın. Çocuk da odun kömürcülük yaptı. Hakikaten zengin oldu. Altı ay sonra Rasulullah adama sordu ne oldu oğlun? Allah razı olsun oğlum iş tuttu, zengin bile oldu. Sordu, ne iş yapıyor? Adam utana sıkıla kömürcülük yapıyor dedi. Peygamberimiz güldü. Biz dedi dua ettik, Allah kabul etti. Allah onu zengin edecek. İş dedi sebeptir. Biz ona temizini gösterdik, o ahmak dedi pisini seçmiş dedi. Ne iş yapsaydı köşeyi dönecekti .Çünkü zenginliği Allah takdir etmişti. Yani bizleri yaptığımız iş zengin etmez. Zenginliği Allah verir. Öyle bir bereket verir ki aklınız durur, şaşar kalırsınız. Bakın deneyin, ne zaman sıkıntıya düştünüz eski defterleri karıştırın. Eksik zekatınız varsa ödeyin, fite, onu da vermişim, her şey tamam mı, git sadaka ver. Cebinde on lira mı var, git onu hakikaten bir fakire ver. Bak Allah sana ummadığın bir yerden on bin lira gönderiyor mu göndermiyor mu? Bu imandır. İman akılla olmaz. Kim iman akılla olur derse kafir olur. Kim gördü Cebrail A.s.’ı?  Kim gördü mahşer yeri, cenneti cehennemi gören var mı? Kabir azabı çeken var mı içinizde? Yok amam hepsine, gabya iman etmişiz. Rasulullah bize söylediği için iman etmişiz. Biz önce iman ederiz, sonra Allah bize hikmetini gösterir. İman edersin, yaşarsın, yaşadığını Allah sana gösterir. Burası çok önemlidir. İman gabyadır. Daha Bakara suresinin başında, namazlarını doğru kılıp, zekatlarını veren, gaybe iman edenler var ya işte bu kitap hakkı anlatan, doğruluğu gösteren, iman edenlere önderdir. Buyuruyor ayeti kerime. Elif; aleme arife, bütün kainata, lam yokluğa, mahvolmuş,perişan olmuş,  hakikaten  tövbe etmiş olanlara, mim Muhammed’in(s.a.v) himmetine bereketine .. İşte oku, daha başında söylüyor onu.  O imanınıza göre Allah verir.  Allah hepinizden razı olsun.

Soru . namazda gözler açık mı ?

Gözler hep açık. Sağa sola bakmak yok. Avcı diyorlar onlara. Secdeye vardığında da burnunun ucuna bakıyorsun. İmamı Gazali namaz bahsinde diyor ki: namaz kılacağınız yer ve etrafı, süslü püslü, desenli olmasın. Onun için postta namaz kılarlar. Veya beyaz bir seccade üzerinde. Namaz vaktin varsa, yemeğe de çağırılıyorsan önce yemeğini ye sonra namazını kıl. Neden Alahü ekber dediğinde ya sofra da ne vardı diye düşünmeyesin. Bütün engelleri aş, Allah’ın huzuruna öyle çık.

Soru: seccade kısaysa, ayak altında mı olmalı, baş altında mı olmalı?
Seccade bidattır. Sonradan çıkmıştır. Yarın içerde yarın dışarıda. Cennette misin cehennemde misin. Bırak bunları da Allah’ın huzuruna dur.  
  
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Cuma Hutbeleri, Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani Cuma Hutbeleri, Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani, mevlana şeyh nazım kıbrısi el hakkani hazretleri'nin yazdığı ''Cuma Hutbeleri'' Kitabı derviş yayınlarından cuma günü sohbetleri bir kitapta derlenmiş olup ucuz fiyata burada satılmaktadır, Hakkani Yayınları, Sohbet Vaaz cuma hutbeleri kitabı derviş yayınları
Cuma Hutbeleri, Şeyh Nazım Kıbrısi El Hakkani

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.